Torbalanan demokrasi
"Tek Adam Rejimi" aksayan "parlamenter rejimi" yıkarak kaldırdı. Hedef Türkiye Büyük Millet Meclisine itibar kazandırmak ve "torba yasa" yerine kalıcı yasa reformları yaparak yeni rejim ile vatandaşa daha hızlı hizmet vermekti.
16 Nisan 2016 tarihinden önce yapılan mitinglerde AKP ve Recep Tayyip Erdoğan vatandaşlara "tozpembe, sorunsuz yaşam" vaat ettiler. 24 Haziran 2018 tarihinde "Tek Adam Rejimi" yürürlüğe girdi, Erdoğan ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi ve AKP genel başkanı oldu.
Bu "torba kanun" alışkanlığı için Erdoğan demişti ki;
"Yeni dönemde zorunlu kalmadıkça "torba yasa" yöntemine başvurulmayacak. Buna karşın yapılması planlanan iç tüzük değişikliğiyle tüm teklifler, 'temel yasa' gibi Genel Kurul'da görüşülecek. Böylece komisyonda tartışılıp olgunlaştırılan düzenlemeler, Genel Kurul'da hızla yasalaştırılabilecek…"
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda 3 dönemdir üye olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu'nu aradığımda şu yanıtı aldım:
"Şu anda komisyonda torba yasası görüşmelerindeyim. Ara verilince arayayım…"
Kuşoğlu arayınca sordum:
- Hani torba yasalar Meclis'e gelmeyecekti?
Kuşoğlu dedi ki;
"Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 38 maddelik yeni bir torba kanun görüşüyoruz. 21 farklı kanunda değişiklikler getiriyor…"
- Sordum: Gerçekten mi? Hani torba yasalar olmayacaktı?
Kuşoğlu dedi ki;
"Evet, Sayın Erdoğan millete söz vermişti ama sadece bu dönem komisyonda görüştüğümüz 19'uncu Torba Kanun. İktidar nedense temel sorunlara dokunmuyor, yapısal reformlara giremiyor."
Sordum: 21 farklı kanunda değişiklik varsa bakanlar sırayla mı gidip geliyorlar?
Kuşoğlu dedi ki;
"Nerede? Bakanlar gelmiyorlar ki, birkaç bürokrat geliyor onlar da bizim muhatabımız değil ki sorularımıza yanıt veremezler ki?"
- Sordum: Torba yasa teklifini veren AKP milletvekilleri olduğuna göre 21 farklı kanun değişikliği hakkında bilgi sahibi değiller mi?
Kuşoğlu dedi ki;
"Kanun değişikliklerini her bakanlıklar hazırlayıp saraya gönderiyor. Saray hepsini bir torbaya koyup AKP meclis grubuna gönderiyor. Yeterli milletvekili imzası ile komisyona geliyor.
Vaatleri şuydu: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde tüm yasal düzenlemeler milletvekilleri tarafından hazırlanacaktı. Yürütme erki, ne Meclis'e gelecek ne de yasa teklifi verecekti.
Torba yasa rezaleti maalesef artarak devam ediyor. Şimdiki sistemde muvazaa yapılıyor. Yasayı yapan yürütme erki, imzalayıp sunan ve savunan ise iktidar milletvekilleri…"
- Sordum: Anayasaya aykırı mı bu durum?
"Yasa çalışmaları sırasında çok komik durumlar oluyor. Yasa teklifini anlamayan, anlatamayan, savunamayan hatta imzaladığı halde katılmadığını beyan eden milletvekilleri dahi oluyor. Kısaca kendi kendimizi kandırıyoruz.
Bakanlar TBMM'ne gelmiyor, gelmeleri mümkün olsa dahi siyasi iradeleri yok, seçilmiş değil atanmışlar.
Zaten parlamentoya karşı hiçbir şekilde sorumlulukları yok. Dolayısıyla da yürütme erki üzerindeki parlamento denetimi yok edilmiş demokrasi torbaya girmiş durumda.
Bu durum Anayasa'ya aykırı… Anayasa'ya aykırı fakat Anayasa'nın da üzerinde olan güç böyle istedi. Kim eksiğini dillendirecek, akademik dünyadan, kanaat önderlerinden, medyadan, sivil toplumdan veya iktidar kanadından?"
Değerli okurlarım,
Erdoğan'a, AKP'ye ve saraya en yakın gazeteci olan Abdülkadir Selvi, 5 Ağustos 2019'da yani "Tek Adam Rejimi" birinci yılını doldurduğunda özetle şunları yazdı:
"Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında sistem üzerinde önemli bir çalışma yürütülüyor.
Ancak henüz veri toplama aşamasında. Paydaşlarla çalıştaylar düzenleniyor. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki bir çalıştaya bir grup meslektaşımla birlikte katıldım.
Çalışmalar henüz Cumhurbaşkanı'na sunulacak aşamaya gelmemiş. Ama sona yaklaşılmış.
Şunu söyleyebilirim: Sistemin daha etkin çalışması yönünde düzenlemeler geliyor.
Sistem değişikliğinden ziyade sistemin revizyonu demek daha doğru olur. Merhum Erbakan'ın deyimiyle, "pansuman tedbirler" gelecek."
- Nerede kaldı bu revizyon?
- Hani siyasi partiler, seçim ve yüksek seçim kurulu kanunları değişecekti?
20 aydır süren "Tek Adam Rejimi" gösterdi ki;
Demokratik Parlamenter rejim aranıyor…
Değerli okurlarım,
Hürriyet Gazetesinin haberinin başlığı şöyle ki son aylarda sık sık, "MİT ve TSK operasyonu" açıklaması yapılıyor.
Değerli okurlarım,
Demek ki terörle mücadelede Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensupları da Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile birlikte silahlı operasyonlara aktif şekilde katılıyorlar.
Bu durumda gurur ve minnet duyduğumuz şehitlerimiz ister MİT'ten ister TSK'dan olsun devlet töreni ile defnedilmelidir.
Allah tüm şehitlerimizden razı olsun…