Terör, savaş ve ezeli sonuç!..
İki taraftan en az 4000 kişinin öldüğü, 10 binden fazla kişinin de yaralandığı savaş en çok da İsrail cephesinde şaşkınlık yaşatmaya devam ediyor...
Çünkü dünyanın sayılı "süper devlet"lerinden olan koskoca Rusya'nın küçük bir devlet olarak bilinen Ukrayna'da karşılaştığı direnç uluslararası kamuoyunu nasıl şaşırttıysa, Hamas gibi bir örgütün dünyanın en etkili istihbarat duvarını aşarak İsrail'e saldırılar yapabilmesi de bir o kadar şaşırtmaya devam ediyor...
Örgütün silahlı kanadı İzzettin El Kassam Tugayları'nın çoğu milis, bir bölümü de askeri birliklerden oluşan en az 30 bin kişilik silahlı eylem gruplarının İsrail içlerine kadar girerek festival alanında 260 sivili öldürmesi, sınır hattında onlarca İsrail askeri ile farklı yerleşim birimlerinde yüzlerce İsrail vatandaşının canını alması, hatta 250 kadarını kaçırabilmesi, Mossad'ın o ürkütücü ve her yerde gözü kulağı olan direncini de şaşkınlığa uğratıyor...
İç ve dış basına yansıyana göre, hazırlığı iki yıl öncesinden başlatılan Hamas saldırılarının Mossad'ın gözünden- kulağından kaçırılması büyük kuşkular da yaratıyor!!!
Çünkü El Kaide'nin 11 Eylül 2001'de uçaklara sızdırdığı militanlarla İkiz Kuleler'le bazı askeri ve resmi binalara saldırması nasıl tüm dünyayı şok edebilmişse, Hamas'ın İsrail'deki saldırıları da bir o kadar şok yaratıyor, uzman istihbarat kurumlarını çok düşündürüyor...
Dünya kamuoyu artık El-Kaide gibi, Hamas'ın nasıl bu kadar büyüyebildiğini ve İsrail gibi her yerde "gözü- kulağı- eli" olan bir devlete meydan okuyabildiğini de sorguluyor...
Çünkü Hamas Arap coğrafyasında, "Filistin'de bir İslam devleti kurmak için" ortaya çıkan cihad grubu olarak bilinse de, dünya kamuoyunun önemli bir bölümünce "terör örgütü" olarak nitelendiriliyor...
Sadece İsrail değil, ABD, Avrupa Birliği, İngiltere, Kanada ve Avustralya gibi ülkeler de Hamas’ı terör örgütleri listesine almış... Yeni Zelanda gibi bazı ülkeler ise Hamas’ı değil, sadece silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nı terör örgütü olarak görüyor...
Rusya, Çin ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkeler ise Birleşmiş Milletler’in terör örgütleri listesinde yer almayan
Hamas liderleri ile açıktan görüşüyor...
Hamas en fazla desteği ise İran ve Katar’ın da aralarında bulunduğu bazı ülkelerden alıyor...
Büyüyen güç ürkütüyor…
Dünya kamuoyu ve uluslararası terörü izleyen istihbarat birimleri, dünyanın 100'den fazla ülkesinde "terörün şemsiyesi"ni açarak eylemler yapan ve 11 Eylül 2001'de hava saldırılarıyla Amerika'ya meydan okuyarak büyük kayıp verdiren El Kaide'ye olduğu gibi, Hamas'ın da ekonomik kaynakları üzerinde raporlar hazırlıyor, tartışmalar yürütüyor...
Bitcoin benzeri dijital para kaynakları üzerinden nemalandığı, yine bunlar üzerinden büyük bağışlar topladığı tespit edilen Hamas'ın giderek büyüyen ekonomik gücü, örgütü yakından izleyen İrailli, Avrupalı ve ABD'li askeri ve güvenlik birimlerinin fazlasıyla dikkatini çekiyor...
ABD merkezli Forbes dergisi, 2014'te Hamas'ı "tahmini yıllık bir milyar dolarlık geliriyle dünyanın en zengin terör örgütleri arasında" saymıştı...
Dergiye göre, "bu gelirde vergiler, harçlar, mali yardım ve bağışların yanı sıra, yurtdışındaki Filistin diasporası ve Körfez ülkelerinden özel bağışçılar da önemli rol oynuyor."
ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre ise İran'dan "Hamas ve diğer Filistinli terör örgütlerine yılda yaklaşık 100 milyon dolar bağış yapılıyor..."
Katar ve Türkiye'nin de Hamas'a mali yardım sağladığı konusunda dış basına yansıyan iddiaların ne kadar gerçekçi olduğu saptanamıyor...
Hep Müslümanlar kaybediyor…
Evet; İsrail'e kafa tutarak, bu ülkenin içerisinde eylemler yapan, yüzlerce insanı kaçıran Hamas'ın perde gerisinde her ne kadar Filistin ve çevresindeki Arap ülkelerinde barınan cihatçı grupların etkisi olsa da, örgütün ekonomik kaynakları, vurucu gücünü giderek büyük boyutlara ulaştırmış...
İşte bu güç Amerika'dan Avrupa'ya, oradan Orta Doğu'ya kadar uluslararası boyuttaki ekonomik güç odaklarını-sermayeyi kontrol eden İsrail'i bu kadar zor durumda bırakabildiğine göre; sadece eğlence yerlerinde katliam yapmakla suçlanan El Kassam Tugayları değil, Hamas da uluslararası kamuoyunun hedefi olacak...
Çünkü Orta Doğu'da ekonomik ve politik güçleri artan örgütlerle ilgili "terörün finansmanı" konusundaki kuşkular giderek büyürken, tıpkı El Kaide gibi, Müslüman Kardeşler Örgütü'nden etkilenen Hamas da hedef noktasına getirilecek...
Peki; Hamas ve benzerlerini perde gerisinden destekleyen, ancak İsraill'e olan çatışmalarda nedense (!) sessiz kalan Orta Doğu'daki Arap ülkeleri acaba bu savaşın kime-ne kadar zarar vereceğini sorguluyorlar mı?..
Irak'ta, Libya'da ve en son Suriye'de olduğu gibi, kaoslarda ve iç savaşlarda Müslümanlar en büyük kayıpları vermişken, askeri politik ve ekonomik gücü El Kaide gibi örgütleri bile geçen Hamas, İsrail gibi bir ülkeyle onu destekleyen uluslararası ekonomik-politik güçlerle karşı nereye kadar direnebilecek?..
Hele de, İsrail'le Filistin arasında 40 yıldır süren gerginliğin kime neler kaybettirdiği ortadayken, bu savaşın sonucundan ne çıkacak?..
İsrail-Filistin savaşı; İran'ın, Lübnan Hizbullahı'nın ve benzerlerinin, ya da dolaylı olarak ABD ve Avrupa'nın müdahalesi ile büyüyecek olsa da, sonu hiç kimseye, hele de Filistin'e hiç yarar getirmeyecek...
Çünkü, dış saldırılarda da, iç savaşlarda da, kendi aralarındaki etnisite, mezhep, aşiret ve güç çatışmalarında da hep Müslümanlar kaybetmedi mi Orta Doğu'da?..