​​​​​​​Tık, tık, tık… Kimse var mı orada?

2 Ocak 2020 tarihinde 1 dolar 5,9478 idi, dün ise 6,7524 lira oldu…

Tık, tık, tık… Kimse var mı orada? Reis bey orada mısın? Dolara ve enflasyona neler oluyor?

Tık, tık, tık… Kimse var mı orada? Damat bey orada mısın? Dolara ve enflasyona neler oluyor?

Tık, tık, tık… Kimse var mı orada? Merkez Bankası Başkanı Murat Bey orada mısın? Dolara ve enflasyona neler oluyor?

Dolar Türk lirası karşısında ilk 3 ayda yüzde 11,35 oranında arttı, artmaya da devam ediyor. Çünkü "dur" diyen yok, seyreden çok…

2020 yılı için Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı hükümeti olarak verdiği artışları anımsatayım:

- Asgari ücret yüzde 15.04 zam ile net 2.324 TL oldu.

- Memur emeklileri ve memurların altı aylık maaş zammı yüzde 5,5 oldu.

- İşçi, esnaf ve çiftçi emeklilerinin aylıklarına ise yüzde 6,5 zam geldi.

Dolar artar da ekmekten zeytine, kuru fasulyeden ete, kuru soğandan una kadar tüm gıda maddeleri artmaz mı? Arttı elbette…

TÜİK ilk 3 aylık enflasyon rakamını yüzde 2,28 olarak açıkladı.

Tek adam rejimi dolar ve enflasyon artışlarını seyrederken;

- İşçilerin maaşları eridi,

- Memurların maaşları eridi,

- Emeklilerin maaşları eridi…

Koronavirüs nedeniyle

- Esnaf kepenk indirdi,

- Tüccar siftahsız kaldı,

- Sanayici dara düştü,

- Çiftçi ve hayvancı 65 + yasağına takıldı,

- Millet eve hapsoldu, gıda dışı tüm sektörler zora girdi,

Ve ekonomik kriz üzerine koronavirüs krizi vurunca millet tam anlamı ile perişan oldu…

Muhalefet millete dağıtılması için, "para, para, para" diyor ama Erdoğan hükümeti duymuyor ya da duyamıyor.

Hükümet para basmamakta direniyor.

Dış kredi derseniz Türkiye'ye sadece tefeciler yüksek faiz ile borç veriyor.

İşverenler işçi çıkarmamak için direniyor.

Kredi Garanti Fonu ve kamu bankaları zora düşen şirketlere desteğe başladı. Umarım Vakıfbank, Halkbank ve Ziraat Bankası işçi çıkartmamakta direnen şirketlere destek verirler…

Değerli okurlarım,

Bürokrasi yıllarında yakından tanıdığım Türkiye'nin en başarılı ekonomistlerinden Mahfi Eğilmez, "Türkiye'nin risk pirimi zirveye çıktı. Türkiye'nin CDS'leri iç ve dış gelişmeler nedeniyle 500 puana dayanarak en kırılgan ülke konumuna geldi" diye yorum yaptı.

Eğilmez CDS'yi (Credit Default Swap) "kredi batma riskinin değiş tokuş edilmesi" olarak açıkladı.

"Bir ülkenin CDS primi ne kadar yüksekse borçlanma maliyeti de o kadar yüksek demektir. Çünkü bu prim ister istemez faize yansımaktadır" diye vurgulayan Eğilmez'in görüşleri özetle şöyle:

"CDS primi 300'ün üzerinde olan ekonomiler aşırı kırılgan ekonomiler olarak kabul ediliyor. 13 Mart 2020 tarihi itibarıyla Türkiye'nin 5 yıllık CDS primi 497 baz puana gelip dayandı.

Turizm, dış ticaret, eğlence ve kültür sektörü, restoran, kafe gibi işletmeler en olumsuz etkilenenler.

Ayrıca insanlar harcamaları kısarak ihtiyat konumuna geçiyorlar. Bu gelişme ekonomilerin canlılığını kaybederek yavaşlamasına neden oluyor.

İç nedenlere örnek olarak;

- Büyümenin düşmesi,

- Enflasyonun yükselmesi,

- Dış borçların artması,

- Döviz kurlarının yükselmesi,

- Ülkede sosyal çalkantılar olması, savaş hali, afetler… Örneğin Türkiye'nin Suriye ve Libya'daki operasyonları, haklı ya da haksız, yabancı yatırımcı açısından savaş hali olarak görüldüğü için riskleri yükselten bir etkendir.

Birçok kişi ABD, Euro Bölgesi, İngiltere gibi ekonomilerde merkez bankalarının faiz indirimi yapmasına bakarak TCMB'nin de faiz indirimi yapması gerektiğini savunuyor. (Erdoğan da bu konuda Merkez Bankasına baskı yapıyor-OU)

Bu birçok açıdan yanlış bir yaklaşım.

Her şeyden önce ABD, Euro Bölgesi ve İngiltere'de Dolarizasyon diye bir sorun yok.

İkinci olarak buralarda enflasyon çok düşük.

Üçüncü olarak sosyal, siyasal açılardan çok daha az sorunla karşı karşıyalar."

Değerli okurlarım,

Mahfi Eğilmez teşhisi net bir şekilde ortaya koyuyor.

Peki, tedaviyi kim yapacak?

16 Nisan anayasa değişikliği öncesi Erdoğan'ın millete vaadi, "Parlamenter rejim gidecek, sorunlar hızla çözülecek" idi…

24 Haziran 2018'de ikinci kez seçilen Recep Tayyip Erdoğan, 7 Temmuz 2018'de tek adam rejiminin cumhurbaşkanı olarak göreve başladı.

Türk milletinin hangi sorunu çözüldü?

Erdoğan, 2002-2018 dönemi için yakında, "AKP'den enkaz devraldım, hesap soracağım…" derse hiç şaşırmayalım.

Ekonomik krizin sonlanması için Erdoğan hükümetine güvenen var mı?

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları