Timsah gözyaşları-engerek yılanları
Yeniçag Televizyonu iyi yakalamış; Başbakan Erdoğan’ın, son Şırnak-Gabar cinayetlerinden sonra yayınladığı mesaj. Bundan önce, PKK cinayetlerinden sonraki sözleriyle tıpa tıp aynı, otomatiğe bağlanmış... Bunun anlamı açık: TC Başbakanı Mehmetçiklerimizin şehit olmalarını, herhalde kanıksamış olacak ki Basın Danışmanı, bilgisayarda kayıtlı olan bu klasik mesajı, Erdoğan’ın haberi bile olmadan, internet tuşlarına basarak yayınlıyor.
Şimdi bıçak kemiğe dayandı. Erdoğan, hükümeti Milli tepki ve baskı karşısında bir şeyler yapmaya mecbur kaldılar ve “sınır ötesi” kararını, bir seçenek olarak öneren tezkereyi Meclise sevk etti. Bayram ertesi görüşülecek.
İlk sorum; “Neden Bayram ertesi?” ve neden şu sırada Bayram kutlanacak? Bu günler, Türkler için bayram değil “matem.” Tepkilerimizi ifade etmek için balkonlara, pencerelere bayraklar asmalıyız, resmi dairelerde de bayraklar yarıya indirilmeli!
İki günde otuza yakın şehit! Civaoğlu’nun dediği gibi, “bu istatistik değil!” Son iki günün şehitleri, yıllardır süren gaflet ve ihaneti bir anda ortaya koydu. İktidar ve yalakaları liboşlar, hatta PKK’nın TBMM uzantıları DTP’liler bile, durumun vahametini anladılar ki “taziyede” bulunmak için ordunun kapısına gitmişler. Ama nizamiyeden, geri çevrilmişler. TSK, bu riyakârlıklarını “yutmadı!”
Bazıları “timsah gözyaşları” döküyor, bazıları da “engerek yılanları” gibi sokuyorlar. Takkeli ve takkesiz liboşlar, PKK’yı güya kınarken, Kızılderililerin dedikleri gibi, “çatallı engerek dilleriyle” sokuyorlar. Bu cinayetlerin ordunun ve “derin devletin” provokasyonu olduğuna dair imadan da öte iddialar var. Gerici bir derginin manşeti: “Bu işin içinde bir iş var.” Malûm Mehmet Altan da “PKK taşeron” diye yazıyor... Zamanlama önemliymiş. Bu cinayetler, Türkiye’yi karıştırıp milleti tahrik etmek, ABD-AB karşıtlığını ve de tam 22 Temmuz seçimlerinden sonra, AKP “ekonomik vb... başarılarıyla, ” nurlu “ yollarında ilerlerken Erdoğan’ın ” önünü kesmeye “ yarayacak ” komploymuş!
Yeni söylem
Bir yenilik var. Bugüne kadar, şehit cenazelerine “şov” diyen, PKK karşıtı yazılar yazmaktan özenle kaçınanlar, şimdi PKK’yı, - o da sözde- kınıyorlar.
Onlara sormak lâzım: “Siz herkesi kör, âlemi budala mı sanırsınız”... PKK’yı “haklıdırlar” diye, savunanlar, “Barış Sempozyumlarında”, köşelerinizde, Türk Ordusunu ve milliyetçileri, suçlu ilan eden ve “silahla olmaz, barışçı çözüm gerek” diye PKK’ya imkân verenler, sizler değil miydiniz? Yarattığınız canavarın, kontrolden -kontrolünüzden- çıkacağını görmediniz mi? Yoksa bu da mı plan icabı? Şimdi başka çareniz kalmadığı için, bu eylemleri, sureta kınamak zorunda kaldınız... Ancak, bir dediğiniz doğru: PKK’nın maksadı ülkeyi karıştırmak, Türklerle Kürtler arasında nefret ve husumeti körüklemek... Bunun hep böyle olduğunu da, yeni mi anladınız, görmezlikten geldiniz? Çünkü acaba sizlerin gönlünüzde de Kürt “kimliğinin”, yani etnik milliyetçiliğin tanınması, Güneydoğu’nun eyaletlere bölünmesi ve Kürt milliyetçiliğinin nihai amacı, “Büyük Kürdistan” mı yatar? Belki de bu tehlike, sizleri “demokratik özgürlükler” icabı, hiç rahatsız etmiyor!
Türkler için karar zamanı
Ve şimdi, Türkiye için karar zamanı. Bu aynı kişiler, şimdi de operasyon yapılmaması için, bin dereden su getiriyorlar. Amerika, AB olmaz derlermiş. AB süreci kesintiye uğrar hatta “maazallah” bitermiş! TSK, Kuzey Irak’ta, Barzani’nin peşmergeleri ve Amerikan askerleriyle çatışırsa; Barzani “devletinin”, Kuzey Irak’ın ekonomisine ve tabii bizim, “Kürt Devletini inşa etmekle” övünen iş adamlarımızın işlerine halel getirirmiş! Yani neticede; “Rant maliyeti mi”, yoksa Mehmetçiklerin canları, Türkiye’nin onuru ve birliği mi daha önemli?