Sanayisizleşme sürecindeyiz
Küreselleşmeye spekülatif sermaye hakim oldu. Sanayici de spekülatör oldu. Bu süreçte finans sektörü reel sektör aleyhine gelişti. Sermaye piyasasında zaman zaman balon oluşuyor ve istikrarı bozuyor.
Sanayi devrimi sonrasında dünyanın en zengin insanları olarak sanayicilerin adı geçiyordu. On dokuzuncu asrın başlarında araba maliyetini düşürerek 500 dolara her Amerikan vatandaşını araba sahibi yapmak isteyen Ford, aynı zamanda dünyanın en zengin insanlarından birisi oldu. Bugün küreselleşmenin geldiği noktada sanayicinin esamesi okunmuyor. Şimdi sanayicinin yerine; finans piyasasında iş yapanlar, borsalarda oynayanlar, sıcak para sahibi olup gelişmekte olan ülkelerden spekülatif kârlar elde edenler geçti. Mamafih dünyanın en zenginlerinde ilk sıralarda hizmet sektöründe iş yapanlar; market sahibi Warren Bufet ve internet pazarlama sahibi Jeff Bezos yer alıyor.
Bu süreçte Çin gibi bazı ülkelerde sanayileşme hızlandı. Bizde ise son 20 yıldır sanayisizleşme dönemi başladı. Önceleri sanayileşmenin önünü açan planlamaya uyulmadı. Sonradan tamamıyla kaldırıldı. Teşvikler sanayi sektörü yerine konut sektörüne aktarıldı.
İmalat sanayiinde;
* Yeni yatırımlar yapılmıyor; Makine ve teçhizat yatırımları, 2017 yılında düşük yüzde 0,8 oranında büyüdü, 2018 yılında yüzde 6,8 oranında daraldı, 2019 yılında da yüzde 5,5 oranında daraldı. 2003-2012 yılları arasında yüksek faiz düşük kar nedeni ile sanayici, yatırım ve üretim yapmak yerine parasını faizde ve ithalatta değerlendirdi. İmalat sanayiinde yatırım teşvikleri daraldı. Doğu ve Güney Doğuya verilen teşvikler de terör nedeni ile işe yaramadı.
2012 sonrasında kur artışları ve 2018 kur şoku bu defa yatırım malı ithalatını düşürdü. Ne var ki 2016 FETÖ terörü, sıkı yönetim süreci ve başkanlık sisteminde ortaya çıkan uyum sorunu, hukukun üstünlüğü ve demokraside kan kaybı, güven kaybına neden oldu. Yatırım ortamı kalmadı.
* Kapasite kullanım oranı düştü. 10 yıldır imalat sanayiinde kapasite kullanım oranı yüzde 75 dolayında seyretti. 2018 kur şokundan sonra daha da düştü. Düşük kapasite üretim maliyetlerinin artmasına ve fiyat istikrarının bozulmasına neden oldu.
* Toplam faktör verimliliği düşük kaldı. Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından uygulanan Türkiye de toplam faktör verimliliği araştırmasına göre, 2012-2017 yılları arasında Türkiye ortalama yüzde 5.8 oranında büyüdü. Bu büyümeye Toplam Faktör Verimliliği 0.8 puan katkısı oldu. Bu sonuç Türkiye de toplam faktör verimliliğinin düşük olduğunu gösteriyor.Verimlilik kısaca daha az girdi ile daha çok ürün elde etmektir. Üretimde kullanılan sermaye, işgücü, enerji, malzeme ve hizmetler olarak girdi ile çıktı arasındaki ilişki toplam faktör verimliliğini gösterir. Türkiye'nin uzun vadede büyümesinin sürdürülmesi ve kalkınması için sanayi ve teknolojide yeni yatırımlar yapması gerekir.
Devlet hem piyasa ekonomisi diyor hem de birinci derecede lüks konut üretiyor. Türkiye'nin uzun dönemli kalkınması için Devlet artık konut yatırımlarını piyasada arz-talep şartlarına bırakarak sanayileşme planı yapmalıdır.