Spekülatif faiz Anayasaya aykırıdır
Merkez Bankası (MB) son bir yıl içinde gecelik faizleri yarı yarıya düşürdü. Gecelik faiz oranı şimdi yüzde 8.75’tir.
MB borç verme faizlerini de yüzde 11.25 ’e düşürdü. Yani bankalar MB’den borç aldıkları paralar için yüzde 11.25 faiz ödeyecekler.
Merkez Bankası’nın bu faizleri, referans faizlerdir. Ancak MB’nin kendisi ve bankalar, bu faizleri yok sayıyor... Örneğin MB bir yandan gecelik faizi yüzde 8.75’e düşürürken, diğer yandan banka ve kredi kartları faizlerini yüzde 50.88 olarak ilan ediyor.
MB faizleri düşürdükçe bankalar kredi faizlerini artırıyor.
Bankaların ortalama olarak aldıkları faiz, taşıt kredileri için aylık 1.59, yıllık bileşik yüzde 21 dir. Dosya masrafı olarak yüzde 4 para alıyorlar. Dosya masrafı gizli faizdir. Bu dosya parası, bireysel kredilerde 800 liradır.
İşletme kredilerinde durum daha vahimdir... Aylık faiz yüzde 3’tür. Yıllık bileşik yüzde 43 eder. Ayrıca 200 lira dosya parası var.
Bu demektir ki, bankalar MB kaynaklarını yüzde 11.25 ve mevduatı da yüzde 12 faiz vererek kullanıyor. Buna karşılık işletmeler bu kaynaklar için yüzde 43 faiz veriyor.
Bu durumda bankalar ile reel sektör arasındaki denge iyice bozulmaz mı?
Öte yandan Banka ve Kredi kartları faizinin, Brezilya’dan sonra dünyada en yüksek olduğu ikinci ülke Türkiye’dir.
Akdi faiz Gecikme faizi Dolar faizi
Temmuz 2008 52.68 61.68 30.48
Haziran 2009 44.88 50.88 30.48
Ortalama kredi kartı yıllık faizi Yunanistan’da yüzde 9 - 10 arasındadır. Meksika’da yüzde 7.5’tir. ABD’de yüzde 12.47’dir.
* Bankaların yüzde 50.88 faizine karşılık tefeciler kart mağdurlarına borçlarını kapatsın diye yüzde 30 faizle para veriyor.
* Yüzde 50.88 tuzak faizdir. Kredi kartlarında bu tuzağa düşenler, bir daha kurtulamıyor. Eskiden halk arasında bir söz vardı... Tefecinin eline düşenler için kurtuluş yoktur. Şimdi Bankaların kart faizleri tefeci korkusunu geçti.
* Bu kadar yüksek faiz kamu vicdanını rahatsız ediyor. Hükümet ve iktidar Milletvekilleri bu faizden neden rahatsız olmuyorlar?
* Bankalarda yabancı payı yüzde 45’tir. Yabancı bankalar halktan yüzde 50.88 faiz alıyor. Kârlarını dışarıya götürüyor. Dışarıya götürdükleri kâr, gelen sermaye ile orantılı değil. İki yılda getirdikleri sermaye kadar kâr transfer ediyorlar. Bu bir ekonomik sömürüdür... Bu sömürü düzenine dur demek için sağcı veya solcu olmak gerekmez. Türkiye ’de yaşamak yeter. Kaldı ki hepimiz bunun hesabını gelecek nesillere vermek zorundayız.
* Kredi kartlarında asgari ödeme yapan 9 milyon insan, yalnızca faizleri ödüyor. 875 bin mağdurun sorununu çözmek yetmiyor. Sistem mağdur yaratma makinesine dönüştü. Tek çözüm, kredi kartı faizlerini düşürmektir.
MB ve bankaların kredi kartı için uyguladıkları faiz açıkça anayasanın ihlaline neden olmaktadır.
Anayasanın 167 maddesi “piyasaların denetimini” düzenliyor... Bu maddeye göre,
“Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiili ve anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.”
* Kredi kartları azami faiz oranlarını MB tayin ediyor. Ancak 21 bankanın 21’i de bu azami faiz üzerinden faiz alıyor. Bu bir kartelleşme değil mi?
* Bankalar MB’den yüzde 11.25 faizle kaynak kullanıyor. Kredi kartı faizi, kullandıkları kaynak faizinin 5 katıdır. Yani yüzde 500 kâr ediyorlar. Bu durum piyasa düzenini bozmaz mı? Bu durum diğer sektörlere karşı haksız rekabet oluşturmaz mı?
Sonuç olarak, kredi kartlarında sistemin yeni mağdurlar yaratmasını önlemek için, kredi kartı faizlerini bir standarda bağlamak gerekir.
Benim bir yıl önce verdiğim yasa teklifim, “Banka ve kredi kartlarında akdi faiz için en yüksek mevduat yıllık faiz oranı ve bu faizin yüzde 40’ının ilavesi ile bulunacak faiz oranından, gecikme faiz oranı ise en yüksek mevduat yıllık faiz oranı ve bu faizin yüzde 50 ilavesi ile bulunacak faiz oranından daha yüksek olamaz.” şeklindeydi.
Bu durumda bankalar yine en az yüzde 30 ile yüzde 40 arasında kâr elde edebiliyordu. Ne var ki, AKP iktidarı bildiğini okuyor... Bankaların zoruyla yasa çıkarıyor... Ancak faizlere yine dokunmuyor.