Suriye kapışmasının nedenleri
Uluslararası ilişkilerde, Orta Doğu'yla ilgili veciz bir söz vardır. Orta Doğu'da "Mısır'sız savaş, Suriye'siz barış olmaz" diye. 2010'dan bu tarafa bölgedeki olaylar bu sözün ne kadar doğru olduğunu bize gösterdi. Öyle anlaşılıyor ki Suriye sorunu çözülmeden bölgeye barış gelmeyecektir. Suriye'de petrol, gaz ve diğer herhangi bir doğal zenginlik olmamasına rağmen stratejik ve politik ağırlığından dolayı bölge ve bölge dışı güçlerin Suriye'den elini çekmeyeceği görülmüştür. Rusya'nın, 3 Ekim'de Suriye'ye askeri müdahalesiyle işin rengi değişti. ABD, işin başından beri kendilerinin de çok memnun olmadığı anlamsız bir politikayla Rus müdahalesine kapıları açmıştır. ABD, Suriye'de yaşananları, Rusya ve İran gibi muhalifler ile müttefikleri, Suudi Arabistan, İsrail ve Türkiye'nin çeşitli çabalarına rağmen ciddi bir hareket yapmamış, işi ağırdan alarak savsaklamıştır.
ABD'nin alaycı tavrı!..
ABD'nin Suriye politikası müttefikleri için samimiyetsiz ve güvensiz, muhalifler içinse belirsiz bir nitelik taşımaktaydı. ABD'nin, bölgede ciddi sorunlar çıkartan ve ileride daha da fazla çıkartacak olan IŞİD ve YPG gibi örgütleri desteklediklerini herkes konuşmaktadır. El Nusra örgütünün ABD ve İsrail'den daha bağımsız hareket ettiğini söyleyebiliriz. ABD, göstermelik olarak IŞİD yuvalarına birkaç sorti yapmış ve peşinden her defasında dost güçlere havadan attığımız mühimmatların bir kısmı yanlışlıkla IŞİD bölgesine düştü diyerek insanların aklıyla alay etmektedir. Bu haberi vermesinin nedeni de IŞİD'in elinde bulunan Amerikan menşeli mühimmatlar bir gün yakalanırsa, bunlar yanlışlıkla attıklarımız diyerek kendilerini savunma ve aklama planıdır. Amerika'nın stratejisi, Orta Doğu'da bulunan radikal İslamcı örgütleri, Rusya Federasyonu içinde Çeçen ya da Ruslara karşı kullanmaktır. Ukrayna'da aldığı yenilgiyi Kafkasya'da Ruslara ödetmek istemektedir. Ukrayna halkı ölmek ve öldürmek istemeyince, ABD çaresiz başka yollardan Ruslara düşman bulmaya çalışmaktadır. Rusya, 3-4 Ekim'de kasıtlı olarak iki kez Türk hava sahasını ihlal etmiştir. Burada iki mesaj vardır. Birisi Türkiye'ye, Suriye işine karışma, uzak dur mesajıdır. İkincisi ABD'ye, Suriye konusunda kararlıyım, NATO hava sahasını ihlal ediyorum, yapacağınız fazla bir şey yoktur, demek istemiştir. IŞİD ile ilgili planlarını okuyorum, IŞİD'i ezeceğim, üstüme fazla gelme mesajıdır.
Rusya, radikal örgütler konusunda kararlı ve onları yok etmek istiyor. Rusya ve Çin, ülkelerinde bulunan Müslüman bölgeler için radikal İslami örgütleri tehlikeli görüyor. Bu nedenle de muhtemelen Rusya'nın, Irak hükümetiyle de anlaştığı anlaşılıyor ve Irak'taki radikal İslami örgütlere karşı da operasyon düzenleyecek gibi gözükmektedir. Bu durumda Rusya, İran, Irak ve Suriye ile ittifak kurmuş olacaktır. Bir başka deyişle Rusya, Şii Müslümanların koruyucusu rolüne soyunmuştur. Bunun başka bir anlamı da Rusya Orta Doğu bataklığına da girmiş oldu. Büyük bir risk almıştır.
Türkiye ne yapmalıdır
Erdoğan ve gayrı millî danışmanlarının, dış politikadan çekilmesi gerekir. Dış politika, tecrübeli ve yetenekli Türk diplomatlara bırakılmalıdır. Dışişleri Bakanlığı'nın tecrübesi, yeteneği ve hafızası kullanılmalıdır. Suriye'nin parçalanması veya bütün halinde kalması, Türkiye için ayrı ayrı çeşitli riskler taşımaktadır. Yıkılmış, harap olmuş ve güçsüzleşmiş bir Suriye, Türkiye için belli bir müddet tehlike arz etmese de Suriye'de bulunan yabancı güçler ve illegal örgütler, risk ve hatta tehlike yaratabilirler. Bunu bertaraf edebilmenin en garanti yolu, Suriye Türkmenlerini belli bir bölgede toplayarak onlara siyasi kimlik ve hukuki bir statü sağlamaktır. İkinci olarak yapması gereken davranış, hiçbir surette sınırda yeni bir Kürt oluşumuna izin vermemektir. Rusya, İran ve Irak üçlüsü Esad'ı Suriye'de daimi kılarlarsa itiraz etmemesi gerekir. Suriye'de veya bölgede, muhtemel bir ABD-Rusya hesaplaşmasında Türkiye taraf olmamalıdır, sadece NATO çerçevesinde taraf olmalıdır.