TSK’yı tasfiye harekatında dönemin yakın tanığı Ümit Yalım’d

Balyoz davasının Yargıtay’da nihayetlenmesinin ardından gelişen tepkiler ve hâlâ göz ardı edilen bazı gerçekler... Ve kurunun yanında göz göre göre yanan yaş fidanlar..
ADSIZ’da askeri konularda görüşlerine başvurduğum, eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım ile  Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in son açıklamaları üzerine sohbet ederken dinlediğim ve bugüne kadar tam bilinmeyen acı bir gerçek sanırım hepinizi şoke edecek cinsten.
Önce bilineni hatırlattı Ümit Yalım;
“Beyaz Saray’da 5 Kasım 2007 tarihinde, Başbakan Erdoğan ile ABD Başkanı Bush arasında yapılan görüşme sonrasında, Amerika ile Türkiye arasında, terörle mücadele için istihbarat paylaşımı yapılacağı açıklandı.”
O tarihte Genelkurmay karargahında görev yapan Yalım, kamuoyundan bugüne kadar gizlenen şok gerçeği anlattı:
“Amerikan Savunma Bakanlığı/Pentagon, istihbarat paylaşımı için görevlendirilen 35 istihbarat elemanının isim listesini İngilizce mesajla, Genelkurmay Başkanlığı’na ve İçişleri Bakanlığı’na gönderdi. Mesajda istihbarat elemanlarının Ankara’da konuşlu bulunan Amerikan Savunma ve İşbirliği Ofisi’nde (ODC-Office of Defence and Cooperation) çalışacakları belirtiliyordu. Anılan 35 Amerikalı personel, 2007 yılının sonu ile 2008 yılının başında Ankara’ya geldi. Ancak hiçbirisi belirtilen yerde çalışmadı ve istihbarat paylaşımı görevini yerine getirmedi.”
“AKP Hükümeti bu elemanları gizliyor mu”  diye soran Ümit Yalım şöyle devam etti:
“Asker kişilerin yargılandığı davalarda delil olarak sunulan dijital belgelerin, Amerikan Ordusu’ndaki usullere göre hazırlanmış olduğu ortaya çıkmıştır. Silahlı Kuvvetler’e yapılan komplo ve tasfiye harekatının düğüm noktasının 35 Amerikalı istihbarat elemanı olduğu görülmektedir. Bu elemanların bugüne kadar çalıştıkları yerlerin ve yaptıkları işlerin belirlenmesi halinde TSK’ya karşı yapılan komplonun gün ışığına çıkacağı ortadadır. Gerek muhalefet partilerinin ve gerekse de Genelkurmay’ın bu olayın üzerine giderek konuya açıklık kazandırmaları önem arz etmektedir.”
Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, gündemden düşmesi mümkün olmayan Yargıtay kararları ve Necdet Özel açıklamalarını da değerlendirdi:
“*Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 7’nci maddesine göre Balyoz Davası yenilenmelidir. CMK 7’ye göre, yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hakim veya mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür. Balyoz Davası’na kanunen bakmakla görevli ve yetkili mahkemeler Genelkurmay Askeri Mahkemesi ile Askeri Yargıtay’dır. Üçüncü Yargı Paketi’nde bile askeri mahkemelerin CMK 250 / TMK 10 kapsamındaki davalara bakma yetkisi devam etmektedir.
* Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel tarafından, 21 Ekim 2013 günü yapılan yazılı açıklamada, Genelkurmay Başkanı’nın, devlet sorumluluğu bulunan, görev ve yetkileri yasalarla belirlenmiş, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Komutanı ve bir kamu görevlisi olduğu belirtilmiştir. Özel’in sözünü ettiği yasalar, 1324 sayılı Genelkurmay Başkanı’nın Görev ve Yetkilerine ait Kanun, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu, 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanunu’dur. General Özel, 353 sayılı yasanın 8’inci maddesine göre, bir suçun işlendiğini öğrendiğinde askeri savcıya soruşturma açılması için emir vermek ve böylece teşkilatında bulunan Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nin çalışmasını sağlamaktan sorumludur.
* Asker kişilere CMK 250 kapsamında sivil yargı yolunu açan yasanın 21 Ocak 2010 tarihinde iptal edilmesinden sonra, dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Çubuklu, devam eden davaların görevsizlik kararı verilerek askeri mahkemelere gönderilmesini bekledikleri açıklamasını yaptı. Sivil mahkemeler dava dosyalarını ve sanıkları askeri mahkemelere göndermedi. Dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile sonraki Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner dosyaların ve sanıkların askeri mahkemelere alınması için hiçbir girişimde bulunmadı. 5 Temmuz 2012’de yapılan 3’üncü Yargı Paketi’nde yargılama yetkisi hâlâ Askeri Mahkeme’de. General Özel de dosyaların ve sanıkların askeri mahkemelere alınması için hiçbir girişimde bulunmadı. Yargıtay, yargı mensubu olan İlhan Cihaner’e sahip çıkarken, muhterem Genelkurmay Başkanları kanunen görevli oldukları halde askeri personele sahip çıkmadılar. General Özel’in konuşmasına gerek yok. Sadece, kanunlarla kendisine verilen görevleri yapması yeterli olacaktır.”

Yazarın Diğer Yazıları