Tribüne oynamak
Başbakan Binali Yıldırım'ın Afyon'daki bankalara çıkışının yankıları sürüyor.
Başbakan bankalara "tefeci" dedi.
Aradan geçen bir haftaya rağmen ne bir bankacıdan ne de Türkiye Bankalar Birliği'nden "hayır biz tefeci değil bankacıyız" diye tepki gelmedi.
Başbakan'ın tefeci suçlamalarına bunların sessiz kalması ister istemez sokaktaki vatandaşın aklına şunu getiriyor:
"Bankalar tefeci olduğunu kabul mü etti!"
Binali Yıldırım bu çıkışı ile başbakanlığı döneminin en iyi çıkışını yapmış oldu. Vatandaş günlerdir bu haykırışı konuşuyor.
Bankaların hiç bir yanıt vermemesi ise vatandaşın gözünde Başbakan'ın haklılığını ortaya koyuyor.
Değişen bir şey yok
Bu gelişmelerin görünen yüzü.
Bir de görünmeyen tarafı var.
Başbakan'ın bu sert açıklamasından bankaların ne kadar korkup geri adım atıp atmadığı.
Aradan geçen 1 haftaya rağmen bankalar hiç bir adım atmadı. Ne kredi faizinde ne de adeta soyguna dönüşen sigorta ve diğer masraflar konusunda. Yani bankalar bildiğini okumaya devam ediyor.
Burada sorun Başbakan'ın bankalar üzerinde etkili olup olmaması değil. Burada sorun bankaların hükümet dahil hiç kimseyi takmamasıdır.
Bankalar Türkiye'de kendi özerkliklerini ilan etmiştir.
Başbakan konuşuyor ama bankalar bildiğini okumaya devam ediyor.
Belki bir iki hafta içerisinde bankalar kredi faizlerini yarım ya da 1 puan indirecek.
Herkes "Başbakan sert çıktı faizler düştü" diyecek.
Bankalar tıpkı Cumhurbaşkanı'nın sert çıkışı ile birlikte konut faizlerini düşürmesi gibi bir aldatmacanın içindeler.
Konut kredisinde Cumhurbaşkanı'nın adeta bağırırcasına yaptığı konuşmadan sonra faiz indirdiğini söyleyen bankalara lütfen bir bakınız.
Gazetelere PR şirketleri aracılığı ile demeç veren o kendini beğenmiş bazı müdürlerin bankalarına bir bakın lütfen konut faizi ne kadar?
0.99'a çektiği vadeyi bir sorun. 2 yıl vadeli konut kredisi olur mu? Dalga geçer gibi 2 yıla kadar vade için 0.99, gerisi Allah ne verirse.
Asıl vurgun sigortadan
Tüketici kredisi konusuna gelince; bankalar burada faizi istediği kadar indirsin. Asıl vurgunu faizden değil sigortadan vuruyorlar. Bunu devamlı yazıyorum. 10 bin lira kredi alan bir vatandaş için aylık faizin 1.20 ile 1.50 olmasının arasında fazla bir şey yok. Bir örnek verdiğimizde 10 bin lira ihtiyaç kredisini 1.20 faizle 24 ay vade ile alan vatandaş toplam 2 bin 800 lira faiz ödeyecek. Aynı parayı aynı vade için yüzde 0.99 ile alan kişi 2 bin 400 lira bir faiz ödeyecek. Kazanç sadece 400 lira gibi görünse de bankalar artık iki sigorta birden yaparak vatandaştan yaklaşık 800 lira daha almakta. Yani siz, ne kadar faizi indirirseniz indirin banka yine vatandaşı soymak için bir yöntem buluyor.
Bunu BDDK ve Hazine çok iyi biliyor.
Bugüne kadar bankalara sigorta mecbur olmamasına rağmen neden yapıyorsun diye sordu mu?
Bırakın onu 2 sigorta birden istemeye başladılar bunun hesabını sordu mu?
Tabii ki hayır!
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, bankalara tüketiciyi aldatmak suçlaması ile para cezası veriyor. Hiç BDDK bu bankalara hesap soruyor mu?
Hayır!
O halde Başbakan neden konuşuyor?
Bunun yanıtı kısa ve öz:
Başbakan tribünlere sesleniyor!