Sırada Suriye var...
“Stratejik Derinlik” adlı kitabın sahibi olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Erdoğan’ın aksine “BOP başlamadan bitmiştir”
diyerek vaziyeti kurtarmaya çalışmıştı. Ancak “BOP Eşbaşkanlığı” makamından vazgeçmeyen Erdoğan’ın talimatıyla Suriye-Libya hattında gidip geliyor. Kaddafi’nin direncinin Türkiye tarafından kırıldığı haberleri yayılıyor. Yıldız kızlarımızın voleybol şampiyonluğundan sonra yeni bir başarıya daha imza attık. Libyalıların “Türk Modeli” adını verdiği yöntemle kimilerine göre 200, Times’e göre 300 milyon doları muhaliflere elden vererek Trablus zaferini sağlamışız. Diplomaside ve uluslararası hukukta kimsenin adını koyamadığı bu “elden para verme” işinde pek mahirizdir. Zamanında K.Irak’a Barzani ve Talabani’ye de helikopterle çuvallar içinde dolar göndermiştik. Hatta bu çuvallardan biri helikopterin koltuğunun altına sıkışmış ve unutulmuştu. Helikopterin dönüşünde farkedilmişti. Yani elden para verme konusu yeni değil. Sadece Libyalılar biraz acemi hepsi o kadar. Bu para ile muhalifler Trablus’a girmişler vs. gibi haberler de kurgu... Yıllardır iktidarda tuttukları diktatörlerin son kullanma tarihi dolmuştu hepsi bu. Saddam Hüseyin’den tutun da, Tunus, Yemen’e, Mısır’dan Libya’ya kadar estirilen “Arap baharı” Suriye ile devam edilecek. Hadi Irak ve Libya’nın petrol zenginliği vardı. İktidarların düşmesi ile dev şirketler işletme anlaşmaları yaptılar, bundan sonra da yapacaklar. Peki öyle ise Suriye’nin nesi var?
Üstelik Hafız Esad’ın oğlu İngiltere ve ABD’de okumuş, güzel karısı Esma ile beraber dünyaya şirin görünen çağdaş biri değil miydi? Arap baharının yeni hedefi Beşşar Esad’ın da sayılı günleri var. Dilerseniz önce PKK’nın silahlı dağ kadrolarının üçte ikisinin Suriyelilerden oluştuğunu hatırlatalım. Her ne kadar Türkiye’de Behroz Hüseyin için Suriyeli dense de Cizreli olduğunu defalarca yazdık. Terör örgütünün insan kaynağı olan Suriye’de Kürdün adı yoktur. Sadece adı değil resmi olarak kimliği de yoktur. Yani vatandaş bile değildir. Bu yüzden kolaylıkla geçinebilmek, varlığını sürdürebilmek için PKK saflarına katılırlar. Irak’taki kamplarda bu teröristler şu günlerde umutlu, daha önce Başer Esad’ın affından vatandaş bile olamadıkları için yararlanamayanlar memleketlerinde kimlik sahibi olmanın peşindeler. Türkiye sınırları içindeki dağ kadrolarında ve yurt dışındaki silahlı gücünün yaklaşık yedi bin olduğunu istihbarat kaynakları belirtiyor. Bunun dört bin beş yüzü Suriye kökenlidir. Arap baharı adıyla başlatılan eylemler için bunlardan iki bin tanesi Suriye’ye yollandı. Nitekim silahlı eylemleri bu kadro yapıyor. ABD’nin kontrolündeki PKK, Türkiye’deki AKP hükümetini zor duruma düşürdü. ABD’nin izni ile yapılan hava harekatından sonra kamuoyunda kara operasyonu bekleniyor. Gaz alma konusunda uzman olan hükümet ile ABD, Barzani’yi de uyararak çoğunluğu boşaltılmış olan kamplara kara harekatı yapmak durumunda. ABD Başkanı Obama’nın tatile çıkmadan önce “Çekil” dediği Esad’ı devirmek için PKK içindeki Suriyelilere bir görev daha verildi. Önümüzdeki günlerde Suriye’de sıcak çatışmalar yaşanacak. Bu işi de PKK’daki geri kalan 2.500 civarındaki terörist üstlenecek. Bir taşla iki kuş yani... Bir taraftan Türkiye’nin gazı alınırken diğer taraftan Suriye işi hızlanmış olacak. Bu arada İmralı’ya gitmek için dilekçe veren vekillere bayram öncesi vize çıkabilir. Öcalan ile görüşecek olan heyet “bir süre ateşkes kararını” ilan ederek AKP hükümetiyle yeni anayasa için pazarlık şansı arayacak.
Libya’ya ilk giden diplomat Ahmet Davutoğlu, Suriyeli muhaliflerle İstanbul’da biraraya gelmişti. Elden para verme işinin bu toplantılarda olup olmadığını bilmiyoruz. Ama Davudoğlu ile beraber Erdoğan, daha altı öy öncesine kadar “kanka” oldukları Beşşar Esad’a “çekil” emirin tebliği ediyorlar. Yeni Suriye yönetimiyle Ankara’da temasların yapıldığı da biliniyor. Benim asıl merak ettiğim PKK’daki Suriyelilerin durumu ne olacak. Yeni yönetim onlara yeni kimlik verecek mi? İktidarını vatandaş bile olmayanlarla paylaşacak mı? Esad’ın işi bittikten sonra dört binden fazla PKK’lı Suriyede mi kalacak? Yoksa yeniden Irak’a ve Türkiye’deki dağlara dönecek mi?
Şu BOP eşbaşkanlığı zor zenaat... Sam Amca’nın bu konudaki talimatlarından kısa vadede kim kârlı çıkar dersiniz!.. Kısa vadeyi bilmem ama santranç ustalarının burnuna iyi kokular gelmiyor. BOP’un tam anlamı ile hayata geçmesi için Suriye, Türkiye, Irak ve İran topraklarının bir kısmında “Büyük Kürdistan”ın kurulması kaçınılmaz. Arap baharı estikçe İsrail güvenliğini garantiye alıyor. Suriye’deki gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.