Sinsi kuşatmanın çarkı!..

Konu hilafetin, saltanatın rövanşını almaksa...

Konu cumhuriyeti yıkıp yerine ikincisini kurmaksa...

Konu Kurtuluş Savaşı''ndan sonra güç koşullarda var edilen millî sermayeyi talan etmekse...

Ve konu emperyalizme direnerek kurulan cumhuriyeti, sosyo ekonomik alanda çökerterek, tamamen dışa bağımlı hale getirmekse, tüm ihanetler, tüm çelişkiler, tüm sinsi planlar at başı gidiyor demektir...

Evet; Türkiye Cumhuriyeti''ni sosyal, siyasal, ekonomik açıdan tamamen kuşatma politikası sistemli bir stratejinin ürünü ise son 20 yıldaki tahribat ve talan siyasetinin ağır sonuçları devam ediyor...

Atatürk''e düşmanlık bitmiyor, laikliğe öfke hız kesmiyor, bürokratlardan imam kılıklı kimi yobazlara kadar (bir yandan toplumu zapturapt altına almak, bir taraftan din bezirganlığıyla cumhuriyete, Atatürk''e, laikliğe bağlı kesimleri tehdit) stratejisi devletin gözünün önünde, hiç çekinmeden pervasızca sergileniyor...

Peki ya Anadolu''nun tüm varlıklarını tüketen ekonomik kuşatmaya ne demeli?..

İşte Atatürk''ün genç cumhuriyeti ayağa kaldırdığı dönemde devletin güç koşullarla oluşturduğu fabrikaların, (adına özelleştirme denilen bir talan siyasetiyle) yandaşlara peşkeş çekilmesi günümüzde de hız kesmiyor...

Millî ekonomiyi darbelemek, millî serveti tarumar etmek ve devletin halka ucuz ürün satan üretim kaynaklarını etkisiz hale getirmek sadece Anadolu sermayesine öncülük eden kuruluşları ortadan kaldırmadı, aynı zamanda Gazi''nin kurduğu fabrikaların milyarlarca liralık arazilerini yandaşların plazalarına da açtı...

Velhasıl Türkiye''nin kalkınmasında lokomotif olan millî servetin son 30 yılda sinsice yandaşlaştırılarak yok edilmesinin ağır sonuçları Anadolu''yu sosyo ekonomik alanda sarsmaya devam ediyor... İşte Türkiye üretemiyor ve iğneden ipliğe dışa bağımlı halde (her ürünün fiyatının fahiş oranlara yükseldiği) bir piyasa yağmacılığı milyonlarca insanı işsizliğin girdabında da tüketmeye devam ediyor...

HAKSIZLIK, YIKIM, ÖFKE!!!

AKP iktidarı döneminde, yalnızca genç cumhuriyetin millî varlıkları özelleştirme adı altında yok edilmedi...

Bir de tarım, hayvancılık ekonomisini ayakta tutan Sümerbank, Et-Balık ve devlet üretme çiftliği gibi işletmeler satılırken, ülkeyi karpuzdan samana kadar dışa bağımlı hale getiren bir sinsi strateji tarlaların, köylerin boşaltılmasına da yol açtı...

İşte bu gaflet siyaseti sırasında sadece tarım arazileri değil, ovalar, yaylalar hatta ormanlar yağmalandı, Türkiye''nin en güzel vadileri yapılaşmaya açıldı ve binlerce şehidin mücadelesi üzerine kurulan cumhuriyetin doğa güzellikleri de ranta kurban edildi...

Evet; camilerde, hem de devleti yönetenlerin gözü önünde, ellerinde kılıçla Atatürk''e, cumhuriyete, laikliğe öfke kusan sözde din adamlarının da yetim hakkını bir tarafa bırakarak katkı sunduğu bir tükeniş süreci son hızıyla devam ederken, yaşanan çarpıklıkların ortasında utanç verici sorunlar da artıyor...

Liyakatsizlik, torpil ikileminde en çok hak, hukuk AKP döneminde yenildi...

İşte KPS sınavlarında ilk 10''a girenlerin sözlü sınavlarda elenmesi bile, yandaşlaşmanın aslında tarikat ve cemaat müritlerine yer açmak için yürütülen sinsi bir kadrolaşma operasyonu olduğunu kanıtladı...

Peki; tüm bu utanç verici manzara sadece yazının başından itibaren yansıtılanlardan mı ibaret?.. Ne yazık ki daha beteri de var...

2023''TE NE OLACAK?..

Daha önceki gün (bir kez daha) elektrik ve doğal gaza yüzde 20 zam yapılarak kara kışın haberi verilirken, bir yandan da devletteki savurganlığın utanç verici boyutlara ulaştığının göstergeleri medyaya yansımaya devam ediyor...

Hiç kuşkusuz har vurup harman savurmanın zirveye ulaştığı bu dönemde yurttaş; zeytine, peynire muhtaç kalmışken ve üretim girdilerindeki yükseliş tarlalardan toptancıya, marketlerden sofralara uzayan süreçte tüm gıda maddelerine yüzde 100 ile yüzde 500 arasında zamma yol açmışken, toplumun nasıl ayakta durduğunu umursamayan iktidarın savurganlığı da bitmiyor...

İşte iktidar bir yandan kamuya ait iki yurt binasını satma kararı alırken, diğer yandan araç savurganlığı "Kişisel Verileri Koruma Kurumu"nda bile bir savurganlığa yol açmış!..

Kurumun, 12 aracı bir AKP''linin şirketinden 4 milyon liraya yakın bir fiyatla kiraladığı medyaya yansıdı...

Bu arada AKP iktidarı 2022''nin ilk 6 ayında (bir bölümü ihalesiz olmak üzere) 216 milyardan fazla kamu alımı yapmış...

Ne yazık ki yurttaşlar çocuklarına okul üniforması alamazken ve gazetelere iç borçlanmanın artarak devam edeceği haberleri yansırken, cumhurbaşkanlığının Muğla''daki sarayı için 50 milyon liralık ek ödenek çıkarılmış...

Öte yandan Arap sermayesine açıldığı öne sürülen Kanal İstanbul''un bölgesinde 3 ayrı devasa konut projesi ihale aşamasına gelirken, İstanbul Beykoz''da kentsel dönüşüme direnen yurttaşlar ters kelepçe ile gözaltına alınmış...

Evet; yazının başında AKP iktidarıyla birlikte cumhuriyeti sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan kuşatarak etkisizleştirmek projesi nasıl at başı gidiyor dediysek, işte sıraladığımız gerekçeler ve saptamalar en önemli soruyu bir kez daha öne çıkartıyor;

"Türkiye 2023''te, tarihin en yaşamsal ve en kritik seçimine giderken, memleket bu sinsi kıskaçtan çıkabilecek mi?.."

"6''lı masa" bu sorulara, planları, projeleri ile niçin net yanıtlar vermiyor acaba?..

Yazarın Diğer Yazıları