Şimdi ne olacak? (12 Ekim 2015)
Seçimlere bir aydan daha kısa bir süre var ve piyasalarda Cuma gününe kadar iyimser bir hava vardı.
Amerikan Merkez Bankası FED'in Ekim ayında da faizleri artırmayacağı yolundaki ekonomik veriler son bir haftadır döviz ve borsada iyimser bir hava yaşamamıza neden oldu.
Bugün itibarıyla bizi nasıl bir piyasa bekliyor?
Cumartesi günü Ankara'da patlayan bomba piyasaların gerilmesine neden olacaktır. Aslında Türkiye için her şey o kadar kötü ki normal şartlarda borsanın ve dövizin bu şartlarda bile olmaması lazım. Ancak piyasaların genel kuralı, beklenti satın alınır. Her şeye rağmen beklenti satın alınıyor.
BORSA:
Borsa banka hisseleri ile düştü yine banka hisseleriyle yükseldi. Tabii ki bu arada bu yükselişte yabancılar 250 milyon dolarlık satış yaptı. Türk bankaları için bir taraftan artık kâr marjının düştüğünü rapor eden yabancılar, diğer taraftan Türkiye'ye yönelik tavsiye raporlarında "çok ucuz" diyerek özellikle Türklerin alım yapması sağlanıyor. Geçen hafta da buna benzer bir durum oldu ve borsa yine ucuz kaldığı iddia edilen banka hisseleri ile yükseldi.
Bu yükselişin Ankara'da patlayan ve çok sayıda vatandaşımızın ölümüne neden olan bomba ile birlikte terse dönmesi beklentileri hâkim. Zaten yabancılar her yükselişi fırsat bilip borsada satış yapıyorlardı.
DÖVİZ:
Merkez Bankası'nın döviz rezervi, esnaf tabiri ile kasa bomboş. 100 milyar doların altına inen döviz rezervine rağmen dolar kuru geçen hafta 3 liranın altına indi. Burada ilginç bir olay oldu. Döviz düşerken birileri yine satın aldı. Türkiye'de son dönemde sık sık rastlanan bir olay. Dövizdeki her düşüşü alım fırsatı olarak gören bir yatırımcı profili var. Tabii ki yerlinin yanı sıra yabancıların bu konuda daha aktif olduğunu görüyoruz.
Seçime kadar dövizin gerek FED, gerekse iç piyasadaki ekonomik çalkantılar nedeniyle yükselmesi bekleniyor. Çünkü şu ana kadar Türkiye'de ekonomik verilerin çok da iyi olmadığı özellikle dünyada yaşanan ekonomik krizin en çok Türkiye'yi etkileyeceği bizzat Ali Babacan tarafından açıklandı.
Geçen haftaki dövizde yaşanan yüzde 5'lik düşüşün geçici olduğu yolunda beklentiler güçlü. Özellikle Ankara'daki terör olayı dövizin ateşini yeniden yükseltebilir.
FAİZ:
Merkez Bankası siyasi baskıyla her ne kadar faizleri yükseltmese de piyasa gereğini her zaman yapıyor. Bankalar borsa ve dövizdeki iyimserliğe rağmen geçen hafta oranları yükselttiler ve 32 günlük aylık mevduata verilen faizi 13.20'ye kadar çıkarttılar. Mevduata yüzde 13 faiz veren bankaların kredi oranlarını kaça çıkartacaklarını da artık siz düşünün. Çünkü bankalar özellikle dövizdeki yükselişten ciddi anlamda zarar ettiler. Amerikan Merkez Bankası FED'in ucuz para politikası nedeniyle, yurt dışından çok düşük faizle aldıkları dövizi Türkiye'de bozdurup, kredi olarak verdiler. Şu an her şey bankalar için ters gidiyor. Bankaların yurt dışından temin ettikleri sendikasyondan dolayı büyük zarar ettikleri bir gerçek. Çünkü bankaların sendikasyon borçlanmalarını yaptıklarında doların kuru 2 lira civarındaydı. Şu anda dolar 3 lira. Ortaya çıkan zararı siz düşünün.
İşte bankalar bu zarardan sonra yurt dışı borçlanma yerine, iç piyasadan para bulma yoluna gittiler. Bunun için de mevduat faiz oranlarını yükselttiler. Ayrıca bankaların son dönemde cazip kısa vadeli bonolar da ihraç edip para toplamaya çalıştığı görülüyor.
Tüm bunlara baktığımızda seçime kadar faiz oranlarının Merkez Bankası'na rağmen yükselmesi bekleniyor.