Türkiye, Avrasya Birliği’ne girecek mi?
Rusya Devlet Başkanı Medvedev resmen açıkladı. 1 Ocak 2015’e kadar imzalanacak kapsamlı anlaşma ile Avrasya Birliği’nin hayata geçirilmesi planlanıyor. Kazakistan, Kırgızistan, Belarus ve Tacikistan, Avrasya Ekonomik Topluğu’nun tam üyeleri... Ukrayna, Moldova ve Ermenistan ise henüz gözlemci üyeler. Aslında Avrasya Birliği çalışmaları uzun zamandır konuşuluyor ve farklı uluslararası örgütlenmelerin nihai hedefi olarak değerlendiriliyor. Özellikle Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in bu projeyle yakından ilgilendiği ve topluluğun fikri temellerini oluşturduğu ifade ediliyor. 2010 yılında Kremlin Sarayı’nda kararlaştırılan ve Rusya, Kazakistan, Belarus tarafından uygulamaya konulan Gümrük Birliği sürecinin bazı küçük pürüzler dışında işlevselliğini koruması üye ülkeleri daha da cesaretlendiriyor. Kırgızistan, resmî olmasa da Gümrük Birliği projesinin stratejik kullanıcıları arasında ve nihai anlaşma ile birliğe katılması bekleniyor.
Avrasya Birliği’nin 2015 yılında kurulacağının ifade edilmesi, salt bölgesel gelişmelerle açıklanamaz. Avrupa’ya, Orta Doğu’ya, ekonomik gelişmelere bakmak lazım. Öncelikle ABD ve İsrail ile Suriye üzerinden gerçekleşen restleşmenin, Avrasya Birliği projesini öne aldığı söylenebilir. Zira Rusya yönetimi, Suriye’de Esad rejiminin kaybetmesini, bölgedeki çıkarlarının sona ermesi olarak kabul ediyor. Bu sebeple Çin ve bazı komşu ülkelerin zımni desteği ile ABD’yi müdahale ihtimaline karşı rahat bırakmadığı gibi, BM nezdindeki girişimlere engel oluyor. Birkaç hafta önce Rusya ve Arap Birliği arasında varılan mutabakat maddelerine bakılırsa “Suriye’de taraflarca şiddetin durdurulması ve müdahale seçeneğinin ortadan kaldırılması” ifadesi dikkat çekiyor. Bu durum Esad’ın etkili direnişindeki ipuçlarını doğruluyor.
2015’te uygulamaya konulacak olan Avrasya Birliği projesinin, o tarihlerde Avrupa’ya gidecek olan yeni doğal gaz boru hatlarıyla da ilgisi bulunuyor. Avrupa ülkelerinin enerji bağımlılığının had safhaya ulaşması ve Avrupa genelinde yaşanan işgücü sorunu, kurulacak birliğin farklı bölgeler üzerinde stratejik bir üstünlük kurmasına zemin oluşturuyor. Bu durum Avrasya Birliği’nin özünde yatan hedeflerle de açıklanabilir. Avrasya Birliği ekonomik anlamda AB, ABD ve Asya arasında mal, hizmet ve iş gücünün dolaşımı açısından güvenli bir koridor oluşturulması temeline dayanıyor.
Avrasya Birliği’ni hızlandıran bir başka neden ise dünyadaki ekonomik gelişmeler ve krizlerle şekillenen yeni paylaşım seçenekleri... Rusya olası bir küresel kriz ihtimaline karşı bölgesel direnci artırmak ve birliğin kendi iç pazarında ayakta kalabilme şansını artırmak istiyor. Her ne kadar böyle olmadığı iddia edilse de Post-Sovyet sisteminin ivme kazanacağını iddia etmek mümkündür. Peki Türkiye, Avrasya Birliği’nin neresinde duruyor? Kestirmeden söylemek gerekirse, bu dış siyaset anlayışı ile NATO üyesi Türkiye’nin, en azından pratikte Avrasya Birliği’nde yer alması mümkün görülmüyor. Ancak yine de Türkiye’nin bu konuda acele açıklamalardan uzak durması çok önemli. Rusya, Türkiye’nin bu bölgedeki gücünün farkında ve karşı kutupta güçlü bir Türkiye istemiyor. Bu yüzden kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde Türkiye için farklı statüdeki üyelik seçenekleri hayata geçirilebilir. Ayrıca henüz uyumakta olan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nü ve bu yıl değerlendirilecek olan Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üyelik başvurusunu da göz ardı etmemek gerekiyor.