Suud bin Recep Erdoğan

Stratejik çukurda mezhep ayrımcılığı batağına saplanan Recep Erdoğan ve tayfasının Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve büyük coğrafyadaki soydaşlarımızı da nasıl ateşe attığına her gün tanık 
oluyoruz.
İşine geldiğinde şehit ülkücülere, işine geldiğinde şehit Araplara ağlayan Recep Erdoğan’ın, 21’inci yüzyılda Vahabiliğin en önemli uygulayıcısı olarak tarihe geçmesine ramak kaldı.  
Geçen, ADSIZ’da kaleme almıştım. İstanbul’da Caferi vatandaşlarımızın ibadet ettiği caminin kundaklanmasının Türk Bayrağına yapılan saldırılar kadar tehlikeli olduğunu ve provokasyonlara dikkat çekmiştim. CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, bu konuda feryat figan ediyor. AKP’liler ise aynı Soma faciası öncesinde Meclis’te gösterdikleri pişkinliği tekrarlıyor. Önceki gün Ali Özgündüz, Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmeler sırasında kundaklanan ve hâlâ failleri bulunamayan(!) Muhammediye Camii’nde yanan Kur’an-ı Kerim’i kürsüden herkese gösterdi. Büyük bölümü yanmış kutsal kitabımızı öpüp alnına koyduktan sonra başladı konuşmaya (tutanaklardan);
“ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Türkiye’de size kadar bütün Cumhuriyet hükûmetlerinde dış politika ülkenin çıkarına göre yapılırdı. İlk defa AKP Hükûmetinde din ve ne yazık ki mezhep eksenli bir politika kurdunuz. Bu, bakın, başa bela olacak. Bu IŞİD denilen Selefî anlayış, biliyorsunuz, bizim Türk-İslam anlayışına, benim klasik Hanefi anlayışıma da terstir. Bu anlayış egemen olursa bugün Eyüp Sultan’da akşam namaz kılanları da “Katli vaciptir.” diye başını kesecek, Eyüp Sultan’ı da bombalayacak, Mevlâna’yı da bombalayacak. Bugün Irak’ta, Suriye’de Peygamber’in ashabının mezarını tahrip eden, Peygamber’in torununun mezarını, türbesini hedef alan bu sapkın anlayış, ciğer yiyen bu anlayış, Türkleri de Müslüman kabul etmiyor zaten. Dolayısıyla, Allah’tan korkun, beslemeyin, büyütmeyin. IŞİD denilen örgüt, biliyorsunuz, birçok terörist gruptan oluşuyor. Dünyanın otuz-kırk ülkesinden gelen teröristler Türkiye üzerinden Suriye’ye geçtiler. Ben soru önergesi verdim, Hatay Havaalanı’na gelen yabancı uyruklu kişileri sordum. Binlerce insan Hatay Havaalanı’nı kullanarak Suriye’ye geçiyor. Yine, sizin desteklediğiniz muhalifler diyor ki: “Biz Arap ülkelerinden 400 ton silah aldık. Bu silahları Türkiye üzerinden Suriye’ye naklettik.” 25 Ağustos 2013’te Reuters haber ajansının geçtiği bir haberde diyor ki: “Suriyeli muhalif grupların silah kapasitesini artırmak için bu silahlara ihtiyacı vardı. Arap ülkeleri tarafından satın alınan bu silahlar Hatay üzerinden Suriye’ye sokuldu. 20 silah yüklü TIR’ın çeşitli muhalif gruplara ait silah depolarına doğru gittiği vurgulanmıştır.”...
Bu anlayış öldürür, bu anlayış asar keser, bu anlayış kendisi gibi düşünmeyeni, kendisi gibi inanmayanı katli vaciptir görür. Bu anlayış en son İstanbul’da ortaya çıktı. İstanbul Esenyurt’ta bir ay önce bir camimize sabotaj yaptılar, biz provokasyon olmasın diye bunu gündeme taşımadık ama geçen hafta, yine, Esenyurt’taki Muhammediye Camisi’ne, adında Muhammed olan camiye girdiler, camiyi yaktılar, caminin içinde -getirdim, şimdi size göstereyim- bu mübarek Kur’an-ı Kerim’i yaktılar; görün, bakın, görün, görün, bu Kur’an-ı Kerim’i yaktılar. Siz ne için mücadele ediyorsunuz? Ramazan gününde Kur’an-ı Kerim’i yakan anlayışı Allah kahretsin, Allah kabul etmesin.
OKTAY VURAL (İzmir) - Kahretsin, kahretsin.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Gelin, görün bu hâli. Bu anlayışı destekliyorsunuz, Allah’tan korkun. Yahu, bunu kınamadınız bile. “Camiye ayakkabıyla girdiler” diye ortalığı velveleye veren, “İçki içtiler” yalanını uyduran kişiler bunu kınamıyorsunuz bile ya. Neyi kınayacaksınız arkadaşlar? (CHP sıralarından alkışlar) Siz sadece bunun, mübarek Kur’an’ın ticaretini yapıyorsunuz.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Nasıl konuşuyorsun sen ya!
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Muaviye nasıl mızraklarının uçlarına taktıysa, siz de bunun ticaretini yapıyorsunuz. Bu kadar açıktır, samimi değilsiniz.
Mübarek Ramazan gününde konuşuyorum. Ya, Allah’tan korkun, tekrar gösteriyorum, buna saygınız yok mu? Kur’an-ı Kerim yakıldı bu ülkede ya? Arkadaşlar, bir yabancı ülkede olsaydı ortalığı velveleye verirdiniz, şimdi nümayişler olurdu, Başbakan kınamıyor bile ya. Ya, böyle bir şey olur mu, ben çıldırıyorum. Arkadaşlar, ne için mücadele ediyorsunuz?
İSMAİL AYDIN (Bursa) - Provokasyon yapma.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Hangi din, hangi inanç? Ya, bunu bir kınayın, bir kınayın. “Bu teröristtir” deyin, “Bunu yapanları Allah kahretsin” deyin, kınayın arkadaşlar. Hükûmetten kınama gelmedi.
İçişleri Bakanınız -bürokrasiden gelen Bakan- Peygamber Efendimiz’in Mekke’den sonra böbürlendiğini, hata yaptığını söylüyor, haddini aşan, boyunu aşan laflar ediyor. İçişleri Bakanı önce işini yapsın, bunları yakalasın, bu teröristleri yakalasın, Kur’an yakanları yakalasın. İçişleri Bakanı bu işten anlamaz. Resulullah’ın bütün davranışları, bütün sözleri, eylemleri vahyin kontrolü altındaydı, Allah’ın kontrolü altındaydı. Bunları anlamıyorsa bu adam konuşmasın bari! Ayıptır yani!
Efendim “Resulullah Efendimiz Mekke’yi fethettikten sonra böbürlenmiş, biz o hataya düşmeyeceğiz.” Bu kimin haddi ya! Sen kimsin ya! Böyle bir şey olur mu? Siz kınayın arkadaşlar. Bir bakanınız Kur’an-ı Kerim’le dalga geçer, bir bakanınız Peygamber Efendimizi küçük görür. Ondan sonra “Din, iman, Kur’an” diyorsunuz yani hakikaten çıldırıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu koşullarda daha fazla konuşmak istemiyorum.” 
Ah!.. Sayın Ali Özgündüz ah!..
Siz bilmezsiniz ki; Abdullah Gül-Recep Erdoğan ikilisi ve peşinden giden kitlenin 2003’te Irak’ta katledilen tüm Müslümanlara nasıl lojistik destek sağladıklarını..
Perşembenin gelişi Çarşamba’dan belliydi de;
...(!)

Yazarın Diğer Yazıları