TÜİK'in kuyruklu yalanı ve 300 milyar borç sorusu
Türkiye Büyük Millet Meclisine, Plan ve Bütçe Komisyonundan bir oturumda sunacağım.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, çok önemli soruları soruyor yanıt yok. Aynı soruları tekrar soruyor yine yanıt yok.
"Tek Adam Rejiminin" çöküş tablosunu değerli okurlarıma takdimimdir:
10 Haziran 2020 Çarşamba Birinci Oturum
Açılma Saati: 14.24
Başkan: Lütfi Elvan - AKP
Başkan Vekili: İsmail Faruk Aksu - MHP
Sözcü: Abdullah Nejat Koçer - AKP
Oturum Başkanı Şirin Ünal - AKP
Konuşmacı: Bülent Kuşoğlu - CHP
"Torba kanunla ilgili olarak, maalesef hemen hemen tüm maddeler ya geçen ya bu yıl gelmiş olan maddeler.
- Depremle ilgili olarak Mart ayında görüşmüştük,
- Çek Kanunu daha birkaç ay önce, Nisan ayında görüşmüştük,
- Bankacılık Kanunu''nda da yine Nisan ayında görüşmüştük,
- Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu''nda da Nisan ayında görüşmüştük,
- 3201 sayılı Kanun''la ilgili geçen yıl bir düzenleme yapmıştık,
- 4749''la ilgili geçen yıl düzenleme yapmıştık,
- Elektronik Haberleşme Kanunu''yla ilgili geçen yıl bir düzenleme yapmıştık,
- Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu''nda geçen yıl bir düzenleme yapmıştık,
- Tütün vergileriyle ilgili, 7061''le ilgili geçen yıl düzenleme yapmıştık,
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname zaten elek gibi.
Aynı yasaları değiştiriliyor bir türlü ne yapılacağı bilinmiyor.
Sayın Aydemir, maalesef üzülüyoruz sizin hiçbir kabahatiniz yok, lütfen alınmayın teklif sahibi olarak ama bu kanunların, şimdi değiştiriliyor olması;
- Ya bürokrasinin ayıbıdır,
- Ya iktidarın ayıbıdır
- Ya da ikisinin birden ayıbıdır.
Böyle bir kanun düzenleme şekli olmaz. Sürekli olarak kanun değiştiriyoruz.
Ben de bürokrasiden geliyorum, 2 ay önce teklif ettiğim bir kanunu iki ay sonra getirseydim kovarlardı beni buradan.
Bunları doğru dürüst, temelli olarak inceleyelim, irdeleyelim, doğru dürüst kanun yapalım diyoruz, diyorsunuz ki;
- "Yok, bu çıksın."
Kişi başına millî gelir 12.500''den 9.000 dolarlara yüzde 50''ye yakın düştü, büyük sıkıntılar var.
Türkiye''nin ihtiyacı olan yapısal değişikliklerin gündeme gelmesi gerekir.
Sadece borçlanma getiriliyor.
Türkiye 2020 için yüzde 5''lik bir büyüme hedefi koymuştu ama yüzde 5''e yakın küçüleceğiz bu sene.
Devlet bir iş yerine, bir berbere, bir kahvehaneye, bir fabrikaya, bir küçük esnafa "Dükkânını kapat" demişse ki dedi ve 3 aya yakın kapattırdı;
Onun bedelini ödemek zorundadır.
3 aydan beri o adam, bu işyeri çalışmamış, kredi versen ne olur, vergisini ertelesen ne olur?
Bunlara yönelik tedbirler almamız, bunları konuşmamız gerekir.
TÜİK''in işsizlik oranları açıklandı. İstatistiğin kuyruklu yalanı vardır ya o çeşidi uygulanıyor burada, çok garip.
Türkiye''deki borç yükü, tüm kamu ve özelin borç yükünün millî gelire oranı Mart 2020 itibarıyla toplam yüzde 140''a ulaşmış. Müthiş bir rakam…
Bakan Yardımcısı Bülent Bey, hesaplaması yapıldı mı? (OU: Bülent Aksu Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı -Bürokrat)
Bu sene 300 milyara yakın borçlanmış olacağız.
300 milyar borç ne demek? Bütçenin yüzde 30''u borçla karşılanıyor demektir.
- Milli gelirin yüzde 7-8''i borçlanma da bunu kim ödeyecek?
- Halk ödeyecek, yani bu sonuçta halkın sırtına binecek.
Bir daha soruyorum;
- 300 milyar borçlanıp bu kadar borçlanma yaptıktan sonra bu para kime gidecek?
- Kim yararlanacak bu borçlanmadan?
- Vatandaş mı, ezilen vatandaş mı yararlanacak?
Nasıl oluyor?
300 milyar borçlanıyorsun ama işsize 10 milyar veriyorsun.
Bir daha soruyorum;
- Geri kalan ne oluyor? Nereye gidiyor bu para?
Bunun hesabının verilmesi lazım ama bunun hesabı yok.
Aslında verilmesi gereken, söylenmesi, açıklanması gereken budur.
- Bunun hesabını veremiyorsanız, bunu detayını veremiyorsanız boşuna uğraşmayın.
- Bunun hesabını bu Parlamentoya, bu millete veremiyorsanız, gizliyorsanız bunun altından kalkılamaz, sıkıntı burada.
- Bu 300 milyarın hesabını vermek durumundasınız, ne yaparsanız yapın, işin kanuni boyutu farklı.
Bankacılık Kanunu''ndaki müşteri haklarıyla ilgili 76/A maddesini iki ay önce düzenlemişiz, şimdi 76''ncı maddede bir daha değişiklik yapıyoruz.
Bunu yürütme erki mi bilmiyor, bürokrasi mi bilmiyor? Siyasi bir sorumluluk mu var, idari bir sorumluluk mu var?
Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, buraya, dalga geçer gibi kanun teklifi gelmemeli birilerinin sorumlu olması lazım.
- Bunu iki ay önce kim getirdi de bugün değiştiriyor?
- 2 ay önceki mi sorumlu, bugün getiren mi sorumlu?
Meclis''le böyle dalga geçilmez."
Değerli okurlarım,
Kuşoğlu''nun Meclis''te millet adına defalarca sorduğu sorulara tek bir kelime yanıt verilmedi.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi çöktü,
Meclis etkisiz ve çaresiz halde,
Vatandaş ise beş parasız geçim sıkıntısı içinde aş ve iş peşinde…