Sende vicdan var mı?
Malum memlekette kiralar kiracılara çok yüksek amma ve lakin ev sahiplerine çok düşük geliyor!
Bu konuda geçenlerde Recep Bey fahiş zam yapan bir ev sahibine yönelik olarak “sende vicdan var mı?” diye sormuştu…
Aslında sorulması gereken soru “memlekette kanun var mı?” olmalıdır çünkü malum % 25 kira zammı sınırı koyan bir kanun var ama görülüyor ki takan yok.
Memleketin hali ise malum ortalık kavga kıyamet, resmen kan gövdeyi götürüyor, bazı hallerde mahkemeleşmek bile yetmiyor kavgalar çıkıyor iş yaralamaya ve hatta cinayete kadar varıyor. Kira konusunda anlaşmak mümkün olmuyor kanuni sınırlamayı da takan pek yok!
Peki, kiraların makulü nedir?
Sonuçta yatırım amacıyla bir gayrimenkul alıp kiraya veren kişi için kira geliri ile bu yatırımının kendisini geri ödemesi için gerekli olan süre 15 hadi bilemedin 20 yıldır.
Yatırılan parayı bu kadar yıl ve aya bölerek aylık makul kirayı hesaplamak gerekir.
Yatırımın geri dönüş süresi 20 yılın üstüne çıktığında yatırım yapmak anlamsız bir hale gelir ve yatırımcılar başka alanlara kayar birikimlerini başka alternatif alanlarda değerlendirir. Bu durumda da kiralık ev bulmak mümkün olmaz! Bu konuda bir tablo hazırladım:
KONUT BEDELİ | 15 YIL / 180 AY | 20 YIL / 240 AY | 30 YIL / 60 AY | 40 YIL / 480 AY |
2.000.000 TL | 11.111 | 8.333 | 5.556 | 4.167 |
3.000.000 TL | 16.667 | 12.500 | 8.333 | 6.250 |
4.000.000 TL | 22.222 | 16.667 | 11.111 | 8.333 |
5.000.000 TL | 27.778 | 20.833 | 13.889 | 10.417 |
Biliyoruz ki bugün artık özellikle de büyükşehirlerde 4 - 5 milyonun altında bir daire bulmak pek mümkün değil.
Yukarıdaki tabloyu baz alırsak finansal açıdan makul kira 16.500 ila 22.200 lira arasında oluşuyor demektir.
Peki, bu kiralara gelirler açısından bakarsan makul müdür?
Elbette hayır 7 bin 500 liralık en düşük emekli maaşı, 11 bin 400 liralık asgari ücret ya da 22 bin liralık en düşük memur maaşı açısından bakarsak bu kiralar bırakın makul olmayı ödenebilir seviyede dahi değildir.
İşler bu noktada çığırından çıkmışken memleketin ekonomisinden sorumlu Recep Bey bir vatandaşla yaşadığı diyaloğundan bahsederek, “ev sahiplerinin insaf dışı uygulamalarını bir kenara koyamayacaklarını” belirtmiş ve "Dedi ki 'Kiracıyım.' 'Ne ödüyorsun?' dedim. 'Başkanım' dedi, 'Şu anda ev sahibi beni ciddi manada sıkıştırıyor. 2 bin 500 lira veriyordum. Şimdi kiramı 7 bin 500 liraya çıkardı. Ya verirsin ya evden çıkarsın' diyor.'' sözleriyle anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, evin kirasını 2 bin 500'den 7 bin 500'e çıkarmanın 'insafa sığmadığını' belirterek, şöyle devam etti: "Mecburen o ilçedeki belediye başkanımızı aradım. Ondan ricada bulunduk. Dedim ki 'Ya uygun bir kiralık yer bul. Veyahut da bizim TOKİ'nin evleri varsa oradan kendisine bir imkân sağla.' Bu vicdan... Her şeyi devletten beklemek herhalde olacak bir şey değil. El ele vereceğiz, dayanışma halinde olacağız. Ama ben o ev sahibine, herhalde o da şimdi dinliyordur beni, 'Sende vicdan var mı?' diye sormak durumundayım. Bu kadar biz konut yapıyoruz. Bu yaptığımız konutlarla çözüm geliştirmeye çalışıyoruz. Ama insaf ya 2 bin 500'den 7 bin 500'e. Bu ne vicdandır?
Burada tuhaf ve hatta kabul edilemez olan husus Recep Bey’in “sende vicdan var mı?” diye sormasıdır!
O zaman bizimde Recep Bey’e “hele vicdanı bırak, memlekette kanun nizam var mı?” Diye sormamız gerekmez mi?
Neticede hani kira artışlarında % 25 sınırı vardı?
Bu sınır varsa neden ilçe başkanını arayıp vatandaşın derdini çöz diyorsun da % 25’den fazla artırma, memlekette kanun nizam var git mahkemeye sorun orada çözülür demiyorsunuz?
Ayrıca madem mal ve hizmet fiyatlarında artış vicdansızlık neden vergileri böyle artırdınız, neden benzine mazota bu kadar zam yaptınız diye sormak da gerekmez mi?
Vakıflar idaresinin kiralara yaptığı fahiş zammın vicdanı var mı?
Ayrıca fiyatlar bu hızla artarken ücretleri bu seviyelerde tutuyorsanız size de “sende vicdan var mı?” diye sormak da bizim hakkımız olmaz mı?
Ayrıca bir ülkedeki en büyük vicdansızlık enflasyon yaratmak değil midir?