Silahı olmayan derin çete ve düşündürdükleri...
Büyük operasyon basın yasağı ile başlıyor, basın yasağı var ama gözaltına alınanların resimleri ceza almışlarcasına boy, boy gazete sayfalarında.
Bütün güya büyük gazeteler, haberciliğin zirvesini yakalamışlar işin üstündeler. Derin devletin bir organı mı, bir çete yapılanmasıyla mı karşı karşıyayız hep beraber anlamaya çalışıyoruz.
Derin devlet veya çete iddialarına bakıyorum: Vak’a tam Cem Yılmaz’lık bir vak’a
Oluşum çok büyük, ama büyük oluşumun silahı yok, parası hak getire neredeyse Yenicami’de mendil açacaklar...
Yani para mara yok bir de kasa arıyorlar. Yahu para olmayan yerde kasa olur mu?
Organizasyonun üç “tepe yöneticisi” nden biri emekli asker... Eh devletin emektara verdiği emekli maaşı belli. İkincisi bir avukat... Garibim meydan, meydan gezip protesto yapacağım diye zaten dava, mava hak getire. Zaten kimse bizim avukata davasını falan getirmiyor. Getirenler de beleşçiler; onlar da para mara vermiyor... Kurduğu Büyük Hukukçular Derneği’nin üye sayısı da yirmi üç. Üçüncü “büyük lider” de Sevgi Erenerol. Türk Ortodoks Kilisesi’nin basın sözcüsü. Zaten Ortodoks kilisesinin mensubu da iki elin sayısı kadar kalmamıştır. İddiaya göre derin devlet veya çetedekiler kendilerine büyük iş bitiricisi tetikçiler arıyorlar. Gene basına göre dehşet bir tetikçi buluyorlar; o da homoseksüel...
Büyük derin devlet veya çete haberleri baş sayfaları süslerken yine büyük bir gazetenin ufak köşesinde bir haber ile karşılaşıyorum; Bir Rus kadın için iki kadın pazarlayan grup birbirine giriyor, ellerindeki en ufak silahlar keleş... Bir sürü ölü ve yaralı var... Bir gün sonraki gazetelerde bu olayla ilgili en ufak bir haber yok.
Derin devlet veya çetenin en büyük delil kaynağı orada çalışan çaycı. O da kendini binbaşı diye tanıtıyor sonra da derneğin çaycısı olduğu anlaşılıyor.
Velhasıl ortada suç yok suça yönelik planlama var. Suç işleyecek silah da yok. Var olan bir gerçek suçu işlemeye talip bir tane homoseksüel...
Yapmayın beyler, derin devlet diye anlattığınız mekanizmaya bakın, bu senaryo zayıf diye komedyenler bile gülerler. Ya bunların üstünden işte devlet bu, bu yapıları yıkmak kolay diye milleti düşündürmek istiyorsunuz, ya dört bin senelik devlet geleneği ile dalga geçiyorsunuz veya kapıya dayanan global krizi gözten uzak tutmaya çalışıyorsunuz...
Bu gelişmeler tam da Yunan Başbakanının Türkiye’yi ziyaret eden Yunan Başbakanı’nın Fener Patriğinin ekümenlik iddiasını dillendirdiği bir zamanda ortaya çıkıyor. Sakın bütün bunlar,papaza ekümenlik sözü verildiği bombası patlamasın diye gündemi kirletmeye yönelik bir çabanın ürünü olmasın?.. Yazık bu milletin düşünce melaikelerini heba ediyorsunuz.