Seferberlik var mı yok mu?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhtarlar toplantısında "seferberlik ilan ediyorum" demesi üzerine Anayasa'nın 3 değişik maddesinde yer alan hükümleri tek tek inceledim.
Anayasa'nın, "Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması" başlıklı 4. bölümünde yer alan 15. maddesi 4 önemli durumu, "Savaş, Seferberlik, Sıkıyönetim ve Olağanüstü Hal" olarak tanımlıyor.
Eğer Cumhurbaşkanının seferberlik ilanı resmi hale getirilecekse yani uygulanacak ise bu kez Anayasa'nın 122. maddesine göre kanun ya da Kanun Hükmünde Kararname yayınlanması ve Meclis'in de onayı gerekiyor.
125. maddede ise anayasa, "Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şûranın kararları yargı denetimi dışındadır" hükmü getiriyor ki "Millî seferberlik" ilanı Cumhurbaşkanı tarafından resmen getirilir ise uygulama yargı denetimi dışında kalacak.
Millî seferberlik ile ilgili şu hükümleri getiriyor:
15. maddeye göre:
* Milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla durumun gerektirdiği ölçüde;
* Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.
* Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
122. maddeye göre seferberlik ilanını gerektiren şartlar ve yapılması gerekenler şöyle:
* Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilânını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması.
* Savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, ayaklanma olması.
* Vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma.
* Ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması sebepleriyle,
* Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde hangi hükümlerin uygulanacağı ve
* İşlemlerin nasıl yürütüleceği, idare ile olan ilişkileri,
* Hürriyetlerin nasıl kısıtlanacağı veya durdurulacağı ve
* Savaş veya savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi halinde vatandaşlar için getirilecek yükümlülükler kanunla düzenlenir.
4 Kasım 1983 tarihinde yayınlanan 6197 Sayılı Seferberlik Ve Savaş Hali Kanunu ise çok ağır hükümler taşıyor.
Seferberlik: "Devletin tüm güç ve kaynaklarının, başta askeri güç olmak üzere, savaşın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanması, toplanması, tertiplenmesi ve kullanılmasına ilişkin bütün faaliyetlerin uygulandığı; hak ve hürriyetlerin kanunlarla kısmen veya tamamen sınırlandırıldığı haldir" olarak tanımlanıyor.
Seferberlik Hali ise "Seferberlik faaliyetinin başlatıldığı gün ve saatten, kaldırıldığı güne kadar devam eden durumdur" diye tanımlanıyor.
4. maddede ise "Seferberlik ve savaş hali ile barış döneminde yapılacak işlemler için mevcut teşkilatlanma da dikkate alınarak, kamu ve özel kurum ve kuruluşlarına görevler verilir. Bunlardan gerekli görülenlerde teşkilat kurulur. Mevcut kanunlardaki hükümlere ilave olarak seferberlik ve savaş halinin gerektirdiği görevler, tüzükte belirlenir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde Seferberlik işlemleriyle ilgili kadro ve teşkilatlanma, Genelkurmay Başkanlığı tarafından tespit edilir" hükmü bulunuyor.
Seferberlik ilan edilirse her ilin komutanı vali ve emniyet müdürlerini emirleri altına alabiliyorlar.
SONUÇ:
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anayasada yer alan "Seferberlik" halini ilan etmesi muhtarlara ya da terörle mücadele eden güvenlik kuvvetleri ile tüm kamu görevlilerine yönelik bir söylem mi, yoksa siyasi bir mesaj mı netlik kazanmadı.
Eğer seferberlik resmi olarak yukarıda yer alan anayasa hükümleri çerçevesinde yapılacak ise halen OHAL ile yönetilen ülkemizde 6197 sayılı yasaya göre seferberlik ilan edilirse yasa sıkıyönetim gibi çok ağır hükümler getiriyor.
Umarım Cumhurbaşkanının millî seferberlik çağrısı hukuki boyut kazanmaz ve bir uyarı olarak kalır.