KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Anavatan Türkiye ile didişmekte, tahriklerini sürdürmekte, halkımızı kutuplara ayırıp bölmekte ve yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçiminde yarattığı gerilimlerden nemalanmaya, oy kazanmaya çalışmaktadır. Akıncı ve yakın çevresi son günlerde Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale ettiği, edeceği yalanını ortaya atarak, iftiralarla mağdur edebiyatı yapmaktadır. Akıncı, geçtiğimiz hafta seçim propagandası çerçevesinde sosyal medya hesabından yaptığı bir açıklamada aynen şunları söyledi:
"Türkiye ile karşılıklı saygı temelinde bir ilişkiyi her zaman savundum. Bizden Türkiye düşmanı çıkmaz; boşuna uğraşmasınlar ama 'otur arap, kalk arap' misali 'biatçı' bir anlayış da çıkmaz. Biz Rum tarafının azınlığı olmak istemediğimiz gibi, bir alt yönetim olarak nitelenmek de istemeyiz. Bu topraklarda onurlu bir halk olarak eşitlik-özgürlük-güvenlik içinde ve uluslararası hukuk çerçevesinde yaşamak istiyoruz. Halkımızın bu hassasiyetlerine de herkesten saygı bekliyoruz. Seçimlerimizde de tek söz sahibi halkımızın kendisidir. Bunun ötesinde hiçbir müdahaleyi de kabul etmiyoruz."
Akıncı'nın bu açıklamasına en ağır eleştiri seçimdeki rakibi Başbakan Ersin Tatar'dan geldi. Başbakan Tatar, yaptığı yazılı açıklamada Akıncı'yı "Kıbrıs Türkü'nün devletini küçümsemek, KKTC'ni alt yönetim olarak görmekle" eleştirirken "Rum tarafının egemen eşitliğimizi yok sayan tutumuna ses çıkarmayan, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşunda elde ettiğimiz veto hakkımızın ortadan kalkmasına neden olan Sayın Akıncı'nın KKTC'nin yaşaması ve yücelmesini gaye edinen UBP'nin devletimizin alt yönetim haline indirgemesini istediğini ileri sürmesi kabul edilemez bir seçim oyunu, çarpıtmadır " dedi. Tatar açıklamasına şöyle devam etti:
"Her şeyden önce kendisini sözde özgürlükçü, sözde çağdaş gören bu kişi, "otur arap kalk arap misali" sözüyle zihninin derinliklerindeki ırkçı bakış açısını yansıtmış ve iki yüzlü siyasal tavrını ortaya koymuştur. Sadece yeniden seçilmek için KKTC'nin Türkiye Cumhuriyeti ile olan tarihsel, toplumsal, kültürel ve ekonomik ilişkilerini "biat" yani boyun eğmek, tabi olmak olarak kurgulayanların, Kıbrıs Türk halkının haklı davasını en başından itibaren, canıyla, kanıyla, ekonomisiyle, diplomasisiyle, ordusuyla gönülden destekleyen kardeş Türk halkını ve devletini incitmekten zerre rahatsızlık duymadığı da açıktır."
Akıncı'ya sorular
Akıncı'nın açıklamasındaki amacı Türkiye düşmanı federasyoncu kesimin oylarını almak, rakibi CTP Genel Başkanı Erhürman'dan oy çalmaktır. Akıncı, mağduru oynayarak kararsızların da oylarına gözünü dikmiştir. Akıncı'nın diğer bir hedefi de suni tartışma ortamı yaratarak esas tartışılması gereken, 5 yıllık yönetimindeki başarısızlıkları saklamaktır. Akıncı'nın "Türkiye müdahale ediyor-edecek" iddiası martavaldır ve gerçeklerle örtüşmemektedir. Türkiye'nin müdahalesi bir yana Akıncı'ya 'biat et' diye telkinde bulunan, baskı yapan da olmamıştır. Şimdi Akıncı'ya buradan soruyorum:
1. Göreve geldiğin günden itibaren "Kıbrıs Türk halkının iradesi doğrultusunda hareket ediyorum" deyip kendin karar verip müzakerelerde ödünler vermedin mi?
2. Kıbrıs Konferansı toplansın federasyon gerçekleşsin diye oldu bitti yaratarak 'Taviz Haritası'nı kendin vermedin mi?
3. KKTC topraklarının yüzde yirmisini Rum'a kendin peşkeş çekmedin mi?
4. Siyasi eşitliğimizi sulandırıp, haklarımızı 1960 öncesine taşıyarak ödünleri kendin vermedin mi? 5. Veto hakkımızdan kendin vazgeçmedin mi?
6. İçinde aleyhimize inanılmaz tavizler bulunan bulunan Guterres Çerçeve Belgesi'ni Meclis'e, Hükümet'e ve Türkiye'ye danışmadan yangından mal kaçırırcasına müzakerelerde stratejik belge olarak kabul etme kararını kendin vermedin mi?
7. Türkiye'nin garantörlüğünün, aksine Meclis kararı olmasına rağmen, masada pazarlık konusu yapılmasına kendin karar vermedin mi?
Yukarıdaki taviz listesini daha da uzatabilirim. Akıncı, Türkiye'ye 'Biat etmem' diye yaygara koparırken 'kalk arap otur arap olmam' diye adeta meydan okurken aslında kendi kusurlarını ve iflas etmiş siyasetinin üstünü örtmeye, gizlemeye çalışmaktadır. Kıbrıs Türk halkı hesap veremeyen, halkına rağmen sadece kendi aldığı kararları uygulamaya çalışan bir lideri yeniden seçmeyecektir.
