Sarıgül ve CHP

Yerel seçimler yaklaşıyor. Seçimleri alma odaklı çalışan tek parti AKP gibi bir görüntü algılara yerleşiyor ya da yerleştiriliyor. “Bu çalışmayı kim yapıyor?” un cevabını ararken, AKP’ye en büyük desteği CHP ve MHP’nin verdiği yadsınamaz bir gerçek olarak ortada. Mansur Yavaş’ı aday göstermeyen MHP, Ankara’yı kazanacakken, hükmen yenilgiyi kendi ilan etmiş oluyor. CHP ise İstanbu’lu Mustafa Sarıgül’ü aday gösterdiği taktirde, sağ seçmenden gelecek oylarla yüzde doksan alacakken, henüz Sarıgül’ün aday yapılıp yapılmayacağı belirsizliğini koruyor.
AKP’ye oy vermekten vazgeçenler dahil, MHP ve bir kaç parçaya bölünmüş, sosyal demokrat oy sahibi seçmen Sarıgül aday yapılırsa, ödünç de olsa CHP’ye oy verebileceklerini, gerek anketlerle gerekse sahadaki gözlemlerimizle görebiliyoruz. Tanıdığım bir çok insan böyle bakıyor, böyle yorumluyor. AKP’nin, İstanbul’u ve Ankara’yı kaybetmedikçe iktidardan alaşağı edilmesi de mümkün gözükmüyor.
Adana’da Aytaç Durak’ı uyduruk suçlamalarla yiyen AKP’nin, Kayseri’de yenilip yutulmayacak suçlamaları görmeyip adamına sımsıkı sahip çıkması bile MHP’nin aklını başına getirememiş. “CHP ve MHP’nin ortak özelliği kolay adam harcamak” demekten kendimi alamıyorum.
Peki Sarıgül neden ve nasıl alternatif aday haline geldi?
Kendi yaşadığım 2 örnekle açıklamaya çalışayım. Bilindiği üzere solcular MHP ve BBP’yi Ülkücülerin partisi görürler ve bu yüzden ayırt etmeden faşist partiler adderlerdi. İşte böyle bir iklimi yaşadığımız dönemlerde, ben BBP İstanbul İl Başkanıyken, Mustafa Sarıgül Şişli’de Belediye Başkanı idi. Bir gün makamda otururken sekreter arkadaş, “Başkanım kendisinin belediye başkanı olduğunu söyleyen biri ziyaretinize geldi, içeri alayım mı?..” diye sordu. Hemen kalktım kapıya yöneldim, Mustafa Sarıgül’ü hoş beş edip makama buyur ettim. Kendisi nazikçe, “İl merkezinizin ilçemde olması benim için şereftir” dedi ve parti yasalarının, parti bütçe yardımlarının haksızlığına isyanını anlatarak, “Siz de bütçeden yardım almayan dürüst bir partisiniz. Yanlış anlamayın eğer kabul ederseniz, yıllık bütçenizi karşılayacak finansman için formüle açığım. Güvendiğiniz bir iş adamına ihale vereyim. Oradan elde edilecek kârla bütçenizi oluşturun, ona buna el açmayın” dedi. Bir an hayretler içinde kaldım ve teşekkür ettim. Tabii ki istemedim. Tevessül etmedim ama bir belediye başkanı, bir ilçede yüzde 77 ile seçimi neden alabiliyor analiz edelim istedim... Mustafa Sarıgül’e iadei ziyarette bulunduğumda mizahi bir dille bana anlattıklarını aynen sizlere aktarıyorum:
Seçim sandıklarını geziyorum, oy kullanmış yaşlı bir amca ellerini açmış “tövbe tövbe” diyor. Amca, Sarıgül olduğumu anlamadı, tanıyamadı. Sordum, “Hayırdır amca neden tövbe ettin” dedim. Cevap aynen şöyle, “Evlat ilk defa bir komoniste oy verdim. Allah beni affetsin...” “Peki o zaman neden oy verdin” dedim. O da, “Evlat, adam camilerimize el attı. Temizlik, ısınma, çay ocakları, sıcak su ile abdesti onun sayesinde alıyoruz, vermesek olmazdı” diye cevap verdi İşte Sarıgül milletin gönlüne bu şekilde girdi. Paylaşmasını bilen adam; cenazen olur gidersin ne lazımsa alırsın. “Hangi partilisin, bu adam bize oy verdi miydi” demez. İlçe başkanından kart istemez. Cenazede, düğünde, milletin değer verdiği her şeyde görüntü icabı bile deseniz var. Kısacası solun Tayyib’i lâkabını bu şekilde almış adam.
Evet ya, Bahçeli yıllar önce, “MHP’den İstanbul’a dudak uçuklatacak bir kişiyi aday yapacağım” demişti. Ama dudaklarımızı seçtiği, yardımcısı yaptığı kişilerin porno kasetleri ile uçuklatmıştı. Evet arkadaşlar, AKP neden CHP ve MHP sayesinde seçim alıyor anlıyor musunuz?..

Yazarın Diğer Yazıları