Siyaset, ihanet…
Saadet Partisi Genel Başkanı olduğu dönemde Mustafa Kamalak, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan''ı şöyle eleştirmişti;
-"İhanet, liderimiz Erbakan Hocamıza yapıldı.
-İhanet Büyük Ortadoğu Projesine eş başkan olmaktır.
-İhanet, Kıbrıs Barış Harekatında bize tek destek olan Kaddafi''ye karşı küresel emperyalistlere 6 savaş gemisi vermektir.
-İhanet, küresel emperyalizmle iş birliği için malum tezkereyi TBMM''ye sunmaktır.
-İhanet, kendi medeniyetini, öz tarihini kurutup AB bakanlığını kurmaktır.
-İhanet, binlerce genç işsizken 1 milyar 200 milyona AK saraylar yapmaktır.
-İhanet hükümetin 10 bin ton altını faiz lobisine vermesidir…"
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da AKP lideri Erdoğan''ı bu konuda şöyle eleştirmişti:
-"Erbakan''ı sırtından hançerledin,
-Sen Erbakan ile helalleştin mi?"
Siyasette "Helalleşme" adımını Kılıçdaroğlu ta o gün atmıştı…
Atı alan Erdoğan, Üsküdar''ı o gün Erbakan''dan ve Millî Görüş''ten koparak geçmişti…
Değerli okurlarım,
Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk bana gönderdiği, "Günümüz Türkiye''sinin gerçek sorumluları" başlıklı yazısında özetle şu vurguları yapıyor;
-"Jacques Attali''ye göre, 1900 yılında bugünkü anlamda demokrasi hiçbir ülkede yoktu. 2006 yılında ise 119 ülkede, yani dünya devletlerinin %62''sinde çok partili düzen bulunmaktadır.
-Ancak bunların sadece pek azında özlenen, en iyi (optimum) demokrasi vardı.
-Türkiye, ne yazık ki, bu son öbek içinde olmak şöyle dursun, araştırmalara göre, artık kimi Afrika ülkelerinin bile gerisindedir.
-İktidardan gücünü alan bir parti, kapatılsın deyince dava açılabiliyor izlenimi var.
-Bu izlenimin yaratılması bile bu güç tekelinin yargıda olmadığı düşüncesini gündeme getiriyor. Bu durum bile demokrasiyi yaralar.
-Demek, partiler dâhil, hiçbir kuruluş, hiç kimse bu ülkede özgür değil.
-Yönetenler de kim olursa olsun, ''gösteride bulunarak yönetenleri uyarma hakkınızı'' sizin elinizden asla alamaz.
Alırsa yetkisini -ki buna yanlışlıkla görevini diyorlar- kötüye kullanma suçunu işlemişi olur (Türk Ceza Yasası, m. 257).
-Çünkü her hak, insanı hakları ve şerefiyle bir hukuk kişisi ve öznesi kılan bir erktir, güçtür, iktidardır.
-Bu yüzden hukukun son derece ayrıklı, ayrıklı olduğu için de çok sınırlı olarak düzenlediklerinin dışında, hiçbir yetkili ve güç, sizin anayasalarda yer alan haklarınızı, erklerinizi, iktidarlarınızı elinizden alamaz.
-Kısaca bu erkleri, iktidarları kişinin elinden her yöneten de suçlu; her yönetim de faşisttir.
-Kimse şunu unutmasın. Hukukun üstünlüğüne dayanan bir düzende devleti yönetenler de dâhil, hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur. Varsa, o düzen faşizme kaymış demektir.
-Faşist bir düzende ise, artık hak ve özgürlüklerle donatılmış bireyler yoktur. Sadece faşist düzenin yarattığı, şerefleri elinden alınmış köleler vardır.
-Almanya''da başbakanlar kendi apartman dairelerinde otururlar. Çünkü oralarda saygınlığı, borç içindeki halkını savsaklayarak, saraylarda keyif çatmada değil, demokratik düzenin gerçekleşme düzeyinde gören bilinçli yöneticiler vardır.
-Batı, ekmek bulamayan halkına "pasta yesinler" diyenleri, yönetim kadrolarından yaklaşık iki yüz elli yıl önce kovdu. Ve onlar da o koltuklara bir daha dönemediler. Çünkü oralarda hukuk ve devlet insan içindir.
-Kimse kendisini avutup aldatmasın.
-Buna karşın bizde, saraylarda oturan, yüzlerce araç eşliğinde binin üzerinde korumayla sokağa çıkan, ana caddeleri dakikalarca kapattıran yöneticiler ve devlet var.
-Çünkü bizde, insanlar, hukuk ve devlet; devleti yönetenler içindir.
-Ama umudunuzu kesmeyin. Her dönemde köle sanılanlar, kurtuluşu eninde sonunda başarmış, yarınların efendileri olmuşlardır.
-Şimdi toplum, en dayanılamaz noktaya gelip tıkanmış durumda.
-Ülkemizin en yaşlı hukukçularından biri olarak herkesin, öncelikle de yönetenlerin sağduyularına sesleniyorum:
-Ben böyle bir dönemi hiç yaşamadım."
Değerli okurlarım;
ALF, Piar, ORC, ASAL, Themis, Optimar, MetroPOLL, AKSOY ve Yöneylem olmak üzere toplam 9 anket şirketinin temmuz ayında yapmış oldukları araştırmanın ortalamasına göre;
-AKP: Yüzde 31,3
-CHP: Yüzde 26,8
-İYİ Parti: Yüzde 14,3
-HDP: Yüzde 9,8
-MHP: Yüzde 7
-Zafer Partisi: Yüzde 2,8
-DEVA Partisi: Yüzde 2,3
-BTP: Yüzde 1,8
-GELECEK Partisi: Yüzde 1,4
-Yeniden Refah Partisi: Yüzde 1,4
-Saadet Partisi: Yüzde 1
Bu tabloyu ittifaklar açısından cumhurbaşkanlığı seçimine göre değerlendirirsek;
-Cumhur İttifakı: Yüzde 38,3
-Muhalefet İttifakı: Yüzde 61,7
Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel''in şu sözü gerçekleşiyor;
-"Boş tencerenin düşüremeyeceği iktidar yoktur…"