Seçime gitmek ya da gitmemek…
Savcılarının, "FETÖ üyeliği, devlet güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek, sahte olduğu aşikâr olan sözde belgeleri delil olarak soruşturma dosyasına koymak ve bunlara istinaden iddianame hazırlamak" suçlarından ihraç ve mahkûm edildiği…
Hâkimlerinin, "FETÖ üyeliği, devlet güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme" nedeniyle hapse mahkûm edildiği, hapse mahkûm edilmeyenlerin de "FETÖ iltisakı" dolayısıyla meslekten ihraç edildiği…
Müştekilerinin 106''sının, FETÖ iltisakı nedeniyle TSK''dan ihraç edildiği…
Oluşundan tam 15 yıl sonra açılan ve 10 yıl süren "28 Şubat olmayan darbe davası"nda yargılanan ve yaşları 74 ile 90 arasında değişen 14 komutan, 269 gündür cezaevinde tutuluyor.
*
Yıllarca Türk donanmasına komuta etmiş, tamamı emekli, yaşları 60 ile 90 arasında değişen 104 amiral, "Montrö, Karadeniz''i barış denizi yapan Türkiye''nin, istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir; masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerekir" dedikleri basın açıklamasından dolayı, "suç için anlaşmak"la suçlanıyor!
Türk Ceza Kanunu''na göre bu suç, şikayete bağlı olmamasına rağmen, amiraller, bu suçtan, Cumhurbaşkanlığı''nın "şikayetçi" olarak katıldığı davada yargılanıyor!
Yargılama, davanın üst mahkemesi yani hakemi konumunda olan Yargıtay''ın "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güvenliğine, anayasal ve demokratik düzen ile bireysel hak ve özgürlüklere yönelik her türlü müdahaleye karşı; yargı yetkisini Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız şekilde kullanan yargı kurumları, yasalar çerçevesinde gereğini takdir ve ifa edecektir" açıklamasının gölgesinde yapılıyor!
*
Savcılarının "özel yetkili FETÖ maşası", hâkimlerinin büyük bölümünün "özel yetkili FETÖ kuklası" olduğu, FETÖ hükümlüsü ve firarisi çok sayıda ismin de görev aldığı ve bir operasyon merkezi gibi faaliyet gösteren Taraf''ın "bavul" dolusu sahte belgeye dayanarak hedef göstermesi doğrultusunda açılan, "Millî orduya kumpas" olduğu hem hukuki, hem siyasi olarak tescillenen Balyoz Davası''nda yargılanıp aklanmış 367 mağdurdan 6''sı yeniden yargılanıyor…
Yeniden yargılama gerekçesi, 2003 yılında, yani neredeyse 20 yıl önce, İstanbul''daki 1. Ordu Karargâhı''nda yapılan bir plan semineri…
Plan seminerinde, komutanların "hayali-olası bir tehdit senaryosu" üzerinden yaptıkları konuşmalar "gerçek" ve "suç" olarak değerlendiriliyor!
Sırayla söz alıp, İstanbul''da varsayılan bir toplumsal olayı bastırmak üzere geliştirilebilecek stratejileri anlatan komutanların "suç için anlaştığı" ileri sürülerek hapisleri isteniyor; yeniden!
*
Dün yıldönümüydü…
Soma''da, Soma Kömür İşletmeleri tarafından işletilen maden ocağında çıkan yangın sonucu ölen 301 madencinin davasında, sanıkların "301 kez olası kasıtla öldürme ve 162 kez yaralama suçundan cezalandırılması gerektiğini" savunan üyeler değiştiriliyor, Yargıtay''ın 6 bin sayfalık dosyayı 10 günde inceleyen yeni üyelerinin kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonunda verilen cezanın infazı durumunda, facianın yaşandığı işletmenin patronu, ölen her bir işçi için sadece 8 gün ceza yatmış oluyor!
Karara, "301 işçinin ölümünden sorumlu olabilirsiniz, onların katlinin sorumlusu siz olabilirsiniz. Fakat madencilik yapmaya devam edersiniz. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Bu kararın, açıkça siyasal nüfuz kullanılarak siyasilerin ve en yüksek siyasinin, kendisinin haberi yoksa bile ismi kullanılarak maddi menfaat sağlandığına ilişkin iddialar olduğunu vurgulamak isterim" diye itiraz eden Avukat Can Atalay, Cumhurbaşkanı ve aralarında "Biz böyle bir şikayette bulunmadık" diyenlerin de bulunduğu, dönemin bazı bakanlarının şikayetiyle(!) açılan Gezi Davası''nda, daha önce beraat etmiş olmasına ve yeni davada hiçbir yeni delil, bilgi, belge, ek bulunmamasına rağmen 18 yıl hapis cezasına çarptırılıyor!
*
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Madde 34:
Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
*
Çay Üreticileri Meclisi, maliyet artışından kaynaklanan sorunlarını ve çözüme dair taleplerini bildirmek üzere hazırladıkları imza metnini Çaykur Genel Müdürlüğü''ne sunmak istiyor.
Rize Valiliği, şehirde 5 gün süreyle ticari olanlar dışındaki her türlü açıklama, toplantı, yürüyüş, ilan asma, dağıtma, imza toplama eylemini yasaklıyor!
*
Eskişehir''de bir müzik festivali yapılacağı ilan ediliyor.
Eskişehir Valiliği, "Huzur ortamı ile kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, başkalarının hak ve özgürlüklerinin, genel asayişin korunması ile şiddet olaylarının yaygınlaşmasının önlenmesi" gerekçesiyle, şehirde 15 gün süreyle her türlü toplantıyı, yürüyüşü, etkinliği yasaklıyor!
*
Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul gözaltına alınıp, tutuklanıyor.
Adana Valiliği, il genelinde park/bahçe, genel yollar, kamu binaları önleri, STK önleri, umuma açık ve kapalı alanlarda umuma açık veya/kapalı yer toplantıları, yürüyüş, basın açıklaması, açlık grevi, oturma eylemi, stant/çadır kurma, bildiri dağıtma, afiş asma, yazılama ve bu gibi tüm faaliyetleri yasaklıyor.
*
Sözüm ona bu yasakların hiçbiri "siyasi" değil; bütün yasak ilanlarında "siyasi partilerin kapsam dışı tutulduğu" vurgulanıyor.
Derken…
DEVA Partisi''nin, 21 Mayıs''ta Gaziantep''te yapmayı planladığı mitinge yasak getiriliyor!
*
Ankara Büyükşehir Belediyesi''nin eski Başkanı Melih Gökçek''in, istifa etmeden 18 gün önce, belediyeye ait konutu ve çalışma ofisini satışa çıkarması ve söz konusu mülklerin Gökçek''in eşi ve avukatlarının oluşturduğu girişim tarafından satın alınmasını soruşturmak isteyen ABB Başkanı Mansur Yavaş ve belediye yetkilileri hakkında, Mülkiye Başmüfettişinin "soruşturma izni verilmemesi" yönündeki görüşüne rağmen, soruşturma izni veriliyor.
*
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu''nun, 31 Mart 2019''da, seçimin iptaline tepki gösterdiği konuşmada, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan ve Haziran başında karar çıkması beklenen davada, İmamoğlu''na siyasi yasak getirilmesi isteniyor.
*
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında, 2016 yılında başlatılan ve gizlilik kararı alınan, içeriğini kendisinin dahi bilmediği soruşturma "bekliyor"!
*
Siz hâlâ konunun, siyasi yasak getirilen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu''nun, 10 yıl önceki tivitlerinde ne deyip ne demediği olduğunu mu sanıyorsunuz?
*
Bu sürece paralel Adalet Bakanı değişti…
Yüksek Seçim Kurullarının yapısı değiştirildi…
Sizce bütün bunlar gerçekten "seçime gitmek" için mi!