Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

Seçimler ve Türkiye'miz

Tarihimizde ilk defa, içeride:

* 7 Haziran seçimlerinden sonra hükümet kurulamadı; seçim tekrarlandı.

* Görülmemiş boyutlarda vurgun, soygun, yolsuzluk ve kara para operasyonu yapıldı, ama suçlananlar yargı kararlarına rağmen sorgulanamadı; yargı kararları çöpe atılarak sessiz bir darbe yapıldı.

* Egemenliğimiz teröristlerle gizlice pazarlık konusu yapıldı, ülke bölünme noktasına sürüklendi.

* Yönettiği milletin adını söyleyemeyenler, ülkenin kaderine el koydu; Türk Milletinin adı anayasadan çıkarılmaya çalışıldı; Millet etnik parçalara ayrıştırıldı, devlet bunlar arasında paylaşılmaya kalkışıldı; millî egemenliğimiz tehlikeye düştü.

* Anayasa düzeni, hukukun üstünlüğü, Türk Milletinin kurucu felsefesi Türk Milliyetçiliği ayaklar altına alındı; Devletin kurumları, kuralları yok sayıldı ve kadroları birbirine düşürüldü; bağımsızlığımızın omurgası kahraman ordumuzun kadroları "kumpas"a düşürülüp, millî savunmamız zayıflatıldı; ülke tehlikeli bir karmaşaya sürüklendi.

Tarihimizde ilk defa, dışarıda:

* Emperyalizmi arkasına alarak vatan toraklarımıza el koymaya kalkışan saldırganlar; doğuda Ermenistan, Ege'de Yunanistan ve Kıbrıs'ta Rumlar dost; tabii müttefiklerimiz Rusya, İran, Irak, Suriye, Mısır, Libya, Cezayir, Fas, Tunus, Yemen gibi ülkeler düşman yapıldı; buralara gidilemez oldu; ülkemiz kuşatıldı.

* Kendisine, ABD'nin hazırladığı BOP'da Eş Başkanlık görevi verildiğini iftiharla açıklayan, "Eş Başkanlar olarak Türkiye, İtalya, Yemen üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye çalışacağız... bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir [PKK başkent yaptığını ilan etti]. Bunu başarmamız lazım" diyen biri Başbakan ve Cumhurbaşkanı oldu; BOP hedefine Sudan, Libya, Irak, Suriye gibi fiilen bölünen ülkelerde ulaştı; Afganistan, Pakistan, Mısır, Fas, Tunus, Yemen iç çatışma yaşıyor; Türkiye BOP bataklığında çabalamakta.

Türk Milletinin ve Devletinin aleyhine işleyen bu yıkımdaki tutarlılık ve istikrara dikkat çekmeliyiz. Bu bir tesadüf eseri olabilir mi? Bu kadar karmaşık ve çok bilinmeyenli bir denklemi kurabilmek için, çok üstün bir planlamaya ihtiyaç vardır. Bugün varlığımızı yok etmeye yönelen bu gelişmeler elle tutulur, gözle görülür hale geldiğine göre, hâlâ "dur bakalım ne olacak" demeye, bezginlik ve gaflet içinde seyretmeye, kimsenin hakkı yoktur.

Seçim sonuçları

Yarın seçim yapılacak; oyların dağılımı, geleceğimizi belirleyecektir. Yine eski iktidara oy verilirse, "malum akıbet" de belli demektir. Bu durumda "ben bir kişiyim, ne yapabilirim" diyenlere seslenelim: Sen, vereceğin oy ile Devletimizin nasıl bir zihniyet tarafından yönetileceğini belirleyeceksin. Evet, bir kişisin, ama unutma, 57 milyon seçmen de bir kişilerden oluşuyor. Önce kutsal görevini bu inançla yap! Oyunu şehitlerimizin kanıyla sulanan vatanın bütünlüğünden, bu aziz Türk Milletinin birliğinden, bu mübarek devletin egemenliğinden yana kullan! Yine unutma ki, seni yok etmeye, köleleştirmeye, sömürmeye çalışanlar da bir kişilerden oluşuyor. Bir'in önemli olduğunu hep aklında tut ki, Hak galip gelsin!

Oy dağılımına gelince, araştırmalara göre, 7 Haziran tekrarlanacaktır. Bu durumda;

Birinci ihtimal, hükümet yine kurulamaz da, suça batmış olanlar, kendilerini kurtarmak üzere yine seçim derlerse, buna güçlerinin yetmesi çok zor. Çünkü, hükümeti kuracak sayısı olamayanlar, yeni bir seçim kararını alabilirler mi? Akla hayale gelmeyen zorlamalar yapabilirler, ama bu başta kendileri olmak üzere ülke için çıkmaz bir yol olabilir, sistem çökebilir. Böyle bir seçimi Türkiye kaldıramaz. İçerideki ve dışarıdaki şartların özetini yukarıda yaptık. İşler daha da kötüye gidebilir.

İkinci ihtimal, bir koalisyon hükümeti kurulabilir. Bu ihtimalde, AKP ile HDP mümkün görülmüyor, 7 Haziran'da sözü bile edilmedi. Zira suçüstü halini çağrıştırır ki, oyuncular göze alamaz.

Üçüncü ihtimal, CHP ile olabilir. Sözde "Kürt sorunu ve açılım" konusunda görüşleri örtüşüyor; ama yolsuzluklar, terör ve dış politikada bunu söylemek biraz zor. Buna rağmen yapılırsa, AKP, CHP ve HDP/DBP, el ele Türkiye'mizi bölebilirler.

Dördüncü ihtimal, MHP'nin 3 şartı var. Bunlar; bölücü terör etkisizleştirilmeli, egemenlik ve vatan bütünlüğü güçlendirilmeli, hukuk devleti tesis edilmelidir. AKP, bekamızla ilgili bu 3 şartı kabul ederse ortaklık olabilir. MHP'nin avantajı ise, ne düşündüğünü açıkça söylemesidir. Diğer partilerimizin, maalesef özü ve sözü bir değil. Meselâ; Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş esaslarında sıkıntıları var. AKP gibi Yeni CHP de, Türk Milletinin adını bile söylemekten, program ve seçim bildirgelerine koymaktan kaçınıyor. Bunun için hassas konularda, gerçekleri gizleyecek şekilde konuşuyor. Bölücülük bunlardan biridir.

Beşinci ihtimal, hükümeti az bir sandalye farkı ile AKP kurabilir. AKP'nin Türkiye'yi nasıl bir çıkmaza sürüklediği yukarıda anlatılmıştır. Bu tuzaktan çıkmak için niyetlerinin olmadığı anlaşılıyor. Zira karşımızda, Türkiye'yi paylaşım masasına yatıran ve bu konuda PKK/KCK ile mutabakata varabilen bir BOP Eş Başkanının zihniyeti vardır. Bunca kana ve çatışmaya rağmen hâlâ, vatanı ve devleti bölüşmenin adı olan "Barış süreci"nden vazgeçilmeyişin ısrarı vardır. Yetki verilirse, kaldıkları yerden devam edecekleri açıktır.

Kısaca, Milletçe bekamızı oyluyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları