Trafikte akla zarar işler (27 Mart 2014)
Büyük şehir adayları yeni projelerini açıkladılar... Kadir Topbaş, Unkapanı Köprüsü’nü kaldırıp köprünün yerine denizin altından geçen bir tünel tüp yapacaklarını, Mustafa Sarıgül ise toplu ulaşımı öğrenciler, öğretmenler, engelliler ve yaşlılar için ücretsiz yapacaklarını açıkladı.
Aslında İstanbul’un ilk önemli sorunu trafik sorunudur. Trafikte geçen zaman kaybı, akaryakıt kaybı, araçların amortismanı ve iş gücü kaybı üretim ve hizmet maliyetlerini en az yüzde 10 artırıyor. İnsanları çıldırttığı için, iş verimini düşürüyor. Sosyal huzursuzluk yaratıyor. İnsanları yaşlandırıyor. Stres yaratıyor, hasta yapıyor. Bu nedenlerle İstanbul’da yaşayanlar için trafikten daha önemli bir sorun yoktur. Herkes, her şeyden önce, her gün yaşadığı bu sıkıntıya çözüm bekliyor.
Turizm açsından da İstanbul trafiği tam bir çıkmaz oluşturuyor. Trafik derdi kadar, taksilerin turistleri istismar etmesi de yıllardır konuşuluyor ve fakat belediyeler ve trafik bu soruna da bir çözüm üretmiyor.
Çözümü veya çözüm projesini bir yana bırakın, akla zarar verecek kadar yanlış işler yapılıyor. Bunların başında trafik darboğazları geliyor.
Trafiğin boş olduğu bir saatte IBB trafiği açarsanız bu darboğazları görürsünüz. Bunlardan birisi Çekmeköy, Şile yolu Beşiktaş tesisleri önüdür. İster sabah, ister akşam olsun, 2-3 kilometrelik bu yol her zaman kırmızıdır. Bu yol hem TEM-Fatih Köprüsü yoluna bağlanıyor, hem de Üsküdar ve birinci köprü, Boğaziçi Köprüsü’ne gidiyor. TEM yolu ve birinci köprü yolları günün birçok saatinde yemyeşildir...Yani tamamıyla açıktır ve fakat burada trafik 24 saat yoğundur.
Bu yol iki şeride düştüğü için tıkanıyor. Yolun sağında Büyükşehir’e bağlı, KİPTAŞ’ın yaptığı bir site var. Yolun genişlemesini önleyecek şekilde yola yakın cami yapılmış. Gerçekte ise sitenin alt tarafında cami yapılacak daha geniş ve boş bir alan var. Yani sorunu bizzat Büyükşehir’in kendisi yaratmış. Buna rağmen bile çözümsüz değil. Ancak yıllardır çözülmediğini gören ve bu eziyeti yaşayan insanlar, eğer militan değilseler, oy tercihlerini normal olarak böyle bir sorunu dikkate alarak vereceklerdir
Yine İstanbul trafiğinde kamyon ve TIR’ların oluşturduğu risk her geçen gün korkutucu boyutlara ulaşıyor. Çözüm olarak deniz taşımacılığının ve demiryolunun aktif ve doğru olarak kullanılması gerektiğini herkes biliyor ve fakat uzun dönemli bir yatırım olduğu için İBB buna yanaşmıyor. İBB daha önce geçit projesinde yaptığı gibi daha kolay, günlük, görünen uygulamalara yöneliyor. Bunlar da istenilen sonucu vermiyor.
Büyükşehir, yol trafik ve diğer alt yapı problemleri çözülmeden gökdelen projelerini onaylıyor. Üstelik yapılan inşaatlar, ruhsatların üstünde kalıyor ve normal olarak trafik derdi katlanıyor.
Dünyada devlet yönetiminde ve yetkilerde merkezi devletten, yerel yönetimlere doğru bir kayış var. Türkiye’de ise merkezi devlet ile yerel yönetimler arasında yetki ve sorumluluk çatışması var. Devleti hukuksal olarak yeniden yapılandırıp, yetki ve sorumlulukları da yeniden tarif etmek gerekir. Bu bağlamda trafik uygulama ve denetiminde de kimin yetkili ve sorumlu olduğuna netlik getirilmelidir. Her zaman güvenli araba kullanılması ile ilgili öneriler yapılıyor ve fakat etkin bir denetim uygulaması yapılmıyor. Ceza kesmek denetim değildir. Denetim sırasında görevlilerin yol göstermesi ve önerilerde bulunması, yol durumu ve alınacak önlemlerin sürücülere anlatılması da gerekir.