Tezkere ve soru işaretleri?

Merak ettim tezkere konusu AKP’nin MKYK’sında neden görüşüldü? Öyle ya tezkere olayı devlet konusu.
Konuşulacağı yerler de bellidir.
Nitekim konu önce Çankaya Köşkü’nde sonra da Terörle Mücadele Kurulu’nda saatlerce görüşüldü.
Peki ama bütün bu konuşmalardan sonra konu neden AKP’nin MKYK’sına götürüldü?
Türkiye’de son karar mercii partiler değil ki.. Böyle bir teamül yok..
Bu tür şeyler Baascı parti devletlerinde görülüyor.
Bu hususu yani, garipliği dikkatlerinize sunuyor ve diğer soru işaretlerine geçiyoruz...
Washington hâlâ umursamaz tavırlar içinde.
Tezkere çıkarılsa bile sınır ötesi harekat falan olmaz rahatlığında.
Peki ama bu rahatlık niçin?
ABD bu yönde bir teminat mı aldı?
Bu arada Başbakan’a çok çok yakın bir isim olan İhsan Arslan da benzer şeyleri söylüyor.
Tezkere demek illa da operasyon demek değil diyor ve sakıncaları sıralıyor.
Bunu başka biri söylese önemsemezdik de sözkonusu kişi İhsan Arslan olunca acaba mı diyoruz.
Bir başka ayrıntı; Bayram sonrasında İstanbul’da yapılacak olan Irak’la sınırı olan ülkelerin toplantısı.
El Cezire, böyle bir toplantı anında tezkere çıksa bile hiçbir adım atılamaz diyor.
Ve bir başka tezkere iddiası daha:
Güya tezkere emri ABD kongresine Ermeni tasarısı bağlamında Kongre ve yönetime mesaj için verilmişmiş.
Kısacası Ankara’da sorular çok, kafalar karışık.
Tezkere teşebbüsüne geç kalınmış ama çok gerekli bir teşebbüs diyenler olduğu gibi, kamuoyunu tatmin için atılan adım ya da patlatılan ses bombası diyenler de var.
Endişemiz, tezkerenin unutturma, ya da kamuflajlara alet edilmesi ihtimalidir.
Sanmıyoruz ama eğer böyle bir şey olursa, bu Türkiye’nin fiilen tükenişinin ilanı olur..
Verilen tezkere kararının uygulanmasında yapılacak zerre bir patinaj, Türkiye’yi, bütün dünyaya sadece rezil etmez aynı zamanda bitirir.
Dolayısı ile tezkerenin çıkmasıyla bu yetkinin kullanılması için de emir verilmeli ve uygun bir askeri planlama ile hemen harekete geçilmelidir.
Bulunulan noktada tezkerenin başka türlü değerlendirme imkanı asla mümkün değildir.
Kuşkusuz tezkere ve harekat emriyle beraber Habur’un kapatılmasından K.Irak’a verilen elektriklerin kesilmesine kadar her türlü önlem de olmazsa olmazdır.
Öyle ya siz orada savaşırken, teröriste Habur’da silah ve muhimmat sevkıyatı engellenmelidir.
Kısacası tezkere olayına start vermek, asla ve kat’a dönülemez bir yola girmektir.
Bu yapıldığına göre Türkiye artık zerre geri adım atmadan gereğini yapmalıdır.
Aman, aman, aman bu tezkere işinde de çuvallarsak, yukarıda da söylediğimiz gibi böyle bir şey teslimiyetimizin ilanı olacaktır.

AKINTIYA KÜREK!...
CHP’de muhalefet paramparça!
Baykal’a karşı aday olacağını ilan eden Haluk Koç, Gülsüm Bilgehan Toker’le bir araya geldi. Peki ne mi oldu? İki isim anlaşamadı. Haluk Koç Bilgehan’a bana katıl derken, Bilgehan da aynı şeyi Koç’dan talep etti.. Sonuç fiyasko... Öte yandan Mustafa Sarıgül ile Koç ve Bilgehan arasında da elçiler mekik dokuyor, ancak o cenahta da bir gelişme yok. Koç ve Bilgehan’a göre Sarıgül’le bütünleşmeye CHP örgütü ve tabanı karşı... Görüldüğü gibi CHP’deki muhalefet paramparçadır. Şu gün itibarı ile Koç, Bilgehan ya da Sarıgül’den hiç birinin aday olmak için 255 imzayı bile bulması mümkün görünmüyor... Yorumumuza gelince: AKP’nin Türkiye’yi getirdiği bu noktada CHP’deki dalgalanmalar enerji kaybıdır ve AKP’ye yarar. Hep söyledik bir kez daha söylüyoruz. Türkiye gibi ülkelerde iktidarları konjonktür belirliyor. Dolayısı ile Deniz Bey’e haksızlık edilmemelidir.. Deniz Bey’e muhalefet edenler ona yetersiz, çapsız, şaibeli diyebiliyor mu? Diyemiyor. Tablo bu ise muhalefetin gerekçesi yoktur.. Baykal giderse, CHP parçalara bölünür ve ülkenin en önemli direnç kalelerinden biri yıkılır. Bizim endişemiz ya da hadiseye yaklaşımımız budur.

KORKU DAĞLARI BEKLER!
Bahçeli ve Koray Bey?
Bayındırlık eski Bakanı Koray Aydın’a sordum.
-Devlet Bey hâlâ bir geçmiş olsun demedi mi?
Koray Bey’den cevap:
-Demedi ama Meclis’deki grup toplantısında konuyu gündeme getirdi.
Bu nasıl bir şeydir anlamak mümkün değil.. Senin kabinenin en etkili Bakanı olan Koray Aydın büyük iftira ve karalamalarla sadece ve sadece siyasi saiklerle Yüce Divan’a gönderiliyor ve ceza alması için 217 yıl manşetleri ile kamuoyu hazırlanıyor, lakin Yüce Adalet tecelli edip Sayın Aydın 11-0 gibi bir sonuçla beraat ediyor ve sadece kendi onurunu değil, aynı zamanda MHP ile bütün ülkücülerin şerefini de kurtararak, onları da kamu vicdanında aklıyor. Ve böyle bir tablo ya da sonuca bir telefon tepkisini bile vermiyor yani 1000 küsur gün haksız yere azap çeken Sayın Aydın’a bir geçmiş olsun bile demiyorsunuz... Yok yok bu sadece ayıp değil aynı zamanda başka bir şeydir.. Peki ne midir? Vehimin ötesinde duyulan müthiş bir endişe ya da korkudur. Belli ki Bahçeli bu beraat olayı ile MHP’de kurduğu güdümlü statüko imparatorluğunun yıkılacağını görmüştür ve paniktedir...

İŞTE SİZE ÖRNEK...
DTP-Batasuna-ETA
Batasuna ve ETA malum İspanya’daki ayrılıkçı yapılar. Şekil olarak sanki PKK’dan ziyade DTP’ye daha yakınlar. İlginçtir AB üyesi olan İspanya bu yapıları teröre destek oldukları, onu kınamadıkları ve hedef almadıkları için ne yaptı biliyor musunuz? Derhal üstüne gitti, kapattı ve en önemlisi mensuplarını tutukladı.. Evet AB üyesi İspanya aynen bunları yaptı.. Ve yine ilginçtir Türkiye’ye her fırsatta demokrasi ve özgürlükler diye diklenen AB Konseyi ve diğer AB devletleri bu tasarrufa ses çıkaramadılar ve de kabullendiler.. Peki Türkiye ne mi yapmalı? İspanya ne yaptıysa onu yapmalı.. Efendim AB ayağa kalkar demeyin, bakın önümüzde bir emsal var. AB artık ayağa kalksa da inandırıcı ve etkili olamaz.. Evet Türkiye derhal DTP’yi kapatıp mensuplarını yargıya havale etmelidir.