Suriye ve S-400'de ABD'nin dediği oluyor
Türkiye'de işler iyi gitmiyor. Derinleşen ekonomik kriz, siyasi istikrarsızlık, milletin iradesinin tecelli yeri olan TBMM'nin çalışamaması, dağılan iç ç cephe, tüm Irak-Suriye sınırının hemen güneyindeki hat boyunca genişleyen terör cephesi bunlardan bazıları. Bütün bunların temel nedeni ise 16 Nisan anayasa değişiklikleriyle yönetilemeyen bir yönetim sistemi.
Türkiye'de işler iyi değil de Suriye'de Türkiye için işler iyi mi? Kesinlikle hayır. Suriye'den Türkiye'ye yönelik güvenliğine tehdidi de giderek içinden çıkılmaz hale geliyor.
Türkiye S-400 ile F-35 krizine odaklanmışken Suriye'de Türkiye'nin altındaki halı çekiliyor. S-400 kriziyle ABD ve Türkiye adeta düşman cephelere ayrılmış iki NATO müttefiki. Ekonomik ve askeri yaptırım ve ambargolarla tehdit ediyor. Türkiye'yi NATO'dan ayrılmak zorunda bırakmakla tehdit ediyor.
Doğu Akdeniz'de ve Kıbrıs'ta yunan-Rum ekseninde yer aldığı açık. Gelin görün ki Suriye'de güvenli bölge konusunda ABD ile görüşlerimizin yakınlaştığını söylüyor yetkililerimiz. Ama sahadan gelen bilgiler bu yakınlaşmanın ortak bir noktada buluşmaktan ziyade Türkiye'nin ABD'nin bulunduğu noktaya geldiğini gösteriyor.
Türkiye artık Menbic ve Fırat'ın doğusuna operasyondan bahsetmiyor. ABD'den talepleri var. Türkiye'nin güvenlik kaygıları dikkate alınsın diyor. Yani Fırat'ın doğusunda, Suriye'nin kuzeyinde kuracağın yapı bana sınır hattından saldırıları önlesin istiyor.
ABD PYD/YPG üzerinden Türkiye'yi tehdit ediyor. Türkiye'ye hayır derken PYD/YPG'yi öne sürüp ama onlar istemiyor diyor veya tehdit savuruyor. Örneğin PYD /YPG'nin Haseke güneyin Al Hol kampındaki 10 bini IŞİD'li terörist diğerleri aileleri olmak üzere 70 bin kişiyi serbest bırakmakla bunların da Türkiye'de terör saldırıları yapabileceğini seslendiriyor. Bunları kampta tutmak için de Türkiye Fırat doğusuna herhangi bir operasyonu aklından bile geçirmesin diyor.
IŞİD Suriye'de artık belirli bir toprak parçası kontrol etmiyor ama Al Hol kampı adeta PKK'nın Irak'taki Mahmur kampına benziyor. Mahmur kampı nasıl PKK'ya eleman sağlamada ana merkezlerden biriyse Al Hol da IŞİD'in Mahmur'u olmuş durumda. PYD/YPG kontrolündeki Al Hol kampındaki IŞİD'lilerin ABD ve YPG kontrolünde Suriye içlerinde saldırıları yapmasına göz yumulduğuna yönelik ciddi iddialar var.
Diğer taraftan Suriye'de sürecin ilerlemesi anayasa komitesinin oluşturulmamasında tıkanmış gözüküyor. Türkiye PYD/YPG'nin bu komitede yer almasını istemiyor. Ama gelin görün ki Türkiye bunu da iyi yönetmemiş gözüküyor.
Son gelen gelen bilgiler anayasa komitesinin bugüne kadar bir türlü oluşamamasının arkasında ABD-PYD oyunu olduğunu gösteriyor. Yerel kaynaklar, Fırat'ın doğusunda arzu ettikleri askeri-güvenlik ortam oluşuncaya ve o bölgeden PYD ile çalışabilecek kendilerine müzahir Arap aşiret temsilcilerin seçimi gerçekleşinceye kadar ABD'nin anayasa yazma komisyonu oluşum sürecini bugüne kadar engellediğini belirtiyor.
Nitekim Cuma günü Arap aşiretler toplantıyı yaptı. Şam yönetiminin de sert şekilde eleştirdiği bu toplantıda ABD'nin PYD ile Arap aşiretler arasında belli bir işbirliğini sağladığına işaret ediyor.
Bununla eş zamanlı olarak ABD'nin PYD/YPG'nin siyasi temsilcisi Suriye Demokratik Konseyinin Suriye müzakere sürecine sokmak ve anayasa yazma komisyonunda koltuklarını ayırtmak için aktif harekete geçtiği de bildiriliyor.
ABD'nin Suriye özel temsilcisi olarak göreve başladığı günden itibaren bölgede mekik dokuyan James Jeffery'nin son Türkiye ziyareti ve Cuma günü Cenevre'de Küçük Grup olarak bilinen Mısır, Fransa, Almanya, Ürdün, S.Arabistan ve İngiltere'nin Suriye temsilcileriyle yaptığı toplantıda da bunların ele alındığı ifade edildi.
Türkiye'de sahada kaybediyor dışlanıyor. Güvenli bölge konusu Türkiye-Suriye sınırının Fırat doğusun bölümünde sınır hattında ABD ile ortak devriyeden öte geçemeyecek bir sonuca vardı. Zaten sınırda devriyeler var yani bölgede bir şey değişmeyecek.
Masada Türkiye kaybediyor. Anayasa komitesi ve müzakerelere PYD'nin yer alması artık daha büyük olasılık. Yani Suriye'de ABD'nin dediği oluyor, Türkiye de ona uyuyor. Sadece Suriye değil S-400 konusunda da ABD'nin dediği noktaya geliniyor.
Aylar öncesinden dikkat çektiğimiz gibi terör cephe hattı Doğu Akdeniz'den İran sınırına kadar uzadı. Aynı gün hattın en üç noktalarında Hakkari ve İdlib'te ve de hattın ortalarında Afrin'de terör saldırılarına maruz kaldık. Gelişmeler bunun daha da artacağına işaret ediyor.
İdlib'te inisiyatifi kaybettik, Afrin'de benzer durumun yaşanacağının emareleri var.
Türkiye yönetilemiyor. Yönetemem durumu her alanda derinleşiyor ve sarmala dönüşüyor. Trump'ın ekonomik olarak mahvederiz twiti demoklesin kılıcı gibi Türkiye'nin başında sallanıyor. Böyle bir ortamda Türkiye İstanbul seçimleriyle yatıp kalkıyor. Seçim yenilense de evet birileri o seçimi kazanacak ama toplamda Türkiye kaybediyor. Çünkü Türkiye'yi yönetenler muhakeme yapamıyor, tehdit ve hedef önceliği belirleyemiyor, öngörü de bulunamıyor.