Seçim, Suriye, strateji!..

Seçimlerin Demokrat Parti''nin kuruluş günü olan 14 Mayıs''a yetiştirilmesi için hükümetin çalışmaları hızlandırdığı görülüyor...

İddiaya göre Erdoğan 8 Mart''ta Meclis''i fethedecek ve YSK seçim takvimini başlatacak...

MHP lideri Bahçeli''nin de "Mayısta bu işi bitirelim" çağrısının ardından seçim tarihi neredeyse netleşirken, AKP sadece EYT, asgari ücret, kadro sözü, maaş artışı ve kredi düzenlemeleriyle seçim yatırımlarına yönelmiyor, diplomatik çabalara da hız veriyor...

Çünkü Türkiye''nin çevresi ateş çemberi... İşte Yunanistan''la devam eden gerilime zaman zaman Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bazen de Cumhurbaşkanı Erdoğan farklı uyarılarla müdahale ediyor...

Erdoğan, Suriye için kullandığı "bir gece ansızın gelebiliriz" şeklindeki uyarısını Yunanistan için de seslendirmekten kaçınmamıştı...

Erdoğan, geçen yıl 11 Aralıkta Samsun Gençlik Buluşması''nda Yunanistan''a adalar üzerinden eleştiride bulunurken de, "Atina rahat durmazsa vururuz" deyince, Yunanistan teyakkuza geçmişti...

AKP liderinin 14 Ocak''ta Muğla''nın Fethiye ilçesinde vatandaşlara hitap ederken, "Yunan uslu durduğun müddetçe seninle işimiz yok... Yeter ki uslu dur" ifadelerini kullanması ise diyalog yollarının açık tutulduğu şeklinde de yorumlanmıştı...

Aslında sınırlarımızda yoğunlaşan diplomasiye dikkat çekmemizin tek nedeni Yunanistan ile olan gerilim değil...

AKP, Atina ile gerilimi seçim öncesi yükseltir mi, düşürür mü henüz bilinmiyor ama, Suriye konusu var ki, iki tarafı keskin bir bıçak olan bu soruna neşter vurmak için devletin diyaloğu yoğunlaştırdığı görülüyor...

Peki, AKP''nin Şam ataklarının asıl sebebi nedir?..

SINIRDAKİ YÜK ATILACAK MI?..

Emperyalizmin iç savaşla kuşattığı ve ABD''nin Doğudaki, Rusya''nın ise Batıdaki petrol ve altyapı tesislerini denetimi altında tuttuğu Suriye''deki kaos Türkiye''nin üzerine büyük bir ekonomik yük bindirirken, AKP de hem yanlış diplomasiden dönmek, hem de seçim öncesi sınırdaki meseleleri ortadan kaldırmak için çabalarını yoğunlaştırıyor...

Çünkü bölgede ileri karakol kurmak isteyen Rusya ve ABD''nin hiçbir şekilde çatışmaya girmediği bir coğrafyada, 500''den fazla Türk askerinin şehit olması toplumun tepkisini çekerken, Suriye için harcanan paranın en az 100 milyar dolar olarak ifade edilmesi de, Türkiye''deki hayat pahalılığı, zamlar ve enflasyonun nedenlerinden biri olarak gösteriliyor...

Çünkü Türkiye içinde en az 4 milyon Suriyeli ekonomiye yük olmaya devam ederken, Erdoğan''ın "sınırın dışında da 4 milyon kişiye bakıyoruz" şeklinde açıklamaları devletteki sıkıntının büyüdüğünün işaretleri...

AKP''de artık yükün ağırlığının farkında olmalı ki, Beşar Esad''la diyaloğu yoğunlaştırmaya çalışıyor...

İşte Türk ve Suriyeli dışişleri yetkilileri sıklıkla Rusya''da bir araya gelirken, iki ülkenin istihbarat yetkilileri de diyaloğu sürdürüyor...

Bu arada sadece Rusya değil, İran da Suriye ile Türkiye arasındaki gerilimin bitirilmesi için çaba harcıyor...

İşte İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan da önceki gün Ankara''ya geldi ve önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile uzun bir görüşme yaptı...

Görüşmelerde Suriye meselesi üzerine uzunca durulduğunu açıklayan Çavuşoğlu, "Gerek Türkiye gerek İran olarak Suriye''nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini güçlü şekilde destekliyoruz" dedi.

Suriye''de kalıcı bir barış için sonuç odaklı adımların atılması konusuna dikkat çeken Çavuşoğlu, bu doğrultuda rejimle de bir angajman sürecinin başladığını anlattı...

BİR TAŞLA ÜÇ KUŞ...

Peki; seçim öncesi ekonomik yatırımlarla tabanını ayakta tutmaya çalışan AKP iktidarı bir yandan uzun süredir gerilim yaşanan Yunanistan''a gözdağı verirken, diğer taraftan da Türkiye için sosyal- siyasal ve ekonomik açıdan yük olan Suriye meselesine niçin bu kadar odaklandı?..

Erdoğan 14 Mayıs''ta yapılması planlanan seçim öncesi Suriye sorununu hem güvenlik, hem de diplomatik açıdan çözerek toplumdaki desteğini arttırmak istiyor...

TSK kara harekatı için sınırda beklerken ve Avrupa ile Amerika operasyonu durdurmak için çırpınırken, AKP Suriye ile diyaloğu biraz da siyasi açıdan bir avantaja dönüştürmek istiyor...

İktidar bu uğurda hem PKK''yı püskürtmek için Suriye''nin desteğini almaya çalışıyor, hem Şam yönetimiyle 11 yıl önce başlayan gerilimin ekonomi ve diplomatik açıdan verdiği zararı kapatmak istiyor...

Bu arada Türkiye, Suriye''nin bundan sonraki yönetim stratejisinde ve yeniden yapılanmasında etkili olmaya da çalışıyor...

Alman yayın organı

Deutsche Welle''da, 26 Mayıs 2021''de yeralan bir haberde, "Suriye''nin büyük bir bölümünün altyapısı ve ekonomisi enkaza dönüşmüş durumda. Rejimin kontrol ettiği bölgelerde insani yardım ihtiyacı giderek büyüyor. Suriye yeni müttefik arıyor" denilmesi de, önümüzdeki dönemde Suriye''de yakıp yıkılan kentlerin yeniden inşası için ABD, İran ve Rusya''nın yanı sıra Türkiye''nin de etkili bir aktör olmaya çalışacağını akıllara getiriyor...

Bu arada Dünya Bankası''nın 2017 tarihli "Savaşın Bedeli" (The Toll of War) adlı raporunda, savaşın sadece ilk 5 yılında Suriye ekonomisine verilen zararın yaklaşık 226 milyar dolar olarak saptanması (bu rakamın 2022''ye kadar 350 milyar dolara yükselme olasılığı) Suriye''nin, yeniden inşa faaliyetleri açısından birçok ülkenin iştahını kabarttığı anlamına da geliyor...

Velhasıl, Şam ile diyaloğun yoğunlaştırılması, bu ülkede zaten okulları onaran, fiziki yatırımlara yönelen ve yardımları arttıran Türkiye''nin Suriye''nin yeniden inşasında da etkisini arttırabileceğini ortaya çıkartıyor...

Erdoğan seçim öncesi Suriye ile uzlaşarak hem bir taşla üç kuş vurmanın planını yapıyor, hem de propaganda döneminde seçmenin dikkatini AKP''ye yoğunlaştırmak istiyor...

Bakalım en az 8 milyon sığınmacının büyük sosyo ekonomik sorunlar yaşattığı bir dönemde; Şam yönetimi Türk askerinin çekilmesini isterken, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın ise "kara harekatı halen seçenek" derken, Suriye stratejisi 14 Mayıs seçiminde iktidara bir katkı sağlayacak mı?..

Yazarın Diğer Yazıları