Tebrikler
Bugün Uluslararası Avrasya Eğitimcileri Federasyonu çatısı altında bir araya gelen eğitimcilerimizin yayınladığı ve tamamiyle benimsediğim bildirgedeki görüşleri sizlerle paylaşmak istedim. Hocalarımı anlıyor ve tebrik ediyorum.
İşte o bildirge;
Federasyonumuzun 24 Nisan 2012 tarihinde yapılan 2. Olağan Genel Kurulu sebebiyle bir araya gelen Uluslararası Avrasya Eğitimcileri Federasyonu üyesi bizler; Azerbaycan Azat Muallimler Birliği, Bulgaristan Kırcali Sivil Toplum Örgütleri Merkezi, Irak Türkmen Öğretmenler Birliği, Kazakistan Dengi Dengine Kazak Derneği, Kosova Türk Öğretmenleri Derneği, KKTC Teknik Öğretmenler Derneği, Makedonya Türk Öğretmenleri Derneği, Romanya Türk-Tatar Öğretmenler Derneği, Ukrayna Kırım Tatar Eğitimcileri “Maarifçi” Derneği ve Türkiye Avrasya Eğitimcileri Derneği temsilcileri olarak, aşağıdaki hislerimizi ve fikirlerimizi dünya kamuoyu ile paylaşmayı bir borç biliriz.
Bugün Türk Dünyası denilen büyük bir gerçek vardır. Dünya gündeminin yoğunluğu nedeniyle fazla dikkat çekmese de, bu gerçekten hareketle “Türk Dünyası’nın birlikteliği” özellikle ve öncelikle Türk devletlerinin politikaları haline getirilmeli, ortak hedefler ortaya konulmalı ve bu ortak hedeflere ulaşılması için işbirliği ve dayanışma içinde olunmalıdır.
Bu anlamda; son yıllarda gerek Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları düzeyinde gerekse diğer resmi ve sivil kuruluşlarla yapılan toplantıları ve alınan kararları memnuniyetle ve dikkatle takip etmekteyiz. Özellikle 3 Ekim 2009 tarihindeki Nahçıvan Anlaşmasını ve 16 Ekim 2010 tarihindeki İstanbul anlaşmasını önemsiyor ve destekliyoruz.
Türk ve Akraba Topluluklar arasında kaynaşma, yardımlaşma ve dayanışma sağlanması, İsmail Gaspıralı beyin ifadesi ile “Dilde, fikirde ve işte birlik” anlayışının yerleşmesi için her türlü çabanın gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Bu sebeple;
Öncelikle Türk Devlet ve Akraba Topluluklar arasında iletişim ağı iyi oluşturulmalıdır, teknolojinin tüm imkânları kullanılarak Türk dünyasına ve dünyanın diğer bölgelerine yönelik tv, internet ve benzeri yayın ve iletişim araçları artırılmalıdır.
RResmi ve sivil kuruluşlar tarafından yapılan Türk Dünyasına yönelik eğitim, bilim, sosyal ve benzeri faaliyetlere katılımların iletişim bilgileri sağlanmalı, katılımcıların ilgi, istek, yetenek ve yeterliliklerine göre lobi faaliyetlerinde faydalanma yolları aranmalıdır. Ayrıca bu tür faaliyetlere medyada daha çok yer verilerek kamuoylarının dikkatleri çekilmelidir.
Değişik ülkelerde periyodik olarak eğitim, bilim, kültür, spor gibi alanlarda toplantı ve faaliyet düzenlenerek Türk insanı bir araya getirilmelidir.
Türk Devletleri ve halkları; uluslararası ilişkilerde veya meselelerde dayanışma içinde olmalı, her konuda ortak görüş oluşturulmalı ve uluslararası platformlarda bu ortak görüş savunulmalı ve birlikte hareket edilmelidir.
Toplumların ve eğitimin temel taşı öğretmenlerdir. Öğretmenlerin; tanışmaları ve birbirlerini anlamaları, dostluk ortamı içinde tecrübe ve birikimlerini paylaşmaları, bir birleri ile karşılıklı işbirliğinde ve katkıda bulunmaları amacıyla çeşitli konularda organizasyonlar yapmalıdır.
Tüm dünyada en çok tartışılan konulardan birisi eğitimin niteliğidir. Nitelikli eğitim yapmak ve nitelikli öğretmen yetiştirmek, öğretmenin mesleki yeterliliklerini, sosyal ve kültürel haklarını geliştirmek için ortak eğitim politikaları oluşturulmalı ve yürütülmelidir.
Tespit edilen eğitim konuları ile ilgili ortak projeler geliştirilmeli, araştırma kurumları (Enstitüler) oluşturularak, bilim adamları, öğretmen ve öğrenciler arasında karşılıklı değişim sağlanmalıdır.
Dil; bir kültür unsuru olmakla birlikte, bu kültürü oluşturan ve nesiller boyu taşıyan, milletin birlik ve bütünlüğünü sağlayan en önemli unsurdur. Diğer bir deyişle Milli Dil “Nesillerin ruhu” ve “Mevcudiyetinin Temeli” dir.
Bugün dünyada; çeşitli kaynaklarda farklı gösterilmekle birlikte-Türkçenin lehçeleri de dikkate alındığında yaklaşık bir milyar insan Türkçe konuşmaktadır. Türk diline sahip çıkılmalı ve önem verilmelidir.
Ayrıca, Özerk bölgelerde yaşayan veya bazı devletlerde azınlık halinde bulunan Türklere Türkçe eğitim/ öğretim hakkı verilmesi için gerekli girişimlerde bulunulmalıdır.
Diğer yandan; Türk Dünyasında ortak alfabeye geçilmesi hususunda çaba gösterilmelidir.
Tarihimiz yeniden ele alınarak ortak tarihimiz yazılmalı ve ders olarak okutulmalıdır. Ortak değerlerimiz belirlenmeli derslerde bu değerlere yer verilmelidir.
Atatürk’ün “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça kendisinde daha büyük işler başaracak güç bulacaktır.” İfadesinde de görüleceği üzere, Türk insanı; Türk dünyası ile ilgili güzel gelişmeleri medyada gördükçe, kendisine güven gelecek, moral ve motivasyonu artacak, geleceğe daha mutlu bakacaktır.
Takdir Türk’üm demekten onur duyan yüce milletimin.