Tek adam ve parti devleti
Parti devleti haline geldiğimiz, YSK kararları ile İçişleri Bakanı'nın sözleri ve polise yaptırdığı uygulamalar ile ve Mevlüt Uysal'ın sözleri ile ispatlandı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin partileri vardır. Tamam.
Seçime katılan ve kazanan parti devleti yönetir. Tamam.
Ama iktidar partisi Türkiye Cumhuriyeti'ni "Parti devleti" haline getiremez, getirmemeli, getirirse Anayasa, çiğnenir, demokrasi yok olur.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin uygulanmaya başlanması sonucunda Türkiye'de görünen en önemli tablo şudur:
"Tek Adam" kararları AKP'yi de Demokrasiyi de eritiyor
AKP'de tüm kararları "Tek Adam" alıyor.
Genel merkez yönetimini ve il, ilçe teşkilatlarını "Tek Adam" seçiyor.
Meclis'te AKP ve MHP çoğunluğunu "Tek Adam" yönetiyor.
Bakanları "Tek Adam" atıyor.
Tüm devlet bürokrasisini "Tek Adam" atıyor.
Hâkimler Savcılar Kurulu'nu "Tek Adam" seçiyor.
Yüksek Seçim Kurulu üyelerini "Tek Adam" seçtiriyor, görev sürelerini uzatıyor.
Anayasa Mahkemesi üyelerini "Tek Adam" seçiyor.
Futbolda şampiyonluğu kurduğu takımın kazanması için her türlü maddi desteği sağlatan da "Tek Adam"
16 Nisan referandumunda "Mühürsüz geçersiz" oyları "geçerli" kabul ederek Türkiye'de Demokratik Parlamenter Rejimi sonlandıran ve "Tek Adam" rejimi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini anayasal hale getiren de aynı YSK üyeleridir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu'na tüm içtihat kararlarına aykırı şekilde mazbatasını zamanında vermeyen de "Tek Adam" tarafından görev süreleri 1 yıl uzatılan YSK üyeleridir.
Uysal'ın itirafı nedir?
Büyükçekmece Belediye Başkan adayı Mevlut Uysal şöyle konuştu:
"Soyadlarına bakıldığında AK Parti'ye oy verdikleri kolayca tespit edilebilen 3092 seçmenin kaydı düşürülmüş"
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu sözleri şöyle değerlendirdi:
"Şimdi, benim şu anda Büyükçekmece'de, malum adayımız İBB başkanımız Mevlüt Bey. Mevlüt Bey hukukçu. Mevlüt Bey bana öyle şeyler söylüyor ki ben şaşırdım. Ben Mevlüt'e kendime inandığım kadar inanırım.
Diyor ki mesela boş arazide, apartman var, orada seçmen başka yerden taşıma sistemiyle getirilmiş, adres orası gösteriliyor.
İşte bunlar, seçime ciddi manada bir şaibenin karıştığının ispatları. Ve bunu da tevsik ediyorlar."
Mevlüt Uysal'ın Erdoğan tarafından da desteklenen "Soyadlarına bakıldığında AK Parti'ye oy verdikleri kolayca tespit edilebilen 3092 seçmen" itirafı bize ne anlatıyor sizlere açık seçik anlatayım.
- AKP'li Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri'nin yaptığı Sosyal Yardımları alanlar,
- Büyükşehir ve bazı cemaat vakıflarının yurtlarına yerleştirilen öğrenciler ve aileleri,
- Belediyelerden ve AKP yandaşı vakıflardan burs alan öğrenciler ve aileleri,
- İşe girebilmek için AKP'ye üye olanlar,
- AKP desteği ile ihale kazananlar,
- Sokak sokak gezen AKP Kadın ve Gençlik Kolları'nın kayıtları,
Bütün bunlar gösteriyor ki AKP Türk Milletini siyasi eğilimine göre fişlemiş.
Evet, sizlerin de benim gibi "şok" olduğunuzu tahmin ediyorum.
Cumhurbaşkanı'nın da söylediği iddialar
Değerli okurlarım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Büyükçekmece ile ilgili sözlerini de değerlendireyim:
1. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu iddiaya göre tek suçludur. Çünkü Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü Soylu'ya bağlıdır.
2. Yüksek Seçim Kurulu suçludur. Çünkü bu kontrolleri demek ki tam yapmamıştır.
3. AKP İstanbul İl Başkanı, İBB Başkanı Mevlüt Uysal, AKP Büyükçekmece ilçe başkanı ve belediye başkan adayı suçludur. Çünkü yasal süre içerisinde itirazlarını yapmamışlardır.
Bunların hesaplarını sorması gereken AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır
19 Mayıs 1919'un 100. Yılında 1919 okulda kurulan sandıklardan, Türkiye'nin ve CHP'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün partisinin birinci çıkması ve Ekrem İmamoğlu'nun Başkan seçilmesi de müthiş bir sonuçtur.
"Tek Adam" sonuç olarak yerel seçimin kaybedenidir.