Tüketicinin moralini tutmak önemlidir

Merkez Bankası ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) her ay tüketici eğilim anketi yapıyor. Bu anketler sonucu ''Tüketici Güven Endeksi'' hesaplanıyor.

Ocak ayı Tüketici Güven Endeksi, bir önceki ay olan 2017 Aralık ayına göre yüzde 11.1 ve bir yıl öncesi olan 2017 Ocak ayına göre ise yüzde 3.6 oranında arttı.

Tüketici Güven Endeksinde, güven sınırı 100'dür. 100 üstünde güven var, 100 altında güven yok demektir. Ocak 2018 Güven endeksi 91.1 oldu. Bu demektir ki Tüketici Güven Endeksinde bir artış var ama henüz tüketici güveni yoktur.

TÜKETİCİNİN MORALİ ARTIYOR

OCAK 2017

OCAK 2018

YÜZDE DEĞİŞME

TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ

87,9

91,1

3,6

GENEL EKONOMİK DURUM BEKLENTİSİ

88,6

96,1

8,5

İŞSİZ SAYISI BEKLENTİSİ

68,9

76,0

10,3

(İŞSİZLİK AZALACAK)

HANE HALKININ MADDİ DURUMU

73,8

76,0

3,0

TASARRUF ETME OLASILIĞI

22,4

26,2

17,0

KONUT ALMA İHTİMALİ

6,9

8,9

30

2017 ocak ayına göre 2018 yılı ocak ayında, tüketici genel ekonomik durum, işsizlik, maddi durum, tasarruf etme ihtimali, konut alma ihtimalinde daha iyimser durumdadır.

Beklentilerin iyiye gitmesi, ekonomik gidişatı da etkiliyor. Ekonomik gidişat da beklentileri ve umutları artırıyor. Yani aralarında karşılıklı etkileşim var. Bu nedenle her yerde hükümetler beklentileri olumlu yönetmek isterler.

2017 yılında büyümenin artması, 2017 ekim ayında işsizliğin çift hane olmakla birlikte önceki seneye göre düşmesi, Ocak ayına doların seyri, 2017 de dünya da gelişmekte olan ülkeler giden sıcak para 235 milyar dolar oldu. Bunun yüzde 9'u Türkiye'ye geldi. Söz konusu 21.5 milyar dolar sıcak para girişi, 2018 yılı beklentilerini nispi olarak iyileştirdi.

2017 yılında Avrupa Birliği'nde tüketimin artması, dünyada büyümenin artması ve enflasyonun düşmesi ile, ekonomik konjonktürde iyileşme oldu. Türkiye'nin ihracatında iyileşme oldu.

2018 yılının daha iyi bir yıl olması için siyasi iktidarın algı yönetmekten vazgeçerek, yeni politikalar oluşturması, 15 yıldır aynı tempoda söylediği ve fakat yapamadığı yapısal reformları yapması gerekir.

Demokrasi ve hukukun üstünlüğünde kan kaybımızın önlenmesi ve iyileştirme yapılması gerekir. OHAL'in kaldırılması gerekir.

Bunlar yapılmazsa, tüketici güveninde yeniden düşme başlar.

Risklere gelince, başta döviz riski geliyor… 2018 yılında, 2017 yılında olduğu kadar sıcak para girişi beklenmiyor.

Öte yandan bir ekonomide uzun süreli durgunluk karşısında ekonomik dinamikler kayıtsız kalamıyor. Üretici ve tüketici kötümserliğini sürekli erteleyemiyor. Geleceği için harekete geçmek zorunda kalıyor.

Türkiye'de 2012 yılından beri reel sektörde yaşanan durgunluğa karşı iç dinamikler tepki göstermiştir.

2018 yılında dünyayı bekleyen en büyük risk jeopolitik risklerdir.

Davos, 2018 Küresel Riskler Raporu için yapılan Yıllık Küresel Riskler Algı Anketine katılanların;

* Yüzde 59'u risklerin artacağı, yüzde 7'si risklerin azalacağını,

* Yüzde 93'ü küresel siyasi veya ekonomik cepheleşmeler daha da kötüleşeceğini, yüzde 80'i savaşlarla bağlantılı risklerin artığını ifade ediyor.

Biz, 2018 deki bu jeopolitik riskler karşısında en fazla önlem alması gereken bir ülkeyiz.

Yazarın Diğer Yazıları