THY uçuşa geçti!
Herşey apronda deve
kesimiyle başladı...
AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte hava ulaşımı ile hiç alakası olmayan bürokratların atandığı bir kurum haline dönüşen THY’de ilginç olaylar yaşanmaya devam ediyor. Vatan gazetesi yazarı Mustafa Mutlu, apronda deve kesilmesiyle başlayan skandallar dizisinin son halkalarını köşesine taşıdı:
İstanbul’da yapılan “Said-i Nursi Sempozyumu” na sponsor olan, uçaklarda yolculara ilahiler dinleten kamu kuruluşu THY, şimdi de “dinsel içerikli yayın” a merak sardı! THY uçaklarında ücretsiz olarak dağıtılan SkyLife isimli dergi, yakın zamana kadar dünyadaki bütün örnekleri gibi yolculara hoş vakit geçirtmeyi amaçlayan, gezi, yemek, sanat yazılarına yer veren bir yayındı. Ama artık hedef “ılımlı İslam” ya; “badem bıyık felsefesi” bu dergiye de yansımaya başladı. Yazıların hem Türkçe, hem de (yabancı yolcular da okusun diye) İngilizce olarak yayınlandığı derginin Ekim sayısı önümde... Editör
ler, AKP yanlısı Yeni Şafak Gazetesi’nin yazarlarından “iktisat tarihçisi” Mustafa Özel’e “özel” bir yazı yazdırmışlar. Bunun için yazara kaç para vermişler, neden yüzlerce yazar arasından onu seçmişler; bunu bir kenara koyuyorum! Yazının başlığı “Yükselerek arınmak...” Bakın yazar “uçuş” la “din” i nasıl ustaca bir araya getiriyor: “Bu yazıyı bir Ramazan günü yazıyorum. Oruç da bir tırmanış, bir havalanma, bir arınmadır. Muhasebesiz arınma olmaz.” Yazı daha sonra Abbasi Halifesi Me’mun’la, Hz. Musa’yla, Firavun’la devam ediyor!
Bu yazı Yeni Şafak Gazetesi’nde çıksa, itirazım olmaz; “Hoş, dinsel içerikli bir yazı” der, geçerim.
Ama makalenin yayınlandığı dergi, kamu kurumu Türk Hava Yolları’nın magazini! Bu dergilerin dağıtıldığı uçaklarda yüzlerce milletten, onlarca farklı dine mensup insan yolculuk ediyor. Onlara o
bir-iki saatlik yolculuğu keyifli geçirmelerini sağlamak için başka konu mu kalmadı? Sakın, “Canım sen de öküzün altında buzağı aramaya başladın. Bunlar küçük şeyler” demeyin. Unutmayın ki oya gibi işledikleri bu “küçük şeyler” le toplumsal karakterimizi ve görünümümüzü değiştiriyorlar. Ülkemize gelmek için THY’nin uçaklarına binip ilahi dinleyen, bu tür yazıları okuyan yabancı bir yolcunun, Türkiye hakkındaki ilk izleniminin ne olacağını sorgulayın sadece...Ve sonra kendinize sorun: “Diğer büyük havayolu şirketlerinin çıkardıkları bu tür dergilerde, şimdiye kadar kendi dini inançlarının anlatıldığı tek bir yazı okudum mu?” Okuyamazsınız... Ama burası Türkiye ve burada birileri “Durmak yok, yola devam” diyor!
Ne diyelim; hayırlı yolculuklar!
* Mustafa Mutlu / Vatan
+++++
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 16 yaşındaki oğlu Mehmet Emre, internette başladığı ticareti şimdi de mısır satışıyla geliştiriyor. Gazeteciler, konuyla ilgili olarak günboyu Mehmet Emre Gül’ü arıyor. Mehmet Emre, “Konuşmak istemiyorum” diyor. Bu kez devreye Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Hacı Ahmet Sever giri-yor ve Mehmet Emre’nin saat 19.00’da açıklama yapacağını söylüyor. Genç girişimci, gazetecilere, şirketle organik bağının olmadığını, amcasına yardım ettiğini söylemiş...
Önce “adresime gelsin” sonra “haşlanmış mısır...”
Basın danışmanı ise Konya’da doğmuş, Belçika’da okumuş Hacı Ahmet Sever.
Türkiye, size hayırlı işler diler...
+++++
Murat Yetkin’e
“etkin” soru
Herkes, DTP’den cevap
bekliyor...
Biz de, Ankara’da mesleki
anlamdaki “hırsıyla” ünlü Radikal yazarı Murat Yetkin’den...
-Size göre PKK bir terör örgütü müdür!
- Eğer “Evet terör örgütüdür” diyorsanız, yazılarınızda neden “PKK” nın önünde veya arkasında bu tanımlamaya yer vermiyorsunuz?
- Yok “terör örgütü değil”
diyorsanız, bunu gerekçeleriyle açıklayabilir misiniz?
Yanlış anlamayın
Bir kastımız, imamız yok
Merak işte...
+++++
Irkçı, antikomünist seksist
Birgün, Hürriyet’ye yer alan “Gay başkan muhabbeti” başlıklı habere fena sinirlenmiş...
Sinirlerince de frenleri
boşalmış...
Demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü, barış, sevgi, dostluk, kardeşlik vs... rafa kalkmış...
Saldırı moduna geçip, “Vur vur inlesin Hürriyet dinlesin” durumu yani!!!
İşte, okuyana “Vay anasını” dedirten o spotlar:
“ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras ile AP Yeşiller Grubu Eş Başkanı Daniel Cohn- Bendit arasındaki bir sohbetten yola çıkarak ve yazar Murathan Mungan’ın özel yaşamına gönderme yaparak ırkçı, antikomünist ve seksist bir haber üreten gazete rol dağılımını da ülkedeki aydın, Kürt ve devrimci düşmanlığını kışkırtmaya yönelik işlevine uygun yapmıştı....”
“DTP’nin Grup toplantısına katılan yazarlardan 90 yaşındaki Vedat Türkali’nin önerdiği, ”başbaşa çözüm“, Murathan Mungan’ın darbe karşıtı konuşması, avukat Mebuse Tekay’ın DTYP’yi kapatma davasında savunma önerisi gibi konuları ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın gözyaşları gibi insani görüntüleri hasır altı eden Hürriyet, aydın düşmanlığında liderliği yine kaptırmadı”
Demek ki neymiş...
Ucu dokunursa, “yerim ulan fikir özgürlüğünü, basın özgürlüğünü” durumu.
Yaaaa!....
+++++
GÜNÜN SÖZÜ
İngilizler, Orgeneral İlker Başbuğ’a ‘Sabrınıza hayranız’ demiş...
* Milliyet
+++++
Cumhuriyet
İlhan Selçuk
Yaşananlar Osmanlının
çöküşünü hatırlatıyor
Osmanlı’yı yere göğe koyamıyor dinci medya... Çöküp dağılmadan, tarihe gömülmeden önce nasıldı Osmanlı?..
Devleti “ Alafranga Müslümanlar ” yönetiyordu... Aynen bugünkü gibi bir “ komprador devlet ” oluşmuştu...
Osmanlı ekonomisi yabancıların elindeydi... Devlet gırtlağına dek dışarıya borçluydu... Ama İstanbul’un kibar mahallelerinde yok yoktu... Piyasada Hollanda, İsviçre, Fransız peynirlerinin envaı bulunurdu; dükkânlar Avrupa ve Amerika mallarıyla doluydu; domates konservelerinin çeşitleri İtalya’dan gelirdi... Halk kesiminde ise yoksulluk diz boyu idi.. Osmanlı devletini tam anlamında dışa bağımlı iktidar yönetiyordu... Ama, iktidarın Müslümanlığından da geçilmiyordu...
Bugün de Osmanlı’ya dönüştük... Devlet gırtlağına dek borçlu.. Temel ekonomik kurumlar bir bir yabancıların eline geçti, geçiyor.. Zenginler için yok yok... Yoksullar ancak ayvayı yiyorlar...
İktidar adım atmak için Amerika’dan icazet alıyor..
Ilımlı İslam Devleti Modeli, Osmanlı’nın hortlaması demek...
Amerika’nın Ortadoğu’daki tezgâhında federe ve ılımlı İslam devletleri coğrafyasında AKP’nin rolü çok büyük olacak...
Başkan Bush giderayak bu yolda hızla yürüyor...
ABD’nin Irak savaşı bu yolda dönüşümü hızlandırdı; emperyalizm PKK’yi de bu tezgâhta tepe tepe kullanıyor...
+++++
Milliyet
Melih Aşık
Rektör adayı...
Galatasaray Üniversitesi rektör adayı Prof. Ahmet İnsel, dün Radikal’de yer alan demecinde çeşitli suçlamalarda bulunuyor, şöyle diyordu:
“Hakkımda ’yakıştırma’ bile diyemeyeceğim külliyen yalan bilgiler servise sokuldu...”
Biz de kendileriyle ilgili kimi bilgiler verdik. Acaba bu suçlama biraz da bize mi? O yüzden Sayın İnsel’e soralım...
Sabah gazetesine ve Galatasaray Üniversitesi öğretim üyelerine 16 Ekim’de gönderdiğiniz mektuptaki şu satırlar sizin değil midir:
“Rektörlük seçiminde yegane meşruiyetin üniversite öğretim üyelerinin tercih sıralaması olduğunu, bu tercihe aykırı biçimde YÖK veya cumhurbaşkanlığı marifetiyle rektörlüğe atanmayı yasal olmakla birlikte ne geçmişte ne de önümüzdeki dönemde hiçbir koşulda meşru kabul etmediğimi ve etmeyeceğimi bir kez daha hatırlatırım.”
Sayın İnsel; tercih sıralamasında ikinci olduğunuz halde verdiğiniz bu sözü tutmayan ve adaylıktan çekilmeyen siz değil misiniz?
Eğer Cumhurbaşkanı sizi rektör tayin ederse söz verdiğiniz öğretim üyesi arkadaşlarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız?
Bundan sonraki sözlerinize kim nasıl güvenecek?
Son bir soru... Acaba Sayın Cumhurbaşkanı, onun yapacağı atamayı meşru saymayan Ahmet İnsel’i rektörlüğe
atayacak mı?