Türkiye bir polemikler ülkesi. Kavram kargaşalarından polemikler çıkarmak, sonra da kurdukları tezgâhları devam ettirmek bir yöntem olmalı. Bu bilerek ve planlı yapılabildiği gibi cehaletten de kaynaklanıyor olabilir. Tabii yersen. İlk örnek "siyaset spora karışmasın." Pekâlâ. "Siyaset spora karışmasın mı, spor siyasallaşmasın mı?" Çünkü ikisi de çok farklı şeyler.
Mesela Kovid-19 salgını nedeniyle bir yıl rötarla gerçekleştirilen Tokyo Olimpiyatları''nın ardından, aynı gerekçeyle görev sürelerini 1 yıl daha fazla sürdüren spor federasyonlarının başkanlık seçimleri üç ay içinde yapılacak. Olimpiyatlardan ise başarı ve madalya ile dönüp milleti mutlu eden okçuluk, tekvando, boks, cimnastik, karate ve kısmen de güreş ve voleybol olduğu gibi, branşlarında başarısız olan ve sıfır (0) çeken federasyonlar da var, üstelik çoğunlukta.
Şimdi yüreğimizi yakan şu orman yangınlarındaki "plansızlık ve koordinasyonsuzluğun aksine" tüm siyasi partiler kurdukları "ihtisas komisyonu" ve "spor kurulları" ile sporun önünü açsa, yeni yapılacak spor federasyonları seçimlerinde yönlendirme ve yardımlaşma ile liyakate önem veren yeni başkan ve kurullarının seçilmesine vesile olsa, soruyorum ilk kim çıkıp; "spor siyasallaşıyor" diye feveran eder? Muhtemelen Tokyo Olimpiyatları''nda sıfır çekmesine rağmen 10-15 yıldır aynı federasyona "sülük" gibi yapışanlar. Başka? Bu yağma düzeninin sürüp gitmesini isteyenler. Ne derler? "Spor siyasallaşıyor!" Yok ya. "Sizi gidi şark kurnazları sizi!" Siyaset sporun "önünü açıyor" olmasın. Ya da siyaset "spor cahillerinin başaramadıkları halde yıllardır çöreklendiği" bu düzeni bozup, işin ehline verilmesine vesile oluyor olmasın.
Bakın buradan ikaz ediyor ve uyarıyorum. Bu "makam esnaflarının" tezgâhına hiç kimse gelmesin. Sporu ya da sağlığı, güvenliği siyasallaştırmak demek, hiç işleri ve meslekleri olmadığı halde o kurumlara siyasi parti üye sempatizan ve yandaşlarını yerleştirmek demektir. Ve bu memleket bu işten çok çekmiştir. Herkesin işi, gücü ve mesleği var. İşi yol, köprü, hastane yapmak olan gitsin kendi işini yapsın, kazancına baksın. Popülaritesi yüksek diye yıllarca federasyonlara çöreklenip, takımları başarısızken kendileri makamı terk etmeyenler, Türk sporunun kaderini 5-10 kişinin eline mahkûm edenlerdir ki; bu seçimlerde iktidar muhalefet herkes bu işe mani olmalıdır. Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere Sayın Spor Bakanı ve tüm siyasi parti liderlerinden "spor kamuoyu" adına beklentimiz budur. Ve bu "siyaset sporun önünü açıyor" demektir.
