Sürdürülebilir kazanma alışkanlığı için iyi futbol…
Süper Lig''in geride kalan kısmını "3''te 3" yaparak tamamlayan Trabzonspor''da tek hedef olan şampiyonluk özlemini giderecek puanları elde etmek olduğu için şimdilik işler yolunda gidiyor.
3 maç, 3 galibiyet. Atılan gol sayısı 8, yenilen 2. Puan 9. Yer ligin zirvesi…
Geriye ne kaldı? Öndeki 37 maçta da aynı yerde kalmak… Dolayısı ile 2021-2022 sezonunu şampiyonluk kupası ile tamamlamak.
Trabzonspor, bunun için çıktığı yerde kalmayı başarabilir mi?
"Bir yere çıkmaktan daha zordur, orada kalmayı başarabilmek" gerçeğini herkes biliyor.
O zaman ne gerekiyor?
Teknik direktör Abdullah Avcı''nın zar zor kazanılan Giresunspor maçından sonra yaptığı, "Kazanma alışkanlığımız var ama geliştirmemiz lazım" şeklindeki açıklamasını iyi anlamak, irdelemek gerekiyor.
Çünkü, sadece "Nasıl olsa bu maçı kazanırız" özgüvenini ile kazandığınız alışkanlığa yuvarlak olan top ihanet edebilir. Yani Giresunspor karşısında olduğu gibi kötü futbol, her daim iyi sonuç getirmeyebilir.
O zaman alışkanlıkta önceliği iyi futbola vermenin uzun soluklu lig maratonunda daha kazandırıcı olabileceğini söylemek gerekmez. Futbolun, süper ligin geçmişine bakıldığında onlarca örneğini bulursunuz.
Kaleci Okan''ın büyük hatasında topa kafasını uzatan Nwakaeme''nin kaydettiği gol, Giresunspor karşısında tek başına yetti. Bundan sonrakiler de "aynı hamam, aynı tas" misali yaparak, "aynı oyun, aynı puan" ile yeteceğini beklemenin hüsran yaratacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok ki!
Kaldı ki maçın başında gelen tek gole nerede ise 90 dakika sarılmak, daha doğrusu tek golü yeterli bulmak, rakibiniz en zayıf halkadaki bir takım dahi olsa, futbolda topun yuvarlaklığı ve de şans faktörü ile alay etmekten başka bir şey değildir. Ki futbol topu kendisi ile alay edilmesini hiç sevmez ve sevmemiştir.
Bu arada; 3 maçta kazanılan 9 puanla lider olan Trabzonspor''a millî maçlar nedeni ile verilen aranın yararlı olacağı düşüncesini de taşımıyorum.
Öyle veya böyle, iyi ya da kötü, futbol ile Abdullah Avcı''nın dediği gibi, kazanma alışkanlığının elde edildiği bir süreç durmuştur. Durmasa idi bordo-mavililer bu hızla en büyük rakiplerinden biri olan Galatasaray''ı da sıraya koyup 4''de 4''ü daha rahat yapabilirdi. Ara dönüşü bıraktığı yerde aynı hızla yapabilecek mi? Bana göre ara olmasa idi, daha kolay olurdu.
Sonuç itibari ile Abdulkadir Ömür''ün giderek kendini bulmaya başladığı, Yusuf Sarı ve Siopis''in de sahaya girdikleri andan itibaren oyuna hatırı sayılır katkı sağladıkları Trabzonspor''un kadrosu her ne kadar biz "kağıt üzerinde iyi adamlardan tam oturmuş" diye saysak da sahip oldukları yeteneğin yarısını bile sahaya yansıtırlar ise iyi futbol otomatik olarak ortaya çıkacaktır. Maçlarda Giresunspor karşısında olduğu gibi tek gollü olarak değil, attığı yediğinden fazla şekli ile çok gollü olarak sonuçlanacaktır.
Bunun, yani kazanmanın ilk ve tek şartı da sürdürülebilirliği olan bir futbolu her maçta sahaya yansıtabilmektir.