Türk ordusu hiçbir siyasi partiye yandaş olamaz
Brüksel''deki NATO Karargahı''nda Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın basın açıklaması yaptı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin NATO''daki en üst rütbeli subayı olan Korgeneral Göksel Kahya boş çay bardaklarını topladı.
Asker dostu bir gazeteci olarak yüreğim sızladı, utandım.
Deprem olduğu gün depremzedelere yardıma koşmasına izin verilmeyen Mehmetçik aklıma geldi.
Çok kızdım çok…
15 Temmuz sonrası; Türk Silahlı Kuvvetleri''nin siyasetin emrine girmesi, Kuvvet Komutanlıklarının Millî Savunma Bakanı''na bağlanması ve Genelkurmay Başkanı''nın ordusuz bırakılması sağlandı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk''ümüzün şu üç sözü aklıma takıldı:
-"Askerin partisi olur mu? Olmaz.
Asker, askerdir…"
Ah Atam ah…
Türk ordusuna, Ergenekon, Balyoz, Askerî Casusluk, 28 Şubat davaları gibi kumpaslar kurdular.
26. Genelkurmay Başkanını 26 ay esir tuttular.
Kozmik Oda''nın sırlarının hain FETÖ''cüler tarafından ele geçirilmesine izin verdiler.
Ah Atam ah…
Önce FETÖ''cüleri doldurup birer birer terfi ettirdiler, sonra da Türkiye''yi 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimine mahkûm ettiler.
Sonra da kendileri sütten çıkmış ak kaşık rolüne büründüler.
Hepsi Fethullah Gülen hoca efendilerinin hasret çekip gözyaşı döken müridi idi.
Ne yazık ki hâlâ iktidardalar.
Ne FETÖ''nün siyasi ayağını ne de Yurtta Sulh Konseyi kimlerden oluşuyordu ortaya çıkarttılar.
Ah Atam ah…
Şu sözlerini unuttular;
-"Ordu, halkın ordusudur.
Bedelli askerlik, sınıf ayırımına yol açar.
Ne kadar paraya ihtiyacımız olursa olsun, vatandaşlarımız arasında zengin-yoksul ayırımı yapamayız."
Bedelli askerlik çıkardılar.
Parayı basan vatani görevden muaf tutuldu.
Deprem olunca dediler ki;
-Asker sınır ötesinde görevde…
Paralı askerlik çıkartırsan bölgede depremzedelere yardıma koşacak asker bulamazsın elbette.
Atam der ki;
-"Türk ordusu; dünyanın hiçbir ordusunda seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir.
Ben ordumuzun mevcudiyet ve kuvvetini, paramızla mütenasip bulundurmak nazariyesini kabul edenlerden değilim.
''Para vardır, ordu yaparız; paramız bitti, ordu intihal etsin...''
Benim için böyle bir mesele yoktur."
Ekonomik krize para bulmak isteyen AKP, vatani görevi bedelli göreve çevirdi.
Askerî hastaneler kapatıldı, hastanesi olmayan bir ordu yapıldı.
Siyasileri alkışlayan, üniformaları ile camiden siyasilerle saf tutan, cemaat yuvasında üniforması üzerine cübbe giyip sarık takıp ibadet yapanlar gördük.
Harp okullarına tarikatları dolduran AKP iktidarı neyi hedeflemektedir?
Atam der ki;
-"Bu ordu sultanın ordusu idi ve onun iradesini yerine getirir, yalnızca onu tanırdı. Bu ordu günde üç kez, ''Padişahım çok yaşa!'' diye bağırmak zorundaydı.
Yeni orduyu tamamen yeni prensipler ve temeller üzerine kurduk. Bu ordu, eski ordunun halkın davasına, vatan müdafaasına sadık kalmış kısımlarından ve emekçi köylü kitleleri arasından toplanan kişilerden oluşturulmuştur.
Biz bu orduyu kurarken, yalnızca bir tek amaç güttük.
Bu da bu ordunun sultan ordusu değil, halk ordusu olması, ayrı ayrı şahısların değil, bütün halkın menfaatlarını savunmasıdır…"
Türk ordusu hiçbir siyasi partiye yandaş olamaz.
Değerli okurlarım,
CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti''nin oluşturduğu Millet İttifakı''nın, "Ortak Politikalar Mutabakat Metni" Türk ordusunda yeniden yapılandırma hedefini şöyle tanımlıyor:
- "Ordumuzun istihbarat, keşif, vurucu gücünü ve diğer operasyonel yeteneklerini güçlendireceğiz.
Millî Savunma Bakanlığı''nın teşkilat yapısını gözden geçireceğiz. Kuvvet Komutanlıklarını tekrar Genelkurmay Başkanlığına bağlayacağız.
Askerî liseleri, harp akademilerini ve askerî hastaneleri tekrar açacağız.
Her yıl ilgili tüm tarafların katılımıyla kapsamlı bir Güvenlik Şûrası düzenleyeceğiz."
Değerli okurlarım,
Türk Silahlı Kuvvetleri Türk milletinin gözbebeğidir.
Türk milletinin özgürlüğünün, vatanın bölünmezliğinin en büyük teminatıdır.
AKP iktidarının bilerek ve tasarlayarak etkisizleştirdiği Türk Ordusunun yeniden yapılandırılması ve güçlendirilmesi için Millet İttifakı kararlıdır.
Yaşasın Mehmetçik…