Şu an sanki Osmanlı'nın çöküş dönemi gibi...

Osmanlı''nın çöküş dönemi ile Tayyip''in partisinin çöküş dönemi ne kadar da birbirine benzemektedir.

Tarihî gerçeği hatırlatıp, bugünün gerçeği ile mukayese edeyim.

-2. Abdülhamid, Osmanlı tahtına çıkmadan önce ülkeyi meşrutiyetle yöneteceği yolunda "senet" vermişti.

Erdoğan 2002 yılında iktidar olmadan önce millete yolsuzluk, yoksullukla beraber 3 konuda mücadele için söz vermişti ki üçüncüsü bugün konumuz olan "Yasaklar" idi.

-2. Abdülhamid, saltanatının ilk dönemlerinde verdiği sözleri tutar gibiydi: 23 Aralık 1876''da Türkiye''nin ilk anayasası Kanun-i Esasi''yi ilan etti… 19 Mart 1877''de Meclis-i Mebusan''ı topladı.

Tayyip''in partisinin resmî web sayfasında, "Temel Hak Ve Özgürlükler" başlıklı bölümde millete verilen şu vaatleri iktidarın ilk yıllarında tutar gibiydi.

Özetliyorum:

-Temel insan hak ve özgürlükleri, insanlığın yüzyıllar boyu süren mücadeleleri sonucu elde edilmiş kazanımıdır.

-Atılacak adımlar, insanımız bu hak ve özgürlüklere layık olduğu için atılmalıdır.

-Halkın özgür iradesine dayanmadan kurulacak hiçbir yapı, bireylere özgürlük ve topluma huzur getiremez.

-Özgürlükler demokrasinin temelini oluşturur.

-Hiçbir bireysel ve kurumsal baskı kabul edilemez.

-Ayrıca bireylerin hak ve özgürlüklerine saygı, toplumsal barış ve huzurun temel şartıdır.

Temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak partimiz aşağıdaki hedefleri gerçekleştirecektir:

-"Başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Paris Şartı ve Helsinki Nihai Senedi olmak üzere Türkiye''nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin insan hakları alanında getirdiği standartlar uygulamaya geçirilecektir.

-Düşünce ve ifade özgürlükleri uluslararası standartlar temelinde inşa edilecek, düşünceler özgürce açıklanabilecek, farklılıklar birer zenginlik olarak görülecektir.

-Partimiz bütün vatandaşlarımızın özgür haber alma ve düşüncelerini yansıtma hakkını esas kabul eder.

-Çağımız demokrasilerinin vazgeçilmez koşullarından biri özgür medyanın varlığıdır.

-Başta anayasa olmak üzere medyaya ilişkin tüm yasal çerçeve ele alınarak, medyanın ifade özgürlüğüne getirilen ve demokratik toplum düzeninin gerekleri ile bağdaşmayan yasak ve cezalar kaldırılacaktır.

-Yazılı ve görsel medyanın özgürlükleri, titizlikle korunacak ve tekelleşmeye fırsat tanınmayacaktır."

2. Abdülhamid''in; Kanun-i Esasi ve Meclis-i Mebusan sonrası başka bir kişiliği ortaya çıkmaya başladı:

Mithat Paşa''yı sürgüne gönderdi.

Osmanlı-Rus Savaşı''nı bahane edip Kanun-i Esasi''nin verdiği yetkiye dayanarak Meclisi kapattı, koyu bir "istibdat" rejimi diktatörlüğe dönüştü.

Baskı rejimi ile evleri basmak, kişileri tutuklamak, gazeteleri kapatmak, toplantılar ve belirli ifade ve açıklamalar yıllarca yasaklandı.

Osmanlı''da ilk "sansür kararnamesi" Abdülaziz''in 1861-1876 döneminde yayımlandı.

Abdülhamid sansürünün ilk kurbanı, "Hayal" adlı mizah dergisi oldu.

Bir karikatürde, elleri ayakları zincirle bağlı Karagöz''le Hacivat karikatürünü yayımlayan Hayal dergisi sahibi Teodor Kasap, 1884 tarihli Matbuat Nizamnamesi adlı sansür yasasının 12. maddesine göre "3 yıl hapse mahkûm" edildi.

Bitmedi…

AKP programında, "Yazılı ve görsel basın" başlıklı bölümde Tayyip''in partisinin vaatleri de özetle şöyle;

-"Özgür, bağımsız, çok sesli bir yazılı ve görsel basın, demokratik rejimin önemli güvencelerinden biridir.

-Doğru bilgi ve haber alma hürriyetinin korunması esastır.

-Medyada etkili denetim yöntemlerinden biri öz denetimdir.

-Bununla beraber, tarafsız basın meslek kuruluşlarının ve gönüllü teşekküllerin denetimiyle art niyetli yayınların doğal bir toplumsal muhalefet sayesinde kontrol edilmesi özendirilecektir.

-Sansür ve benzeri kavramların tanımı, şüpheye mahal bırakılmaksızın ve tamamen sivil inisiyatif tarafından belirlenecek ve önlemler de yine siyasi iradenin dışında alınacaktır.

-Yerel medya desteklenecektir.

-Medyayı denetleyen kurumların objektif kriterlerle hareket etmesi sağlanacak, bu kurumların medya üzerinde siyası baskı aracı haline gelmeleri engellenecektir.

-Medyanın haber ve bilgi edinme özgürlüğü korunurken bireyin özel hayatına müdahale edilmesine izin verilmeyecektir."

Değerli okurlarım;

Tayyip''in Partisi AKP, tüm itirazlara rağmen "Sansür" Yasasını MHP''nin desteği ile Meclis''ten geçirdi.

Hayranı oldukları Abdülhamid dönemi ile Recep Tayyip Erdoğan''ın 20 yıllık dönemini mukayese ettim.

-Abdülhamid; Osmanlı-Rus Savaşı''nı bahane ederek Anayasayı tanımadı, Meclisi kapattı ve demokrasiyi askıya aldı.

-Erdoğan; 15 Temmuz girişimi bahanesiyle Anayasa''yı değiştirip, Tek Adam Rejimini yarattı, Meclis''i etkisizleştirdi ve demokrasiyi askıya aldı.

Birincisi;

-Tayyip''in Partisinin "Sansür" Yasası ile girdiği yol, sansürcü Abdülaziz yoludur.

İkincisi;

-"3 yıl hapis" hükmü anlaşıldı ki Abdülhamid gibi "İstibdat" dönemi yaratma hevesidir.

Üçüncüsü;

-Erdoğan''ın 20 yıl önce verdiği, "Temel Hak Ve Özgürlükler" vaatlerini unutmasıdır.

Dördüncüsü;

-Erdoğan''ın 20 yıl önce verdiği, "Yazılı ve görsel basın" vaatlerini unutmasıdır.

Sonuç;

-Tayyip''in Partisi de Osmanlı gibi çökmektedir…

Yazarın Diğer Yazıları