Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU
Hulki CEVİZOĞLU

Türk halkı acıyor ama ötekileştiriyor!

Maltepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü doktora öğrencilerinin araştırması, Türk halkının Suriyeli sığınmacıya bakışını da tespit etti: Mağdur-yoksul ve suçlu-dilenci.

Türk vatandaşları Suriyeli göçmenleri bir yandan savaştan kaçan, mağdur, zavallı, güçsüz, problemli ve yoksul insanlar gibi sıfatlarla olumlu biçimde değerlendirmektedir. Öte yandan ise; kaçak, suçlu, dilenci, hırsız, fahişe, tecavüzcü, suç isleme potansiyeli yüksek, Türkiye’ye maddi yük olan, ucuz ücretle yasadışı işçi olarak çalışan olumsuz insanlar olarak nitelemektedir.

Maltepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Doktora öğrencileri olarak (Burcu AYVAZ, Esra DEMİR, Sibel KAYA KUŞTEMİR ve ben), İstanbul’da “Taksi Şoförlerinin Türkiye’ye Gelen Suriyelilerle İlgili Algısı” konulu niteliksel araştırma gerçekleştirdik.

Araştırmada Türk taksi şoförlerinin, deSonuç olarak, Türkiye’nin bir “sosyal gerçek”i olan Suriyeli göçmenler konusunda çözümler üretmek gerekmektedir. Türk vatandaşları Suriyeli göçmenleri bir yandan savaştan kaçan, mağdur, zavallı, güçsüz, problemli ve yoksul insanlar gibi sıfatlarla olumlu biçimde değerlendirmektedir. Öte yandan ise; kaçak, suçlu, dilenci, hırsız, fahişe, tecavüzcü, suç isleme potansiyeli yüksek, Türkiye’ye maddi yük olan, ucuz ücretle yasadışı işçi olarak çalışan olumsuz insanlar olarak nitelemektedir.

Bu “sosyal soruna” çözüm önerisi şöyledir: Ülkelerine dönmek isteyen Suriyeliler teşvik edilmeli ve devlet bu konuda yardımcı olmalıdır. Gitmek istemeyenler için yeni politikalar üretilerek çalışma hayatı, eğitim, dil, barınma, sağlık, topluma uyum gibi alanlarda düzenlenmeler yapılmalıdır.

“Taksi Şoförlerinin Türkiye’ye Gelen Suriyelilerle İlgili Algısı” adlı niteliksel araştırmada alınan yanıtlara bağlı olarak ise “özetle” şu öneriler yapılabilir:

Suriyeli göçmenlerin toplumsal krize ve toplumsal çatışma ortamına neden olmaması için kamu politikaları ile uyum süreci başlatılmalı. Kayıt dışı Suriyeliler kayıt altına alınmalıdır.

Devlet bilinçli bir nüfus politikası uygulamalıdır.

Türk vatandaşları dini ve tarihi bağları dikkate alarak Suriyelileri ötekileştirmemelidir.

Suriyelilerin mesleki niteliklerinin belirlenmesi, onlara Türkçe ve mesleki eğitim sağlanmalıdır.

Uluslararası kurum ve kuruluşlarla yoğun temas kurulmalı ve insani yardımlar sağlanmalıdır.

vletin Suriyeli göçmenlere verdiği sağlık, eğitim ve barınma gibi temel insani haklardan; İstanbul ve Türkiye genelinde ne gibi değişikliklere yol açtıklarından haberlerinin olup olmadığı sorgulandı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Belma AKŞİT tarafından daha önceden hazırlanmış olan görüşme çerçeveleri tartışılarak son halini aldı. Önemli çalışmanın ortaya çıkardığı “sosyolojik gerçekler” şöyle:

“Suriyeli” Algısına İlişkin Bulgular

“Suriyeli” kavramı katılımcılarda çok farklı çağrışımlar yapmaktadır.

Örneğin, bir grup katılımcı Suriyeli dendiğinde duygusal olarak tepki veriyor, acıyor:

“İşte dediğim gibi sefilleri de var hani yani sefil demeyeyim de yanlış anlaşılmasın yani ekonomik durumu kötü olan insanlar da hani var zaten onları televizyonlarda da görüyoruz. Çoğu ekonomik durumu kötü olanlar ortalıklarda geziniyorlar, millete tehdit olmaya başlamışlar öyle söylüyor arkadaşlar.”

“Suriyeli kelimesi zavallı çağrışımı yapmaktadır. Suriyeliler vatanını terk etmeye mecbur kalan, açlık için mücadele eden gariban insanlardır. Çöp tenekelerinin yanında, ellerinde kuru ekmek olan insanlardır.”

Suriyelileri olumsuz olarak algılayanlar da görüşlerini şöyle açıklıyor:

“Kaos yaratan kişiler, Uyuşturucu silah kaçaklığını rahatlıkla yapmaları. Çalışmayı bilmedikleri için aç, sefil insanlar”

“Araştırdığınız zaman bizim düşmanımız onlar, bazı arkadaşlar, yanımda oturuyor bu yanımda da oturuyor yani, bu biraz daha uyumlu şey maskeli böyle sabit ben değilim ben geniş açıdan bakıyorum. Benim açım(aç insan) dururken ben Suriyeliye bakamam.”

Üçüncü bir grup da, ülkesini terk edip kaçan insanlar olarak Suriyelileri eleştirenler:

“Suriyeli dendiğinde aklıma gelenler savaştan kaçanlar işte buraya oraya kaçanlar geliyor’85. İşte savaş oldu bunlarda bizim hükümette izin verdi aldı bunları ülkeye. Ha iyi mi etti bence olmadı bu. Bizim kendimize hayrımız mı varda gitti bunlara sınırları açtı. Kilis’te bombalar patlıyor haberlerde dün verdi. Başımıza bela olacak bunlar bizim. Eeee birde bizim Kürt sorunumuz var. Doğuda savaş var hükümet hiç umurun damı? Hala getirecekmiş bir o kadar daha Suriyeli.”

Göçmenlerin “Türkiye’ye Etkileri”ne Ait Bulgular

Suriyeli göçmenlerin Türkiye’deki kişisel ve toplumsal düzeydeki etkileri konusunda olumsuz görüşler ortaya çıkmaktadır.

“Gün geçtikçe şehit sayısı artıyor. Suriyelilerle birlikte ülkenin sorunlarına ek olarak dış devletlerle de sorunlar başladı. Emeklilerden kesilen ücretin kendi vatandaşımızdan çıkması cebime bir zarar.”

“İşsizlik arttı. Türkiye’de zaten yoksulluk çok onlar geldi daha da arttı. Türkiye’nin sorunları bitmez. PKK var bombalar patlıyor. İleride Türkiye’nin başına bela da olabilirler. Çünkü para yok. Milletin mallarını çalcaklar.”

“Suriyelilere Sağlanan İmkânlara” İlişkin Bulgular

Sınavsız üniversite hakkı verilen Suriyeliler için derinlemesine görüşme yaptığımız taksi şoförleri, Suriyelilerin ülkemize yük olduğunu, bizim öğrencilerimize haksızlık edildiğini düşünmektedirler:

“Benim mesela atıyorum ya çok tanıdığım var annesi babası hani affedersiniz köpek gibi çalışıyor sırf çocuğu okusun hani adam olsun diye, tabi çocuğun okumakta bir marifettir. Uğraşıyor çabalıyor onca sene dershaneye gönderiyor. O kadar para döküyor, kazanamıyor, kazanan da giremiyor. Sen hiçbir emek verilmeden üniversiteye alıyorsun, benim vatandaşımın öğrencilerin yani okuyan arkadaşlarımızın önünü kesiyorsun. Ben ona karşıyım.”

İstihdam konusunda, Suriyelilerle birlikte, Türkiye’de zaten mevcut bulunan işsizliğin arttığı düşünülüyor. Bazı katılımcılar Suriyelilerin iş bulabildiklerini düşünürken, bir kısmı da işsizlik nedeniyle hırsızlık yaptıklarını düşünüyor.

“Benim ülkem onları doyurabilecek yardım edebilecek seviyede bir ülke değil”

“Benim vatandaşımın %60’ı yarı aç yarı tok yatan insanlar”

Sağlık hizmetleri konusunda, Suriyelilerin Türk vatandaşları kadar hakka sahip oldukları düşünülüyor:

“Örneğin ben ağzımdaki protezi dört seneden önce tamir ettiremiyorum ama bu Suriyeli vatandaş gidiyor herhangi bir klinikte ağzını, dişlerini yaptırabiliyor”.

“Çünkü benim hastanem, geçen gidiyorum hastaneye gidiyorum, ben geri planda kalıyorum,”

Suriyelilerin Dışlanmasına İlişkin Bulgular

Türkiye’ye gelen Suriyelilerin Türkiye’de dışlanıp dışlanmadıkları konusu da çok önemli bir gerçeği ortaya koymaktadır. Niteliksel Araştırmada, bu soruya yanıt ararken, genel olarak dışlandıkları gerçeği ortaya çıktı.

İnsan Haklarına İlişkin Bulgular

Türkiye’ye gelen Suriyelilere yönelik “insan hakları” konusu araştırılırken, İstanbullu taksi şoförlerinin en yabancı oldukları kavramla karşılaştıkları ortaya çıktı. Bir kısmı “insan hakları olmalı” düşüncesini savunurken, çok ender verilen yanıtlar arasında “insan hakları var” diyen oldu.

“Kime göre insan hakları tabi şimdi onu da şey etmek lazım siyasi bir soru bu. İçeriği siyasi sen ne kadarda yok desen de bence insan haklarını kime neye göre Avrupa’ya göre mi yapacağız yoksa... Yani ne diyebiliriz “insan hakları” diyince insanların insan gibi yaşam hakları demek, herkese eşit şekilde davranılması gerekiyor ama Türkiye de bu yok yani Avrupa’da yok ama Türkiye’de de yok.”

“Bence insan hakları yoktur. Savaştan kaçıcaz diye adamlar ölümü göze alıyolar. Ölen ölüyo kalan kalıyo. Fransa’da sokakta yatıyorlar. Gene biz iyiyiz en azından yardım ediyoruz.”

En Kritik Bulgu: “Siz Olsaydınız Ne Yapardınız?”

Çeşitli konularda görüşlerini bildiren katılımcılar “en kritik konuda” tam anlamıyla kararsız bir tutum sergilemektedir.

İstanbullu taksi şoförlerinin Suriye’den gelenlerle ilgili çeşitli konularda eleştiri ve görüşleri mevcutken, sorumluluk ortaya çıkınca 6 farklı konuya dağılan görüş açıkladılar. Hükümetin yaptığı gibi yapacağını söyleyenler, ülkeye almayacağını düşünenler, tampon bölge kurulması gerektiğini savunanlar, Suriyelilere yönelik pozitif ayrımcılıkları ortadan kaldırmayı düşünenler, savaş bitince Suriyeleri geldikleri gibi ülkesine göndermek isteyenler kadar “fikri net olmayanlar” da vardı.

Hükümetin yaptığı gibi “kapıyı açardım” görüşünü savunan bir katılımcı şöyle dedi:

“İlla ki açardım kapıları yani yardım etmek bizim geleneğimiz Türk insanın Türk milletinin yüzyıllardır bir geleneği yapmak zorundasın şimdi o hale düştükten sonra başka alternatif kalmamış o insanlar için.”

“Ülkeye almazdım” görüşünü savunun iki katılımcının ifadeleri:

“Ben olsam ben yani bana sorsan ben hiçbirini hiç kimseyi almam ülkeme.”

“Ben olsaydım başta hiçbirini buraya getirmezdim. Bunlar geldi dönmezler de eee anca işte ıııı Avrupa gel derse giderler. Almazdım ben.”

“Suriye’deki savaş bitince Türkiye’ye gelenleri ülkelerine göndermek” isteyen bir katılımcı da şöyle dedi:

“Onları alırdım ama savaş bitince gönderirdim ama çoklar, devlet hangi birine yardım etsin? Ben olsam dilimizi öğretirdim bu işlerine yarardı. Burdakiler dil bilmiyo o yüzden sorun yaşıyo Türkler de bu yüzden onları istemiyo. Biyere gidince dertlerini anlatamıyolar.”

Bu konuya net yanıt veremeyecek “Kararsız” bir katılımcı görüşünü şöyle ifade etti:

“Cumhurbaşkanı ben olsaydım. Şimdi belki var belki yok, şimdi içeriğini bilmek lazım hani ne yapabilirim, hani elimde ki imkânlar ne, ben devlet olarak bunu bilmediğim için ona çok detaylı bir yorum yapamam ki. Hani ben devletim ama neler yapabilirim getirdim on bin tane Suriyeli getirdim mesela, on bin kişinin barına bileceği bir yer yapabiliyor muyum? On bin kişinin iş olanağı verebileceğim bir sistem kurabiliyor muyum? Bunları düşünmek lazım.”

SONUÇ VE ÖNERİLER

Sonuç olarak, Türkiye’nin bir “sosyal gerçek”i olan Suriyeli göçmenler konusunda çözümler üretmek gerekmektedir. Türk vatandaşları Suriyeli göçmenleri bir yandan savaştan kaçan, mağdur, zavallı, güçsüz, problemli ve yoksul insanlar gibi sıfatlarla olumlu biçimde değerlendirmektedir. Öte yandan ise; kaçak, suçlu, dilenci, hırsız, fahişe, tecavüzcü, suç isleme potansiyeli yüksek, Türkiye’ye maddi yük olan, ucuz ücretle yasadışı işçi olarak çalışan olumsuz insanlar olarak nitelemektedir.

Bu “sosyal soruna” çözüm önerisi şöyledir: Ülkelerine dönmek isteyen Suriyeliler teşvik edilmeli ve devlet bu konuda yardımcı olmalıdır. Gitmek istemeyenler için yeni politikalar üretilerek çalışma hayatı, eğitim, dil, barınma, sağlık, topluma uyum gibi alanlarda düzenlenmeler yapılmalıdır.

“Taksi Şoförlerinin Türkiye’ye Gelen Suriyelilerle İlgili Algısı” adlı niteliksel araştırmada alınan yanıtlara bağlı olarak ise “özetle” şu öneriler yapılabilir:

Suriyeli göçmenlerin toplumsal krize ve toplumsal çatışma ortamına neden olmaması için kamu politikaları ile uyum süreci başlatılmalı. Kayıt dışı Suriyeliler kayıt altına alınmalıdır.

Devlet bilinçli bir nüfus politikası uygulamalıdır.

Türk vatandaşları dini ve tarihi bağları dikkate alarak Suriyelileri ötekileştirmemelidir.

Suriyelilerin mesleki niteliklerinin belirlenmesi, onlara Türkçe ve mesleki eğitim sağlanmalıdır.

Uluslararası kurum ve kuruluşlarla yoğun temas kurulmalı ve insani yardımlar sağlanmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları