Sorosçular siyaseti de krize soktu
Macar asıllı ABD’li spekülatör George Soros Yunanistan’ı değerlendirirken “Şu anda Avrupa Birliği ve özellikle büyük borç yükü altındaki ülkeler kayıp bir on yılla karşı karşıyadır” demiş. Aslında yalnız AB değil, bütün dünya küreselleşmenin getirdiği spekülatif hareketin kayıp yıllarını yaşayacaktır. Zira dünya ekonomisi kökü olmayan ot haline geldi... Yani, para, üretim karşılığı olmayan hayalet kağıtlara dönüştü. Kökü olmayan ot ise tez solar.
Sıcak para ve spekülasyonu kontrol edebilen Çin gibi ülkelerde ekonomi daha az kırılgan, edemeyen bizim gibi ülkelerde daha çok kırılgan bir yapı kazandı.
Sıcak para ve spekülasyonda, kimin olduğu ve nereden geldiği belli olmayan “Hedge fonlar” başı çekti. Hedge Fonlar bizzat George Soros tarafından, “Daha çok sofistike yatırımcılara hitap etmektedir ve yatırım fonlarına uygulanan yasal düzenlemelere tabi değildirler” şeklinde tarif ediliyor... Ancak bu tarif de eksik kalıyor... Spekülatif fonlar yasal düzenlemelere tabi olmadığı gibi, birçok ülkede ekonomik kuralları koyuyor ve yasal altyapıları da kendileri yapıyor. Bu eylem içinde IMF ve yerel ajanları da kullanıyor.
Soros adı, sıcak paranın sembolüdür. Türkiye Soros’un en fazla yerleştiği ve kök saldığı, vakıfları ve üniversitesi olan ülkelerin başında gelir. En fazla Türk ekonomisi ve siyasetini dizayn etmiştir.
Türkiye’de 2001 krizini çıkaranlar sıcak para lobisi, IMF ve 2001 yılında Türkiye’de açılan Soros’un Açık Toplum Enstitüsüdür. Çünkü sabit kur sistemini IMF diretti. Arkasından Şubat krizinden sonra IMF bu defa sabit kur sisteminin 180 derece tersi dalgalı kur sistemini getirdi. Sıcak para girişi cari açıktan yüksek olunca kur baskısı ver netice olarak cari açık oluştu. Bunun içindir ki, Türkiye o günden bu güne 300 milyar dolara yakın cari açık verdi. Yetmedi, bankaların yarısı yabancıya satıldı. Kamu varlıkları yabancıya satıldı. Türkiye’nin dış borcu 320 milyar dolara çıktı. Yetmedi her sene 20 -25 milyar dolar yurt dışına, dış borç faizi ve kâr transferi oluyor. Yani turizm gelirimizin tamamını yabancılara faiz ve kâr olarak geri veriyoruz.
Bu şartlarda Soros AB’ye 10 kayıp yıl biçtiyse, bize herhalde 20 kayıp yıl biçecektir.
Soros, siyaseti de etkiliyor... DSP ve Ecevit’in gitmesinde kimlerin nasıl etkili olduğunu iyi tahlil etmeliyiz... Kemal Derviş’in DSP’yi neden parçaladığını, aynı Derviş’in CHP’yi de Soros çizgisine getirmek istediği ve fakat Baykal’ın izin vermediği bilinen net gerçeklerdir.
Soros’un Açık Toplum Enstitüsü, TESEV’le işbirliği yapıyor. TESEV, Ekonomik ve Sosyal Etüdler Konferans heyeti olarak ve bir dernek şeklinde iyi niyetle kurulmuştu. Sonradan vakıf oldu. İmkanı yok mu ki, Soros vakfından, bir yabancı vakıftan finansal destek alıyor.
Can Paker, hem TESEV’in başkanı, hem de Açık Toplum Enstitüsünün danışmanıdır. Soros’un temsilcisidir. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da TESEV’in kurucularındandır. Kendisi 1990’lı yıllardaki TESEV’in farklı olduğunu söylüyor. Ancak bu günkü TESEV’den de istifa etmeyeceğini bildiriyor. Spekülatif sermayeden, sıcak paradan destek alan bir vakfın üyesi olarak kalmak CHP Genel Başkanına yakışır mı? Bu şartlarda Yeni CHP organizasyonu ile Soros arasında bir ilişki olabilir mi, şeklinde kamuoyunda bir süphe oluşuyor. Aynı şekilde, Deniz Baykal’a yapılan komplonun bir an önce ortaya çıkarılması gerekir. Baykal’a yapılan komplodan sonra yeni CHP’yi de değerlendirmek zorundayız.