Taksit meselesi
Mehmet Şimşek, "Yıllarca Batı’da yaşamış bir insanım. Şu kredi kartına taksit meselesini bilmiyorum. Böyle bir şey yok. Önemli olan, tüketicinin ayağını yorganına göre uzatması" Demiş. Biliyorum bu konu çok konuşuldu ama bu laf üzerine ben de iki kelam etmesem çatlarım vallahi…
Önce Mehmet Bey’e şunu söylemem lazım, bu ülkede enflasyonu kontrol altına almak istiyorsa ayağını yorganına göre uzatması gereken tüketici değil, Recep Bey’dir!
Koltuğundan korkmuyorsa tüketiciye değil Recep Bey’e “ayağını yorganına göre uzat” demesi gerekir.
NATO zirvesine bile 5 devasa lüks uçakla giden, bin küsur odalı sarayda iş gören, yüzlerce koruma ve lüks araç kafilesi ile dolaşan Recep Bey ayağını yorganına göre uzatmayı öğrenmediği müddetçe bu ülkede enflasyonu kontrol altına almak asla mümkün olmayacaktır.
Burada da tekraren söyleyeyim Enflasyon her yerde ve her zaman tamamen parasal bir olgudur! Enflasyon daima paranın değer ya da diğer bir deyişle satın alma gücünü yitirmesi ve bunun sonucunda da fiyatlar genel seviyesinin sürekli olarak yükselmesi ile ortaya çıkar.
Enflasyonun iki temel nedeni bulunmaktadır:
1-Dolaşımdaki paranın miktarı artar, yani fazla para basılırsa paranın satın alma gücü düşer ve enflasyon artar.
2-Paranın daha da doğrusu parayı basan otoritenin itibarı azalırsa, paranın satın alma gücü düşer ve enflasyon artar.
Bu yüzden de bir enflasyon ile mücadele programı daima itibar ve güven artırıcı politikalar ile birlikte dolaşımdaki paranın miktarını azaltıcı önlemleri bir arada içermelidir.
Bu noktada tüketici talebi ya da Mehmet Bey’in tabiri ile “tüketicinin ayağını yorganına göre uzatması” enflasyon ile mücadelede hiç mi hiç önemli bir unsur değildir.
Hatta talep düşerse piyasada fiyatların artması beklenen bir olgudur, bunun mekanizmasını da 6 Mayıs 2024 tarihinde Sonsöz gazetesinde yayınlanan “Bir Tas Çorba hesabı” adlı makalemde ayrıntılı olarak anlatmıştım. Okumayan ve merak eden olursa https://sonsoz.com.tr/makale/20068142/murat-ozbulbul/bir-tas-corba-hesabi adresini ziyaret ederek bahse konu makalemi okuyabilir.
Dahası bugünkü çağdaş ekonomilerde daima talep değil arz fazlası vardır ve üstüne üstlük herhangi bir anda, herhangi bir coğrafyada, herhangi bir mala talep arzı aşarsa dış ticaret yani ithalat yolu ile bu arz noksanlığı çok hızlı bir şekilde, fiyatların artmasına fırsat vermeden ortadan kaldırılabilir.
Sonuç olarak: Talep var, arz bunu karşılayamıyor bu yüzden de fiyatlar artıyor, talebi kısalım fiyatlar düşer varsayımı gerçekçi ve bilimsel bir varsayım değildir.
Ayrıca bir mal ya da hizmetten ne kadar fazla üretilip satılabilirse doğal olarak maliyetler düşer, üstelik sadece birim başına dolaylı maliyetler de değil kitlesel üretim yapıldığı zaman doğrudan maliyetler bile düşer (Çin malları bu yüzden ucuzdur). Anadolu ağzı ile buna “sürümden kazanmak” denir, yani sürümden kazanmak varken hiçbir üretici fiyat artırarak pazarını kaptırmak istemeyecektir, bu yüzden de talep fazla fiyatlar artıyor, enflasyon bu yüzden yükseliyor iddiası tamamen boş beleş bir iddiadır!
Ayrıca tüketici ayağını yorganına göre uzatmayı Mehmet Şimşek’ten öğrenecek de değil!
Bizim halkımız borç ve enflasyon yönetimini emin olun Mehmet Şimşek’ten çok daha iyi bilir, bu ülkede bireysel kredi kullanımında yaşanan ödeme sorunları, birçok gelişmiş ülkeden bile çok daha azdır.
Gelelim sözün sonunda taksit meselesine:
Taksitli satışlar ülkenin kötü ekonomi yönetimine, yüksek enflasyon ve krizlere karşı halkın bulduğu bir yöntemdir. Bu ülkede kredi kartının adı sanı bile yokken, daha dijital bankacılık ve dijital para icat edilmemişken bile taksitli satışlar vardı. Her mağaza kendi müşterisine taksit yapar, dar gelirli insanlar ihtiyaçlarını küçük küçük taksitlere bölerek alırdı.
Açıkça söylemek gerekirse taksit uygulaması da aynı dolmuş gibi Türk milletinin icadı, yerli ve millî bir finansman ve pazarlama yöntemidir. Bankalar sadece buradaki fırsatı görmüş ve kredi kartına taksit uygulaması başlatmıştı, bu da ülke ekonomisi açısından da son derecede iyi oldu bu sayede kredi kartı kullanımının yaygınlaşması ve ekonominin daha büyük ölçüde kayıt altına alınması sağlandı. Mehmet Şimşek burada bir yasak getirirse piyasa gene taksit kartı ve senede döner, dahası kayıt dışına çıkar, KDV ve ÖTV ödemekten kurtulur sonuçta Mehmet Şimşek de daha fazla vergi toplayayım falan derken deyim yerindeyse “avucunu yalar”…
Şunu da hiç unutmayın; paranın icat edildiği topraklarda yaşıyorsunuz, bu yüzden taksiti de icat etmenin şaşırılacak bir yanı yok, İngilizlerin de aklı varsa kıskanmayı bırakıp bu güzel ve faydalı uygulamayı taklit etsinler.