Tek çıkış yolu erken seçimdir

2016 darbe teşebbüsü, OHAL ve arkasından başkanlık sistemi, Türkiye''yi her alanda zora soktu.

İktidar partisi ve yandaş medya farklı algı yaratmak istiyor; başarılı olması mümkün değildir. Çünkü halk bizzat zoru yaşıyor. Yandaş medyaya da artık kimse inanmıyor.

Aslında Türkiye''nin ekonomik ve siyasi durumunu, uluslararası piyasalar ve uluslararası kuruluşlar en doğru şekilde teşhis ediyor. Doğru teşhis etmek zorundadır. Aksi halde yanlış yorum kendilerini zarara sokar. Ortakları veya müşterileri kalmaz.

1- Türkiye''de ülke riskini, uluslararası piyasalarda işlem gören tahvillerinin risk primi belirliyor. Yurt dışında tahvilleri işlem gören 21 ülke içinde en riskli ülke Türkiye''dir. O kadar ki; savaş içindeki Rusya''nın CDS oranı savaş öncesi 120 baz puan iken şimdi dün 412 baz puana yükseldi. Yine de Türkiye''nin CDS oranı daha yüksek, 568 baz puandır.

CDS oranının yüksek olması, Türkiye''nin daha zor ve pahalı dış borç bulmasına neden oluyor. Mamafih ancak yüzde 7,5 yüzde 8 faizle dış borç bulabiliyoruz.

İçeride algı yaratmakla, hamasetle Türkiye dış borçlarında temerrüt riskini azaltamaz. Önlem alması gerekir. Ama iktidarın önlem almak işine gelmiyor. Yandaşların fetvasını dinlemeye devam ederse, Türkiye dış borçlarında temerrüde düşecektir.

2- Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye''nin kredi notunu ''BB-''den ''B+ negatif (Spekülatif yatırım yapılamaz) olarak belirledi.

Açıklamada, "Türkiye''nin notları, zayıf politika güvenilirliğini ve öngörülebilirliğini, yüksek enflasyonu, yüksek dış finansman gereksinimlerine ve dolarizasyona göre düşük dış likiditeyi ve jeopolitik riskleri yansıtıyor" ifadelerine yer verildi.

S&P, Türkiye''nin kredi notu döviz cinsinden B+ dır. (Spekülatif yatırım yapılamaz.)2021 sonundaki açıklamasında Türkiye''nin ödemeler dengesi pozisyonunun hâlâ zayıf, para politikasının ise öngörülemez olduğuna vurgu yaptı.

Moody''s''in de notu B2 Negatif (Spekülatif yatırım yapılamaz) seviyesindedir.

Türkiye''nin Raiting notu yatırım yapılamaz, spekülatif düzeyinde ise artık Türkiye''ye doğrudan yabancı yatırım sermayesi gelmez. Zaten gelmiyor. 2018''den sonra 2021 yılına kadar yerli sermaye de yatırım yapmadı. 2021 ilk iki çeyreğinde ertelenmiş bazı yatırımlar yapıldı ve fakat 2021 üçüncü ve dördüncü çeyreğinde yatırımlarda büyüme tekrar eksiye döndü.

İçeride yatırım yapılmazsa, arz-talep dengesi bozulur, enflasyon artar. İç üretim daralır. Kur yüksek olduğu için tüketim malı ithalatı da azaldı. Mal kıtlığı yaşayabiliriz.

3- Freedom House, Dünya Özgürlükler Evi her ülkede anket yaparak, halkın sivil haklar ve siyasi özgürlükler açısından ne düşündüklerini tespit ediyor ve açıklıyor.

Türkiye 1972 yılından 2017 yılına kadar, darbeler dahil kısmen özgür statüde iken, 2017 ve sonrasında özgür olmayan ülke statüsüne geriledi. Üstelik de bu alanda utandıran bir tablo içindeyiz. Son on yılda demokraside en fazla kan kaybeden ülke sıralamasında, üçüncü sıradayız. Üstelik de bunlar arasında en fazla gelişmiş ve fert başına gelir seviyesi en yüksek ülke biziz.

Dünyada son on yılda insan hakları ve demokratik özgürlüklerde en fazla puan kaybeden ülkeler:

Mali -40

Orta Afrika Cumhuriyeti -32

Türkiye -31

Tanzanya -30

Nikaragua -28

Gün geçtikçe, zora giriyoruz. Daha zor durumdan ancak erken seçim yoluyla kurtulabiliriz.

Yazarın Diğer Yazıları