Tefecide itibarımız çok hamdolsun!..

AKP iktidarının ağzından düşürmediği şeydir itibar!

Saray dahi itibar için yapıldı.

Yıllarca Afrika ülkelerine para akıtıldı, sırf dış itibarımız artsın diye…

Yüze yakın araç ile Cuma namazına gitmek de bir itibar gösterisi…

İş ekonomiye gelince bu itibar maalesef yerle bir oluyor.

Çünkü sen diğer itibarları sağlamak için kaynak bulamıyorsun. Bulabilmek için de zorunlu olarak tefeciye gidiyorsun.

Türkiye geçen hafta itibarını koruyabilmek için gerekli olan parayı almak üzeri bir kez daha Londralı tefecilerin kapısını çaldı.

Hazine; %5,70 dolar faiziyle 2028 vadeli 750 milyon dolar, %6,50 dolar faiziyle 2033 vadeli 1,5 milyar dolar borçlandı.

Lütfen faiz rakamına dikkat edin!

Dünyadaki Merkez Bankaları eksi faizle borçlarınken biz 1 dolar için yüzde 6,5 faiz ödüyoruz. Daha basit bir hesap ile 100 dolar için her yıl elin yabancısına 6,45 dolar faiz ödeyeceğiz. Üstelik bunu da 2033 yılına kadar.

Bugün doğan çocuklar 12 yaşına geldiğinde bu borç bitmiş olacak. Ya da 30 yaşında bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bu borcu ödemek için 42 yaşına kadar çalışıp vergi ödeyecek.

Ne için tefeciye borç ve faiz ödemek için. İyi de bu faizle alınan para nereye gidiyor?

Hiç geçilmeyen köprünün ve hiç uçulmayan havaalanın müteahhidine. İtibarı sağlamak için devleti yönetenlerin hoyratça harcamalarına… Afrika ülkelerine milyon dolarlık yardımlara…

Gelelim itibar meselesine.

Hiç kimse sormuyor iyi de itibarımıza bu kadar düşkün yöneticiler tarafından yönetiliyorsak neden kredi itibarımız yok?

Mesela ABD bu parayı 1.28 faizle buluyor. Almanya bu parayı alırken üstüne faiz alıyor. Bırakın faiz vermeyi. Hemen yanı başımızdaki Bulgaristan 0,2 faiz veriyor.

O halde biz neden bu kadar yüksek faizle borçlanıyoruz?

Hemen söyleyeyim: İtibarımız yok!

Sana borç verenler güvenmiyor. Güvenmediği için öyle herkesten borç para alamıyorsun. Ülkelerin risk primleri CDS olarak ölçülüyor. Türkiye''nin CDS''si yani risk primi son 5 yıldır hep yüksek. Şu an 370 seviyelerinde. Yani adam senin ülkeni riskli görüyor ve sana parayı ancak tefeci faizi ile veriyor.

Zaten bu parayı aldığın kişilerde Londralı tefeciler.

Sonra sen bu yükü 10 yıl hatta 20 yıl gelecek kuşakların sırtına yüklüyorsun.

Ondan sonra meydanlara çıkıp, dış borcumuz yok hamdolsun diyebiliyorsun.

Oradan da 100 araçlık konvoylarla Cuma namazına geçiyorsun.

El gömleği ile düğüne gitmek bu olsa gerek!

İtibardan tasarruf olmaz!

Maşallah her alanda olmasa bile Londra''daki tefecilerde itibarımız çok hamdolsun!

Yazarın Diğer Yazıları