Alan Greenspan, Amerikan Merkez Bankası’nın eski başkanı. Diğer adı ’Yaşlı Kurt’. Bazılarına göre de yaşlı para kurdu. İşte bu adam geçen gün öyle bir söz söyledi ki Karl Marx’ın 1840 yılında söylediği “her şeyi ekonomi belirler” sözünü haklı çıkarttı.
Eski FED Başkanı Greenspan, Sovyetler Birliği hayali kuran Putin’in ancak finansal operasyonla dize getirilebileceğini söyledi. Greenspan’a göre, Putin’i dize getirecek tek şey borsanın ve rublenin değer yitirmesi olacaktır.
Artık dünya değişti. Ülkeler o kadar ekonomik olarak iç içe girdi ki bir ülke bir başka ülkeyi bilgisayarın klavyesinin tek tuşu ile allak bullak edebiliyor.
Klavyenin tuşları ile artık o ülkeye nükleer başlıklı füzeler yollamaya hiç gerek yok. Yapılacak olan, tek tuşla o ülkenin para birimini vuracak alım veya satımı yapmak.
İşte her şey bu kadar kolay!
Greenspan’ın söylediği gibi Rusya’yı durdurabilecek tek şey ekonomik silahtır. Nitekim Putin’in Kırım’ın işgalinden son dakikada vazgeçmesinde, Rus para birimi rublenin büyük değer kaybı ve borsasının da bir günde yüzde 10 değer yitirmesi etkili oldu.
Amerika, Rusya’yı gerçekten bu yolla çok kolay dize getirir.
Petrol ve altın piyasası tamamen Amerika’nın kontrolünde. Petrol ve altın, Rusya’nın ayakta durmasını sağlayan en önemli doğal zenginlik. Amerika’nın petrolü 100 USD’nin altına çekmesi, hele bu rakamların 60-70 dolarlara kadar gerilemesi, Rusya’nın ekonomisini darmadağın edecek bir ekonomik gerçek.
Greenspan, bu açıklamasıyla aslında Amerika’nın son dönemdeki gizli stratejisini de ifşa etmiş oldu.
Amerika artık savaş dönemini kapattı. Amerika artık yeni düzeni ekonomik silah ile oluşturuyor.
İstediği ülkeyi isterse bir gecede batırabilir. Ekonomik olarak iflas etmiş bir ülkenin uçakları kalkamaz ve askeri de atacak kurşunu bulamaz.
Düzen artık bu.
Ya Türkiye?
Türkiye’de son bir yıldır gerçekten garip olaylar oluyor. Gezi olaylarıyla birlikte hükümetin tavırları ve demokrasiden uzaklaştığı iddiaları Amerika’nın ciddi tepkilerine neden oluyor. Türkiye’deki basın özgürlüğünün olmadığını ima eden ABD elçisini bile “sınırdışı etmekle” tehdit eden hükümet, ciddi bir ekonomik izolasyonla karşı karşıya mı?
Bu soruya yanıt vermek için ekonomideki gelişmelere bakmak yeterli oluyor.
Yabancı finans kuruluşlarından ardı ardına gelen ekonomik raporlar, hep Türkiye’nin aleyhine. Son olarak ABD’li Standard and Poor’s, 5 büyük Türk bankasının fonlama riskinin çok yüksek olduğunu açıkladı. Bu, şu anlama geliyor:
Türkiye’de büyük bir kriz kapıda. Nitekim dolar, sessiz ve derinden yükselişini sürdürüyor. Faizler bazı bankalar tarafından açıkça ilan edilmese bile yüzde 13’ün üzerine çıkartıldı. Türkiye’nin en büyük bankalarından biri ile yatırımcı olarak, 500 bin TL için faiz pazarlığı yaptım. 13.25 teklifi karşısında gerçekten Türkiye’de bazı şeylerin artık kriz noktasına geldiğini anladım.
Türkiye belki de Rusya’dan önce büyük bir ekonomik izolasyon tehlikesiyle karşı karşıya. Kriz, 2000 yılında olduğu gibi bir gecede çıkartılmıyor, zamana yayılıyor. Bunun için de iki önemli gösterge; faizler ve dövizdeki yükseliştir.
Faizlerin yüzde 15’e ve doların da 2.50’nin üzerine çıkması, Türkiye’yi büyük bir krize sürükleyecektir. Bu ekonomik izolasyonda hükümetin yapabileceği hiç bir şey yok. Zira 10 yıldır Türkiye’yi, Amerika’nın parasıyla sahte cennete çevirdiler. O bol para ile sadece lüks evler ve AVM’ler yaptık. Siz Türkiye’de son 10 yılda tek bir sanayi tesisinin yapıldığını duydunuz mu?
Sıkıntılı günler kapıda. Paranın çok daha değerli olacağı günler gelecek. Bu nedenle; 1 lirayı bile harcarken biraz durup düşünün.
