TL'ye güven yoksa, istikrar sağlanmaz
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayı Finansal yatırım araçları reel getiri oranlarını açıkladı. Mart'tan Mart'a, enflasyondan arındırıldığında (Reel) olarak en yüksek reel getiriyi Dolar (Yüzde 17.25), en yüksek reel kaybı ise BİST 100 endeksi (yüzde eksi 27.74) getirmiş.
Bir yıl önce, 2018 Mart ayında bu tablo tam tersiydi. En yüksek reel getiriyi BİST 100 endeksi (yüzde 17.81) en düşük reel getiriyi de Dolar (yüzde eksi 3.83) getirmişti.
Bu iki yılın karşılaştırılması, finansal yatırım araçları piyasasının ne kadar spekülatif bir piyasa olduğunu gösteriyor.
TÜFE'YE GÖRE FİNANSAL YATIRIM ARAÇLARININ YILLIK REEL GETİRİLERİ (MART) | |
YATIRIM ARAÇLARI | 2019 2018 |
MEVDUAT FAİZİ (BRÜT) | -6,35 -0.26 |
BİST 100 ENDEKSİ | -27,74 17.81 |
AMERİKAN DOLARI | 17,25 -3.83 |
EURO | 7,48 11.02 |
KÜLÇE | 15,40 3.63 |
DEVLET İÇ BORÇLANMA SENETLERİ | -12,17 -3.51 |
2018 Mart ayında dolar Euro'ya karşı değer kaybetmişti, bu sene Mart ayında tersine değer kazandı. Bu nedenle 2018 de Euro, 2019 da Dolar getirisi daha yüksek oldu.
MB TÜFE bazlı reel kur endeksine göre geçtiğimiz Mart ayında TL kuru yüzde 25 düşük değerde idi. Kur artışları ile Cuma günü TL kuru yaklaşık yüzde 30 daha düşük değere geriledi.
TL'nin aşırı değer kaybının, dış ticarette rekabeti artırıcı etkisi var ve fakat ekonomi de olumsuz etkileri daha fazladır. Halk'ta döviz kuru artışlarını en önemli ekonomik sorun olarak görüyor.
Kadir Has Üniversitesinin yaptığı Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması-2018 sonuçlarına göre halkın yüzde 28.1' i TL'nin değer kaybetmesini Türkiye'nin en önemli ekonomik sorunu olarak görüyor. Enflasyonu ise yüzde 23.4 ile ikinci sırada önemli görüyor. (Aşağıdaki tablo)
SİZCE ŞU ANDA TÜRKİYE EKONOMİSİNİN EN ÖNEMLİ | |
SORUNU VEYA ZAYIFLIĞI NEDİR ? | |
YÜZDE | |
TÜRK LİRASININ DEĞER KAYBETMESİ /DÖVİZ KURLARININ YÜKSELMESİ | 28,1 |
ENFLASYONUN YÜKSEKLİĞİ | 23,4 |
İŞSİZLİK | 14,0 |
FAİZLERİN YÜKSEKLİĞİ | 10,8 |
GIDA ÜRÜNLERİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞ | 8,6 |
VERGİ ORANLARININ YÜKSEKLİĞİ | 2,6 |
KİRA VE EV FİYATLARININ ARTIŞLAR | 2,3 |
Bugüne kadar Türkiye yaşadığı her krizde yüksek devalüasyonlar olmuştur. Devalüasyonlar krizle eşleşmiştir. Halk da TL'nin değer kaybını krizle eşdeğer görüyor. Bunun içindir ki TL'nin aşırı değer kaybı olumsuz ekonomik etkileri yanında beklentileri de olumsuz etkiliyor. Sonuçta halk dövize yöneliyor. Bankalar Birliği son raporuna göre toplam mevduatın yüzde 51 'ini yabancı para cinsindendir.
Vatandaş kendi parasına güvenmezse, o ekonomide istikrar sağlamak imkanı yoktur. Söz gelimi dolarizasyon varsa, para ve faiz politikasının etkisi sınırlı olur. Piyasa kırılgan olur. Dalgalı kur politikası başarısız olur. Vadeli işlemler sınırlı olur. Yatırım planlaması yapamazsınız.
Bugüne kadar ekonomik yapıya, piyasa yapısına uygun bir kur politikamız olmadı. 2000 yılında sabit kur, 2001 de tam tersi dalgalı kur politikamız oldu.
Maalesef biz sıcak para gibi döviz girince, kur politikasını unutuyoruz. Sıcak para serabını gerçek gibi algılıyoruz. Borçlanmak yoluyla dış kaynak bulunca devam edeceğini zannedip, rehavete düşüyoruz.
Bu güne kadar, hiçbir siyasi parti, Türkiye ye, piyasa yapısına, halkın ve ekonominin ihtiyaçlarına uyan bir döviz sitemi ve kur politikası araştırması yaptırmadı.
Bütün bunlar günü kurtarma politikasının bir parçası oldu. Gerçek dünyayla karşılaşınca da apışıp kaldık.
Not: Cuma günkü yazımda Kurumlar vergisi oranı sehven yüzde 20 yazılmıştır. Yüzde 22 olarak düzletirim.