Tek adam
Adı üstünde tek adam. Kendi hak ve hukukunu ön planda tutan, söylediği sözün üstüne söz tanımayan, her zaman ve zeminde her söylediği doğru hep haklı adam..
Bu nedenledir ki geçmişte AKP li dört bakan hakkında yolsuzluk iddiaları çıkıp istifa ettiği halde bu bakanlarla ilgili herhangi bir yargılama işlemi yapılamamıştır. Hatta eski AKP milletvekillerinden MKYK üyesi Anayasa Hukuku Profesörü Burhan Kuzu "Ben kendi arkadaşlarımı Yüce Divan'a gönderecek kadar aptal mıyım" demiştir.
Ülkede Başbakanlık müessesesini ortadan kaldırdıysanız ve hükümetin bütün yetki ve sorumluluklarını saraya devrettiyseniz yüksek yargının üyelerini kendinize yakın insanlardan seçip atadıysanız Irak ve Suriye'deki Baascı rejimden ne farkınız vardır.
Otoritenin tek elde toplandığı ülkelerde hak ve özgürlükler açısından hangi demokratik mücadeleyi verebilirsiniz. Sarayın istediği kadar konuşur sarayın istediği kadar yazarsınız havuz medyasının kıyısında köşesinde çalışan gazeteci ve yazarların hangisi cesurca görüşlerini ifade edebilir. Onların havuzunda kulaç atıyorsanız aç ve açıkta kalmazsınız, onlara muhalefet ediyorsanız gözünüzün yaşına bakmazlar, çünkü vicdan ve merhamet sadece yandaşlar için vardır yüreklerinde..
Seçim meydanlarına çıkan Sayın Cumhurbaşkanının devletin en üst makamına yükseldiği halde %100'ün Cumhurbaşkanı olmak yerine hâlâ %50 nin Cumhurbaşkanı olmayı tercih etmesi, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı dil kullanması hangi inanç mezhep meşrep ve hangi gelenek törede vardır.
Mesela CHP çöp demek, çukur demek, pislik demek diyor seçim yarışına giren Ekrem İmamoğlu'na. Sen git çöpleri temizle diye bağırıp çağırıyor
Devletin tepesinde o muhteşem güç ve kudreti elinde bulunduran bir siyasetçinin öfkesine hâkim olarak daha sakin konuşması gerekmez mi?
Şeyh Edebali, Osmancık'a ne diyordu:
"Ey Oğul, beysin bundan sonra öfke bize uysallık sana,
güceniklik bize gönül alma sana,
suçlamak bize katlanmak sana
acizlik yanılgı bize hoş görmek affetmek sana.
Ey Oğul, vaktinden önce çiçek açmaz.
En büyük zafer nefsini yenmektir."
Tek adam yönetimi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin parlamenter sistemi ile hiç uyuşamadı. Sözde başkanlık için her şey iyi olacak, ekonomi şaha kalkacak, Türkiye tüm dünyaya kafa tutacak diyenler bile hayal kırıklığına uğradığı açıkça itiraf etmeye başladılar.
Halkımız işsizlikle ve geçim sıkıntısı ile mücadele ederken Sayın Cumhurbaşkanı "CHP, PKK demektir. Bunlar terör yardakçısı, Millet İttifakı'nda şeref ne gezer" gibi sözlerle gerginliği tırmandıracak ve vatandaşlarımızı birbirine düşürecek, kardeşi kardeşe düşman edecek sözlerden medet ummaya devam ediyor.
Sayın Devlet Bahçeli ve partisi ise, 'ülkenin kurtuluşu Recep Tayyip Erdoğan'ın iş başında kalmasına bağlı, parti olarak her şartta AKP'nin yanında yer almaya devam edeceğiz' diyerek beka masalına inanmamızı bekliyor bizden..
Tek adam istiyor ki ülkede seçim yapılsın ama hep ben kazanayım. Ben gidersem devlet yıkılır sözünü vatandaşlarımız kabul etsin, onsuz hayatın tadı olmaz. O olmayınca rahmet yağmurları yağmaz. O olmayınca yapılan ibadetler sevaba nail olmaz.
Demek istediğim odur ki tek adam olmanın da çivisi artık çıkmıştır. Cumhuriyet'in kuruluş felsefesine yeniden dönmekten başka çaremiz yoktur.
***
İmamoğlu umudumuz sendedir
Çalışanlar helalından yesinler
İşverenler bizde mutlu desinler
Çocuklar yatağa aç girmesinler
İmamoğlu umudumuz sendedir
Ben seni bilirim sözünde duran
Ben seni bilirim hal hatır soran
Ben seni bilirim menzili gören
İmamoğlu umudumuz sendedir
Ben bir esnaf idim Beylikdüzü'nde
Ayrıştıran dil görmedim sözünde
Konuşurken güller açar yüzünde
İmamoğlu umudumuz sendedir
Garip YADİGAR'ım boynumuz kendir
Nefes almıyoruz acıyı dindir
Hırsızlık kapkaçı normale indir
İmamoğlu umudumuz sendedir
Ozan Garip Yadigar