Şimşek gidici mi?
Mayıs 2023’de yapılan seçimlerden sonra Recep Bey ekonomi yönetimini olduğu gibi değiştirmiş ve Mehmet Şimşek’i Hazine ve Maliye Bakanı olarak atayarak ekonominin dümenine geçirmişti.
Büyük umutlar ile gelen Mehmet Şimşek görevi devralırken Hazine ve Maliye eski Bakanı Nureddin Nebati’nin gözlerinin içine baka baka "Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı bir Türkiye ekonomisi özlenen refaha ulaşmamızda önemli olacaktır. Makro finansal istikrarı önceliklendireceğiz" sertliğinde, tabiri caizse kavgada bile söylenmeyecek ifadeler kullanmıştı.
Mehmet Şimşek Merkez Bankası Başkanı’nı da değiştirmiş Şahap Kavcıoğlu’nun yerine bu gün ailevi skandal dedikoduları ile çokça gündeme gelen Hafize Gaye Erkan’ın atanmasını sağlamıştı.
Mehmet Şimşek büyük umutlarla geldi gelmesine geldi de sonrasında ne oldu?
Kurlar yükseldi; mayıs ayı başında 19,44 lira olan dolar kuru yaklaşık altı ay sonra bugün 30,27 ve 21,33 lira olan euro kuru 33 liraya çıktı…
Enflasyon yükseldi; TÜFE'deki değişim 2023 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre % 0,04, bir önceki yılın Aralık ayına göre % 15,26, bir önceki yılın aynı ayına göre % 39,59 gerçekleşmişti. Aralık ayı enflasyonu ise yüzde 2,93 arttı, yıllık enflasyon yüzde 64,77 oldu…
Üstelik enflasyonun zirveyi görmediğini ve daha da yükseleceğini bizzat ekonomi yönetimi dillendiriyor.
Faizler yükseldi; Recep Bey’in “faiz sebep enflasyon sonuçtur” ve “nas var nas sana bana ne oluyor” söylemlerine dayalı olarak % 8,5 seviyesine kadar düşürülen ve negatif bölgede kalan TCMB Haftalık Repo borç verme faizi aralık 2023 de 42,5 seviyesine kadar yükseltilmişti ocak toplantısında da 250 baz puanlık bir artış beklenmekte ama faizler artmasına arttı ama hala negatif bölgede bulunuyor…
Para bulunamadı; aslında Recep Bey bu atamaları yapar ve ekonominin dümenine Mehmet Şimşek’i geçirirken en büyük beklentisi dış piyasalardan borç bulup getirmeleri, ekonominin acil döviz ihtiyacını karşılamalarıydı, bu beklenti de bu güne kadar gerçekleşmedi, tabiri caizse laf çok icraat yok…
Büyüme duraksadı; Recep Bey’in ekonomideki stratejisi her ne pahasına olursa olsun büyümenin sürdürülmesi, bir küçülme yaşanarak bunun istihdamı düşürmemesiydi ama büyüme duraksamış bulunuyor…
Dış ticaret açığı sürüyor; Kurlar yükseldi ama buna rağmen ekonomi hala muazzam miktarda dış ticaret açığı vermeye devam ediyor. Üstelik ihracat beklendiği kadar artmıyor ve tüketim malı ithalatı da azalmak bir yana hız kesmeden artıyor. İthalattaki göreceli yavaşlama üretimde kullanılan ara mallar ithalatındaki azalmadan kaynaklanıyor ve buda üretimde duraksamaya işaret ediyor…
Bütün bunları alt alta yazdığımızda Mehmet Şimşek ve ekibinin ilk altı ayı son derecede ciddi bir başarısızlıkla geçti diyebiliriz. Üstelik ortada bir enflasyonla mücadele programı ve bu programa güç verecek, uygulanmasının mümkün kılacak düşük faizli uzun vadeli bir dış kaynakta yok ama hala enflasyon düşecek iddiasına inananlar bulunuyor…
Bugüne kadar Türk ekonomisi girdiği krizlerden oldukça hızlı çıkmış, hızla dibi gördükten sonra bir yıldan kısa sürede çoğunlukla da altı ayı aşmadan kriz savuşturulmuştu. Oysa bu gün yaklaşık 5 yıldır süren ve adeta kronikleşen bir krizin içinde debelenip duruyoruz. Görünen o ki Mehmet Şimşek’te kriz ile baş etmede ciddi bir fayda sağlayamamaktadır.
Bütün bunların yanı sıra Merkez Bankası başkanının güven sarsıcı ve kurumsal yapıya zarar vermeye başlayan söylem ve eylemleri ile başarısız iletişim dili eklenince piyasaların ilk başta açmış olduğu kredi de hızla sönümlenmektedir.
Peki, durum buysa Recep Bey Mehmet Şimşek ve ekibine daha ne kadar tahammül edebilir?
Ya da diğer bir bakış açısıyla Mehmet Şimşek ve ekibi Türkiye’de başarısızlığa mahkûm bu yönetimde daha ne kadar vebal sahibi olmaya, kişisel kariyerlerini yıpratmaya katlanabilir?
Ben bunun çok uzun sürmeyeceğini düşünüyorum, bana göre iki taraftan biri çok kısa bir süre zarfında havlu atacaktır ve ilk düşen taşın da Gaye Hanım olması çok büyük bir olasılıktır…