Teknoloji üretiminde 40 yıl geriye gittik

2021''de toplam ihracatımız 225 milyar dolar oldu. Bu ihracatta yüksek teknoloji ürünlerinin payı yüzde 3''tür. Oysaki 2008 yılına kadar yüksek teknoloji ürünlerinin ihracattaki payı yüzde 6 idi. 2008 sonrası yüzde 4''e geriledi. Son yıllar da ise yüzde 3 oldu.

Yüksek teknoloji ürünleri daha pahalıdır. Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracattaki payı azaldıkça, Türkiye''nin dış ticaret hadleri de geriledi ve 2022 de en son yüzde 73 oldu. Yani Türkiye artık ucuz satıyor, pahalı alıyor.

Sevcan Güneş ve Tuğba Akın''ın ''''Yüksek Teknoloji Ürün İhracatı: lider ülkeler ve Türkiye Analizi- 2019" isimli bir çalışması var. Çalışmadaki verilere bakarsak bu günkü popülist politikalarla Türkiye''nin teknoloji ürünü ihraç eden ülkelere göre yetişme imkanı yoktur.

Söz gelimi 2015 yılında Güney Kore''nin imalat sanayii toplam ihracatı içindeki payı yüzde 26,8, Malezya yüzde 42 iken, bizde yüzde 2,2 idi. (Aşağıdaki Tablo)

Kaynak: World Development indicators, 2017

Türkiye yüksek teknoloji üretiminde ve ihracatında neden bu kadar geri kaldı?

Bu sorunun tek cevabı var: Bu günkü siyasi iktidarın yanlış ekonomik ve kalkınma anlayışı.

1) Siyasi iktidar planlamayı kaldırdı. Finans sektörü ile reel sektör arasındaki denge bozuldu. Sanayide teşvikleri yozlaştırdı. TOKİ, konut yatırımları gibi popülist yatırımlara yöneldi. 2012 yılına kadar sıcak para TL''yi değerli para yaptı. Teknoloji üretmek yerine ithal etmek daha ucuza geldi. Bu gün tam tersi TL değer kaybetti ve fakat bu defa da Güven sorunu tavan yaptı ve kimse yatırım yapmıyor.

Yapılması gereken; Orta ve uzun vadeli planlama yapmak, teknoloji üretiminde ithal ikamesi politikası uygulamak ve yüksek teşvikler vermektir.

2) AR-GE harcaması yeterli değil.

TÜİK dün AR-GE harcamalarını açıkladı. 2021''de Ar-Ge harcamalarının GSYH payı yüzde 1,1 olmuş. Bu harcamaların;

* Yüzde 70,7''sini özel sektör;

* Yüzde 23,7''sini Üniversiteler;

* Yüzde 5,6''sını Devlet; yapmış.

Toplam AR-GE harcamaları, Güney Kore''nin dörtte biri, diğer teknoloji yaratan ülkelerin yarısından azdır. Devletin AR-GE harcamaları çok düşüktür. Dahası TÜBİTAK gibi kurumlar siyasi baskı altındadır.

Yapılması gereken; AR-GE''ye kaynak aktarmak, araştırma kurumları ve üniversiteleri siyasi tasalluttan kurtarmaktır.

3) Türkiye beşeri sermaye yatırımları yapmıyor. TÜİK''in açıkladığına göre AR-GE de çalışanların;

* Yüzde 24,3''ü lise ve altı,

* Yüzde 34,9''u lisans,

* Yüzde 4,8'' meslek okulu,

* Yüzde 24,3''ü Lisans,

* Yüzde 31,2''si doktora seviyesinde eğitim yapmıştır.

Yüksek öğrenim ta 1980 ''den beri popülizm tasallutu altındadır. Yüksek öğrenimde örgün eğitimin payı, açık öğretim ve uzaktan öğretimin payından düşüktür. Birkaçı hariç Vakıf üniversiteleri, lise gibi yalnızca eğitim anlayışındadır. Araştırmadan uzaktır.

Eğitim sistemi, imam hatip ve siyasi islam odaklıdır. Vasıflı işgücünde güven sorunu nedeni ile beyin göçü yüksektir. Vasıflı işgücü eksikliği nedeni ile yabancı sermaye de geçmişte doğrudan yatırım yapmak için değil, sıcak para şeklinde veya hizmet sektöründe geldi.

Yapılması gereken; Eğitimi siyasi islam tasallutundan kurtarmak, imam hatipleri ihtiyaç kadarı ile sınırlı tutmak, teknik liseleri geliştirmek, örgün eğitimi artırmak ve araştırma yapamayan vakıf üniversitelerini devletleştirmektir.

Yazarın Diğer Yazıları