Trump "Cihan Savaşı" peşinde!
Kim ne derse desin; gün geçtikçe hırçınlaşan hatta çılgınlaşan ABD'nin sözde Başkanı, dünyayı ateşe vermekten bir türlü vazgeçmiyor.
Aslında, ABD'nin hem siyasi hem ekonomik ve hem de askeri durumunun bir türlü düzelmemesi Trump'ı daha da çok azgınlaştırıyor.
Bu arada, İsrail'in her türlü desteğini ve Suudi Arabistan'ın yardımını gören Trump'ın şimdi en büyük hedefi Orta Doğu haritasını tamamen değiştirmek ve özellikle İsrail ile Suudi Arabistan'ı düşman olduğu İran'ı ortadan kaldırmak sonra da, Türkiye'nin jeopolitik konumunu sıfırlamak ile özetleniyor.
Her ne kadar, şimdiden, on hatta on beş kadar, ülke Orta Doğu'da boy gösterirken asıl tehlikenin ABD'nin takındığı durum olduğu artık biliniyor.
"Büyük tehdit sürüyor"
İslam âlemine yönelik büyük bir tahribatın düğmesine basılmış bulunuluyor.
Sıra, zaman, mekân ve neden göz önüne alınmadan örtülü ve çeşitli operasyonlar, ne yazık ki, İslam âlemine odaklanıyor.
Çoğu kez ABD'nin tezgâhladığı ve başını çektiği acımasız girişimlerin perde arkasında da, mutlaka İsrail yatıyor.
Yıllardan beri süregelen "İsrail faktörü" daima ya açık açık kendini gösteriyor ya da sislerin ötesinde kalıyor.
Zaten, ABD'nin çıkarmayı kafasına koyduğu büyük savaşın, küçük belirtileri burada yuvalanıyor.
Üstelik, işin içine "Mezhep kavgası" tehlikesi girince dünya daha da ateşleniyor.
Daha önce de, sık sık belirttiğimiz gibi;
"Mezhep kavgaları" insanoğlunun dolayısıyla ülkelerin en korktuğu, en çekindiği faciaların başında geliyor.
Denilebilir ki, ülkeleri temelinden sarsan ve çok uzun bir süreci kapsayan "Mezhep kavgaları" çoğu vakit sınırları da taşıyor.
Ve ne yazık ki, ülkeleri bir birine vurduruyor, topraklarda bölünmeler görülüyor.
Bir yandan, ülkelerin içinde, diğer yanda ülkeler arası "Mezhep kavgaları" sık sık gündemin başında yer alıyor.
Bir bakıma, şu meşhur ve meşum "Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi" (GBOP) kafaları ve hedef aldığı ülkeleri karıştırıyor.
GBOP'un sürecinde, ABD orijinli diğer projelerin kaderi yani başarısızlık yatıyorsa da, bazı ülkelerde hükmünü icra ediyor.
...Ve ne yazık ki, gezegenimizdeki bu trajik süreç, gözlerin önünden acı acı geçerken, belleklerde burukluk ve ürkeklik yaratıyor.
Yıllar önce Afganistan'da "çekilen pim"in tahribatı, ülke ülke, günümüze kadar yayılıyor.
Irak'ın Kuveyt'i işgali, Körfez Savaşı, ABD'nin müdahalesi, Saddam'ın ortadan kaldırılışı, zincirin halkalarını oluşturuyor.
İsrail'i kollamak için Filistin'i tanımama hatta onu paramparça etme gayretleri gözler önüne seriliyor.
Nitekim, ABD'deki Filistin Kurtuluş Örgütü'nün siyasi faaliyetlerine son verme kararı, Trump'ın işaretlerinden biri görünüyor.
Böylece, "Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi" denilen "derin" planın şifrelerinin kendiliğinden çözülme dönemleri ister istemez yaşanıyor.
Madalyonun bir tarafına, "bahar" yaftası ışınlanırken arka tarafına ekonomik krizler yapışıyor.
Öte yandan, ABD'nin içine düştüğü ilk krizin nedenini, Afganistan ve Irak'taki askeri harcamalara bağlayanlar ortada hâlâ bulunuyor.
Belki de, fatura bu yüzden Müslüman ülkelere kesiliyor.
Yani, zaten temelinde Orta Doğu'daki zengin enerji kaynaklarını ve yollarını güven altına almak görüşü yatan (GBOP) bir başka işlevde kendini gösteriyor.
Kısacası, madalyonun yüzündeki parıltılar arkasına pek yansımıyor.
Çeşitli alanlarda, İslam ülkeleri birbirine zıt özellikler sergiliyor.
Libya'da yaşananlar, Mısır'daki ihtilal ve sonrası, Tunus'taki ayaklanmalar, Irak'ın parçalanma tehlikesi ve nihayet Suriye'deki kanlı çatışmalar ABD'nin bir eseri olarak şimdiden tarihe geçiyor.
Buna Yemen'in ve Filistin'in düşürülmek istendiği durumu da eklemek icap ediyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, hem petrol ve doğal gaz gibi maddi gelir, hem de, dini etkinlikler bölgeyi kavuruyor.