Siyasi iktidar KOBİ'lerin kimyasını bozdu

Önceki günkü Resmî Gazete'de, iki yıl ve daha öncesinden beri faaliyette bulunan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler'e (KOBİ) devlet destekli ticari alacak sigortası yapılacağı yayınlandı. KOBİ'lerin alacakları vadeli satış cirolarına ve alıcıların risk durumuna göre tespit edilecek. Net prim ve azami teminat tutarının hesabında da ciro esas alınacak.

KOBİ'ler kalkınmada önemli aktörlerdir. Her ülkede KOBİ'lere destek veriliyor. Ancak belirli amaçlar için veriliyor. Söz gelimi yatırım, ihracat amacıyla veriliyor. Bizde ise her seçim öncesi ve hiçbir kalkınma kriteri gözetilmeden tüm KOBİ'lere farklı şekillerde destek veriliyor.

Şimdi hükümet KOBİ'lere devlet destekli ticari alacak sigortası imkânı yaratmakla. Ticari alacak sigortasından yararlanma imkânı olmayan tüm özel sektöre karşı haksız rekabet yaratmış oluyor. Yalnızca seçim hesabı içinde, popülizm yaparak piyasa düzenini bozmuş oluyor.

24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerinden önce de KOBİ'lere ve esnafa bol keseden ve KGF(Kredi Garanti Fonu) destekli kredi dağıtıldı. O kadar ki vergi borcu olanlara bile mevzuatı ona göre düzenleyerek kredi dağıttılar.

Bu kredilerin adı ne olursa olsun, yatırıma gitmediği toplam yatırımlardaki gerilemeden anlaşılıyor. Dahası Türkiye de hukuki, demokratik ve siyasi yatırım altyapısı olmadığı için yatırım yapma eğilimi de düşüktür. Bunun içindir ki KOBİ'lerde dönmeyen krediler diğer kredilere göre daha yüksektir.

BDDK Eylül 2018 raporuna göre banka kredilerinde en fazla takibe düşen krediler, KOBİ kredileridir. Ticari kredilerde dönmeyen kredi oranı yüzde 3 iken KOBİ kredilerinde yüzde 5.2'dir. Yine takipteki kredilerin yüzde 42'si KOBİ kredileridir. (Aşağıdaki tablo.)

Eğer KOBİ kredileri verimli kullanılsaydı, dönmeyen kredi payı daha düşük olurdu.

Bu şartlar altında nereden bakarsak bakalım krediyi alanlar, bu krediyi verimli kullanmadı. Muhtemelen altın ve dövize yatırdılar veya harcama yaptılar. Dönmeyen kredilerin büyük bir kısmını şimdi KGF karşılayacak.

KGF'nin yüzde 60'ı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme İdaresi (KOSGEB)'nindir. Her ikisi de kamusal kuruluştur. TOBB aidatlarını iş yerleri ödüyor; KOSKEB giderlerini ise halk vergileriyle karşılıyor. Eğer KOBİ'ler yatırım yapmadı ve istihdam yaratmadı ise, kredileri verimli kullanmadıysa, bunlara verilen krediler AKP için oya dönüştü ve fakat bu yanlışlarının maliyetini halk ödedi demektir.

Bir zamanlar bankalar, şubelerin önüne masa koyarak kart dağıttılar. Sonrasında hükümet önlem almak zorunda kaldı. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde benzer şekilde esnafa kredi dağıtıldı.

Bu krediler nereye gitti? Kaç esnaf bu kredilerle iş geliştirdi? Siyasi iktidar neden takip ve değerlendirme yapmıyor?

Şimdi ilk defa işçilerin de popülizmden bir yararı oldu ve asgari ücret yüzde 26 oranında artırıldı. Eğer siyasi iktidar yönetebilirse bu artış çalışanların geçimine destek olabilir. Talep artışı olur, ekonominin canlanmasına ve büyümeye destek olur. Yönetemezse enflasyon da aynı şekilde artar ve asgari ücrette reel artış olmaz.

Sonuç olarak her seçimde, sonuçlara bakılmaksızın KOBİ'lere ve esnafa bol keseden kredi ve devlet desteği yapılıyor. Bu destekler seçimden sonra bitiyor. Seçim popülizmi KOBİ'lerde etkinlik ve verimliliği düşürdü. Kaynaklar çarçur edildi ve KOBİ'lerin rekabet gücü düştü.

Yazarın Diğer Yazıları