Türkiye'nin S-400 alımı kimin işine yarar?
31 Mart seçimlerinin hemen ertesi günü ABD'den gelen açıklamalar can sıkıcıydı. Çünkü ABD, sadece F-35 transferini durdurmuyor proje kapsamında Türkiye'nin ürettiği parçalar için alternatif üretici arıyordu. Yani Türkiye'yi F-35 projesinden de çıkarıyordu.
Ne zamandır gerginleşen S-400 alımına karşılık F-35'in iptal edilmesi krizi geçen hafta ortasında adeta zirve yaptı.
Hafta ortasında ise ABD Başkan Yardımcısı Pence'ten akıllara ziyan bir açıklama geldi: Türkiye bir seçim yapmalıdır. Dünya tarihindeki en güçlü askeri ittifakın kritik bir ortağı olarak mı kalmak istiyor yoksa ittifakımızın altını oyan düşüncesiz kararlar alarak bu ortaklığın güvenliğini riske mi atmak istiyor, tercih yapmalıdır.
Bu açıkça Türkiye'ye NATO'dan çıkarma tehdidi ve S-400 ile NATO üyeliği arasında seçim yapma dayatması ve şantajı.
Daha önceleri de defalarca ifade ettiğim gibi, Türkiye, yüksek irtifa hava savunma füze sistemi alınması projesini ve sürecini yanlış ele aldı ve yanlış yürütüyor. Projenin en başından Çin ile başlayan süreç şimdi ABD/NATO ile krize dönüştü.
Hafta ortasına krizin zirve yaptığı esnada Vaşington'da NATO'nun 70. kuruluş yılına denk gelen tarihte Dışişleri Bakanları toplantısı da yapıldı. Toplantının ana gündemi Rusya ve Karadeniz idi. Adeta Türkiye'nin gözünün içine sokarcasına bir şey göstermeye çalışıyorlardı. Rusya NATO'nun bir numaralı düşmanı ve NATO'nun bir üyesi Türkiye NATO'dan füze savunma sistemi alıyor. Hal böyle olunca Türkiye'nin S-400 alım gerekçeleri NATO'daki muhataplarından kabul görmüyordu.
Aslında açıklamalarıyla Türkiye kendini de zora düşürüyordu. Çavuşoğlu, alınacak S-400 sisteminin NATO ülkelerinin (otomatikman Yunanistan dahil) sistemlerini düşman olarak algılamayacağını söyleyerek ABD ve NATO'yu ikna etmeye çalışıyordu. Rusya, sattığı füzelerin kendini hedef almasına da izin vermeyeceğine göre aldığımız S-400 sistemlerini kime karşı kullanacağız?
Kabaca değerlendirecek olursak; Rus silah sistemleri ve uçaklarına sahip, Rus üslerinin bulunduğu Suriye'ye karşı bile kullanılamayacak. Kala kala İran tek tehdit olarak kaldı. Halbuki NATO füze kalkanı projesi kapsamında Türkiye'de Kürecik'e radar, Polonya ve Romanya'ya füze sistemleri yerleştirilirken NATO dokümanlarında İran'ın tehdit olarak gösterilmesine karşı çıkan da Türkiye olmuştu. Yani İran'a da karşı kullanmayacağız dersek yanlış olmaz. Gerekirse kullanılır tabi ama mevcut durumda tehdit beklemiyoruz.
Bu durum benim en baştan bu yana söylediğimi teyit eder yönde. Türkiye, S-400 konusunu askeri güvenlik ihtiyacını karşılamaktan ziyade siyasi bir karar ve koz olarak ele aldı. ABD ve NATO'nun da bu kadar sert karşılık vermesi, dayatmalarda ve tehditlerde bulunması belki de Türkiye'nin blöf yaptığını düşünmelerinden kaynaklanıyor. Çünkü Türkiye, en başından beri bu imajı verdi.
Türkiye S-400 sistemini alırsa bunu kendi milli füze savunma sistemini geliştirmeye nasıl çevirir, ya da ne kadar nasıl zarar görür ayrı yazılar ve çalışmalar konusu. Ama Türkiye'nin S-400 almasından veya bu işin bir süre daha sürüncemede kalmasından istifade edecek ülkeler olacaktır.
Bunun en başında kuşkusuz Rusya var. Mevcut haliyle bile NATO içinde NATO ile Türkiye arasında, Türkiye ile ABD arasında kriz yaratmış olmaktan, kırılganlık ve güvensizlik aratmış olmaktan Rusya memnundur. Putin büyük keyifle seyrediyordur.
Türkiye'nin S-400 alması demek F-35 uçakları ve sonrasında diğer askeri/silah sistemlerini de ABD'den alamaması demektir. Bu durum Türkiye'yi askeri/silah ihtiyaçlarını karşılamak için Rusya'ya yönlendirebilir. Halihazırda enerji kaynakları açısından Rusya'ya %55 oranındaki bağımlılığın üzerine askeri alandaki bağımlılığı da eklediğinizde Türkiye'yi tabiri yerindeyse orta ve uzun vadede Rusya'ya göbekten bağlı hale getirecektir.
Türkiye'nin S-400 serüvenini merakla bekleyen bir diğer ülke ise Yunanistan. 2015 yılında bir süre Yunan Savunma Bakan Yardımcısı olan Kostos İsihos Türkiye'nin S-400 sistemlerini almasının Yunanistan'ın menfaatlerine uygun gelişmelerin önünü açabileceğini söylüyor. Türkiye'nin S-400 alımı ile Batı ile arasına mesafe koymasına yol açacağını, bölgede Türkiye'nin rolünü üstelenmek üzere Yunanistan'ın ABD'den istediği yeni silah sistemlerini rahatlıkla tedarik edebileceğini ifade ediyor.
Belki de ABD böyle bir durumu öngördüğü için bir süredir Yunanistan-GKRY üzerinden Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Ege'de yeni ittifaklar, üsler oluşturma, Yunanistan'a askeri yardımları artırma, Rumlara askeri yardım ambargosunu kaldırma kararındadır.
Rusya ve Yunanistan'ın hayalleri gerçekleşecek mi derseniz pek mümkün gözükmüyor. Çavuşoğlu'nun, Patriot sistemlerini alma konusunda ABD ile anlaşabiliriz diyerek bunun işaretini vermiş gibi. ABD, Patriot sisteminin satışı için de S-400 sistemlerinin alınmamasını şart koşmuştu. Patriotlarda anlaşmak demek S-400 almayacağız demektir.
Merak edilen, böyle bir şey olduğunda Türk tarafının bunu nasıl gerekçelendireceği.