Saray Projesi
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?
Nerede sivil toplum kuruluşları?
Nerede Türkiye Barolar Birliği?
81 ilin barosu nerede?
Nerede Türk Hukukçular Derneği?
Türk Hukukçu Kadınlar Derneği
Türk Ceza Hukuku Derneği
Nerede Atatürk’çü Düşünce Derneği?
Nerede Çağdaş Hukukçular Derneği?
Nerede özgür medyamız?
Nerede Basın Meslek Kuruluşları?
Çok açık ve net söylüyorum:
-Korkuyorlar…
Demokrasi yerini Monokrasi’ye bıraktı
-Umurlarında değil…
Anayasal meşruiyeti olmayan seçilmiş cumhurbaşkanı oldu;
-Umurlarında değil…
Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirmeye;
-Çok korkuyorlar…
Yasama, yürütme ve yargı tek elde toplandı;
-Eleştirmeye korkuyorlar…
Yüksek Seçim Kurulu anayasayı paspas gibi çiğniyor;
-Tepki göstermeye korkuyorlar…
Ancak korkmadıkları ve umursadıkları konular da var…
Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı aday oldu ve seçimi kaybetti ya…
-Vurun abalıya…
Bülent Kuşoğlu CHP Kurultayı’nda “Kemal Kılıçdaroğlu tekrar aday gösterilir” dedi ya…
-Vurun abalıya…
CHP’ye sonradan katılıp kalleşlik ederek partiyi de liderini de eleştiren kişiliksizler var ya…
-Döküldüler ortalığa…
Ne Kılıçdaroğlu ne de Kuşoğlu onlar hakkında dava açmazlar ya…
-Saldırıyorlar…
Güçleri kaybedene yetiyor…
Diktatöre yetmiyor…
Sıkıysa aynı kelimelerle aynı sertlikte eleştirseniz ya Erdoğan’ı…
Devletin tüm gücü ile askere, jandarmaya, polise mükerrer oy kullandırma iddiasını yazıp, yorum yapsanız ya…
-Yapamazsınız çünkü güçlüden korkarsınız…
Sizler ancak seçim kaybedene hücum eden zavallılarsınız.
İftira atıyor, şu yalanı uyduruyorsunuz:
-“Abdüllatif Şener’in CHP’ye alınmasını Bülent Kuşoğlu sağladı…”
Sonra da bu yalan üzerinden hayali yorumlar üretiyorsunuz.
-Topunuza yazıklar olsun…
Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan yardımcılarını büyük ölçüde yeniledi ya;
-Değişim saymadınız.
Kemal Kılıçdaroğlu tüm danışmanları ile yollarını ayırdı ya;
-Dönüşüm saymadınız.
Kurultay kararı alınmasını az bulup her biriniz Erdoğan gibi haykırmaya başladınız;
-Bay bay Kemal…
Utanma yok ki, arlanma yok ki, çekinme yok ki…
Karşılarında medeni bir lider ve demokrat insanlar var.
Kurultay kararı alan ve değişim için yola çıkan asırlık çınar Cumhuriyet Halk Partisi var.
Demokrasi aşığı hoşgörü abidesi Kemal Kılıçdaroğlu var.
Seçimleri kaybetti ama hiçbir zaman itibarını kaybetmedi…
Baktılar ki kurultay öncesi kaptanı olduğu gemiyi Kurultay limanına başarı ile götürmeye kararlı Kılıçdaroğlu var.
Baktılar ki kuru gürültüye pabuç bırakmıyor…
Dediler ki en güvenilir kalelerini genel başkanlık için öne çıkaralım ki Kurultay öncesi siyaseten güçsüz kalsın.
Bu oyunu gören 40 yıllık dava arkadaşı Bülent Kuşoğlu çok sert tepki gösterip dedi ki;
-“Grup başkanımız da o mevkide otururken, ya da Ekrem Bey Büyükşehir Belediye Başkanı'yken, Genel Başkan'a karşı daha dikkatli olmalılar.”
Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu'na şöyle seslendi Kuşoğlu:
-“Niyetleri varsa adaylıklarını resmen ilan edip, kurultayda yarışabilecekler. Ama ‘Kemal Bey gitsin, beni koltuğa oturtsun' gibi bir tutum doğru olmaz.
-Genel Başkan seçimli olağanüstü kurultay düzenleyebilir. Seçim sonuçlarına göre bırakabilir de bir süre daha devam ettirebilir de.
-Tabii siyasetin şartları, seçim sonrası durum belirleyecektir.
-Bu kurultayda kesin aday gösterilecektir.”
Bunları söyleyen Bülent Kuşoğlu;
-Elbette hücuma uğrar,
-Elbette Şener’i CHP’ye getirme iftirasına uğrar,
Siyasi yıkım taktiği şöyledir;
-Yanındaki sağlam dayanakları yık ki lider yıkılsın…
Bilinsin ki;
-Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu asırlık çınar CHP’yi asla yıkamazsınız…
Atılan çamurlar ne Kılıçdaroğlu’na ne de Kuşoğlu’na yapışmaz…
Son sözü söyleyeyim;
-Yerel seçim öncesi CHP’de lider değişimi önerisi Saray Projesidir.