Tefecinin hiç mi suçu yok?...
Tasfiye olunacak kredi kartı ve kredi borcu olan gerçek kişi sayısı, 2007 yılında 652 bin kişi idi. Ekonomik kriz sürecinde bu sayı bir milyon 12 bin kişi arttı. Eylül 2009’da 1 milyon 664 bine yükseldi.
Banka ve kredi kartlarında ne yapsanız mağdur sayısını indiremiyorsunuz... Çünkü Türkiye’de kredi kartları faizleri tüketici için bir tuzak olarak çalışıyor.
Bankalar tarafından kredi kartlarına uygulanacak en yüksek faiz oranlarını, yasaya göre Merkez Bankası belirliyor. Bu belirlediği oranları bankalara bildiriyor. Merkez Bankası web sitesinde Türk Lirası, Dolar ve Euro için, bankaların banka ve kredi kartları için uygulayacakları en yüksek faiz oranı var. Bankalar aylık olarak ilan edilen bu faiz oranlarını, birden fazla ay için veya yıllık olarak uyguladıklarında, basit faiz üzerinden uygulamak zorundadırlar. Merkez Bankası, kredi kartlarında en yüksek aylık akdi faizi, nakit çekilişi dahil, yüzde 3.26, en yüksek gecikme faizini ise yüzde 4.01 olarak ilan etmiş. 21 bankanın tamamı da bu faiz üzerinden işlem yapıyor. Çok azı yüzde 4.01 yerine, yüzde 4 alıyor.
Yani, aslında Merkez Bankası, kredi kartları faizini en yüksek oran olarak açıklamakta, ancak bankalar da bu azami orandan faiz almaktadır.
1 aylık yüzde 3.26 faiz, yıllık basit faiz olarak yüzde 39.12 ediyor. Bir aylık gecikme faizi olarak ilan edilen yüzde 4.01 aylık faiz, yıllık basit faiz olarak yüzde 48.12 ediyor.
Doların yıllık faizi yüzde 30.48 ve gecikme faizi ise yüzde 42.12 dir.
Dünyada faiz oranları sıfıra yaklaşırken, Türkiye’de Merkez Bankası gecelik faizi yüzde 6.5’e indirmişken, bu kadar yüksek faizler dünyada bir rekordur. Ve dünya rekorları arasında tescil edilmelidir.
Bankaların tefeci faiz almasına göz yuman hükümet, bu halkın hükümeti değildir. Bu faizleri belirleyen bir Merkez Bankası da, ulusal bir banka veya halkın bankası değildir. Merkez Bankası, kendi yasasını çiğneyerek, Anayasa’yı çiğneyerek suç işlemektedir.
Aslında, tüketici kredi kartını, hayatta kalmanın bir aracı olarak kullanıyor. Aksi halde aç ve hastalıktan ölecek. Bu duruma düşmüş bir insandan yüzde 48.12 faiz almak, insan istismarının en ağır şeklidir.
Başbakan, geçen sene “Kazandığın kadar tüket, sonra mağdurum deme” diyordu. Oysa ki Türkiye’de 6 milyon işsiz var... Hiç kazanmıyor... Türkiye’de halkın yüzde 90’ı, geliri ile geçinemiyor.
Kaldı ki, tefeci faizi alan bankaların, hiç mi günahı yok?
Bir gün Nasreddin Hoca’nın eşeği çalınmış... Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış...
Birisi:
- Hocam demiş... Niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki?
Bir başkası:
- Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor? Diye konuşmuş.
Bir diğeri de:
- Hocam demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasında en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nereden baksan dökülüyor.
Hoca kızmış:
- Yahu demiş, iyi, güzel de kabahatin hepsi benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok?